Sabah Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, ateşkes arayışlarının sürdüğü Suriye’de “güç paylaşımına razı olmayan tüm devletler, ‘oyun bozan Türkiye'yi de kendince terbiye etme arayışında” olduğunu yazdı. “Uluslararası aktörlerin projeleri, içerideki işbirlikçileri her zaman vardı ve maalesef olmaya devam edecek” diyen Müderrisoğlu, “Konu, düşmanlık yapanın kapasitesini kırmak kadar, düşman sayısını azaltmaktan, Türkiye'nin iddia ve çıkarlarına halel getirmeyecek şekilde dostların artırılmasından, diplomatik manevra kabiliyetinin güçlendirilmesinden de geçiyor” ifadelerini kullandı.
Okan Müderrisoğlu’nun Sabah’ta “Dış planlar… İşbirlikçiler… Politik manevra gereği…” başlığıyla yayımlanan (25 Şubat 2016) yazısı şöyle:
Artık stratejik manzara daha net...
1- Türkiye, orta ölçekli devlet olmaya zorlanıyor.
2- Bölgesel iddialarından vazgeçmesi isteniyor.
3- Mazlum milletlere ve coğrafyalara ilham kaynağı olması önleniyor.
***
Artık küresel işbirlikleri de açık.
1- ABD ve Rusya, Suriye'de alan ve nüfuz paylaşımını tamamlamak üzere.
2- Doğu Akdeniz Ruslara, Kuzey Suriye'deki petrol ve gaz bölgeleri ABD'ye...
3- ABD, PYD- YPG'yi taktik olarak kullanacak. YPG, Türkiye'yi frenleme aracı olabileceği gibi harita ve siyasi sistem değişiklikleri için uzun süre yedekte tutulacak.
4- Rusya, "düşmanımın düşmanı dostumdur" noktasından hareketle PKK, PYD, YPG ve hatta HDP'yi siyasi, askeri ve diplomatik açıdan desteklemeyi sürdürecek, muhtemelen yakında Ermeni kartını da açacak.
5- Moskova, Suriyeli sığınmacı dalgası ile Türkiye'nin dengelerini zorlamaktan, Kırım kaynaklı ambargonun rövanşını almak için AB'nin kimyasını bozmaktan vazgeçmeyecek.
***
Türkiye'nin doğusunda yeniden tırmandırılan terör, terörün baharla birlikte batıya taşınması planı, hem kırsalda hem de kentlerde şiddetin artışı için sinsi hazırlıkların başlaması... Bunlar da sürpriz değil.
***
Türkiye, küresel düzenin yeniden inşa edildiği, haritalara müdahale altyapısının kurgulandığı kritik bir kavşağın tam ortasında.
İki dünya savaşına mal olan BM ve IMF- Dünya Bankası sisteminin sürdürülemezliği ortada iken, güç paylaşımına razı olmayan tüm devletler, "oyun bozan Türkiye'yi de kendince terbiye etme arayışında!"
***
Sorunların, oyuncuların, planların ve zamanlamasının farkında olmak... Türkiye'nin devlet aklı hepsinin bilincinde ve üstesinden gelebilecek kudrette.
Lakin... Türk milletine ve siyasetine yön verme hesabıyla bombalar patlatılır, pusularda canla bedeller ödenirken;
Toplumsal direnç noktalarının zayıflaması,
Parlamento zemininde siyasetin parçalanması,
Terör takviyeli partinin milletin sinir uçlarına dokunan faaliyetleri...
İşte buradaki asıl mesele, büyük tehditlerin ürettiği büyük fırsatların değerlendirilmesinin önündeki iç engeller...
***
Daha önce de birkaç kez vurguladık. Türkiye, eli kolu bağlı oturmuyor. Kim hangi dilden anlıyorsa o dilden konuşabiliyor.
Ancak... Uluslararası aktörlerin projeleri, içerideki işbirlikçileri her zaman vardı. Ve maalesef olmaya devam edecek. Konu, düşmanlık yapanın kapasitesini kırmak kadar, düşman sayısını azaltmaktan, Türkiye'nin iddia ve çıkarlarına halel getirmeyecek şekilde dostların artırılmasından, diplomatik manevra kabiliyetinin güçlendirilmesinden de geçiyor. Düne ait makul pek çok gerekçe, insanlık önünde ahlaki duruş, zamanın haklı çıkaracağı olaylar dizisi yaşandığı muhakkak. Ama bütün bunlara rağmen bazı politika yapıcılarını ortak akılla gözden geçirmek de gereklilik!