Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturmalarla ilgili olarak "Üst rütbelerde Gülenistler şu an nerdeyse bitti denebilir ama alt rütbelerde Kemalist görünümlü Gülenistler çekirge sürüsü gibidir" iddiasını ileri sürdü.
Rasim Ozan Kütahyalı'nın "Kemalist görünümlü Gülenist subaylar meselesi" başlığıyla yayımlanan (2 Nisan 2017) yazısı şöyle:
Yeni bir darbe ya da kalkışma ihtimalinin olup olmadığı okurlarımızca bana çok soruluyor. Demokratlar teyakkuzda. En ufak bir olay insanımızı sokaklara döküyor. 22 Şubat 2017 TSK'da başörtüsü yasağının kalkması sonrası kışlalarda bir kıpırdanma ve homurdanma yaşanmış olması da insanları kaygılandırıyor...
*** Daha önce de yazdığımız gibi şu aşamada böyle bir askeri kalkışma ya da darbe ihtimalinin somut koşulları yok. Öte yandan ordunun şu anki yapısı gereği olacak en koyu laikçi kalkışma bile yine Gülenist mahiyete bürünmek zorunda. Üst kademelerde kendine Kemalist diyen subaylar çoğunlukta olsa da alt rütbelerde ve astsubaylarda çok büyük çoğunluk hala Gülenistlerdir. Alt rütbelerde olan vatansever askerlerimiz de bu gerçeği biliyor. Bu alt rütbe Gülenistlerin hepsi birden topluca atılamıyor çünkü böyle bir toplu tasfiye fiilen ordunun lağvedilmesi anlamına gelecek... Üst rütbelerde Gülenistler şu an nerdeyse bitti denebilir ama alt rütbelerde Kemalist görünümlü Gülenistler çekirge sürüsü gibidir. 22 Şubat sonrası üstlerini laiklik adına tahrik etmeye çalışanların da yine onlar olduğu tespit edilmiş durumdadır. Dolayısıyla her türlü askeri isyan ya da kalkışma ihtimalinde örgütlü çoğunluk oldukları için yine kontrolü ele geçirecek yapı Gülen örgütüdür. Herhangi bir kalkışmada ast-üst ilişkisi değil sıkı örgütlü askeri kesimin iradesi galebe çalar. Laiklik adına kıpırdanan sözde Kemalist subaylar yine sonuç olarak Gülen'in kucağına oturacaklarını unutmasınlar. Olaya ordunun iç yapısını bilerek ve azıcık da olsa kurmay zekası ile baksınlar. Bu millet böyle bir hainlik durumunda onları da yine Gülenist olarak mahkum edecektir... *** Kışlalardaki her kıpırdanmanın da suç olduğunu belirtmek isterim...1950'de ezanın orijinal İslami haline döndürülmesi ile beraber Menderes iktidarına karşı kışlalarda ilk hareketlenme başlamıştır. 27 Mayıs'ın baş aktörü darbeci General Cemal Madanoğlu anılarında bunu açıkça yazmaktadır. Yani sivil seçilmiş hükümeti devirmek bu alçakların kafasında 1950'den beri vardır. Ezana bile tahammülü olmayan bir hainler sürüsüdür bunlar. Darbe 10 sene sonra DP hükümeti hiçbir ciddi önlem almadığı için göz göre göre gelmiş ve Türkiye'yi mahvetmiştir... Ordumuz içinde 27 Mayıs ruhunu taşıyan Dündar Seyhan gibi Orhan Kabibay gibi Tarık Güryay gibi subaylar maalesef hala vardır. Bu 27 Mayıs kafasının FETÖ'den hiçbir farkı yoktur. Öte yandan bu 27 Mayıs kafasına Atatürkçü denmesini de -her ne kadar Alper Görmüş reddetse de- tarihsel ve bilimsel olarak doğru bulmuyorum. Bu yanlış yazılmış ve sonra da herkesçe kabullenilmiş galat-ı meşhur tarih algısıdır. Çünkü 27 Mayısçıların iktidardan indirdikleri DP elitlerinin, milletvekillerinin ve ailelerinin tamamı birden Atatürkçüydü. Aralarında Atatürk'e manen bağlı olmayan bir kişi bile yoktu... *** Yani anti-Kemalist demokratlara karşı Kemalistlerin darbesi değildir 27 Mayıs. Bu "fake" bir algıdır. Bu gerçeği o dönemin 1 numaralı uzmanı akademisyen Tanel Demirel de bilmektedir. Mesela Tarık Güryay denen aşağılık işkenceci ve darbeci daha önce de yazdığım gibi gerçek bir Atatürkçü Cumhuriyet hanımefendisi modeli olan Perihan Arıburun'u Yassıada'da tekme tokat dövmüştür... Yassıada anılarının birkaçında birden yazdığına göre çok cesur ve mert bir kadın olan Perihan Arıburun da bu işkenceye karşı "Çıkar silahını onurun varsa vur beni" diye bağırmıştır. Güryay da bunun üzerine korkmuş, ürkmüştür. Perihan Hanım Atatürk'ün Harbiye'den en sevdiği hocası ve Kurtuluş Savaşı kahramanı General Naci Eldeniz'in kızıdır. 27 Mayıs ihanetine karşı çıkmış ve hapse atılmış şerefli bir subay olan Hava Kuvvetleri Komutanı Tekin Arıburun'un da eşidir. Tekin Paşa'nın soyadını bizzat Atatürk koymuştur. Çünkü babası Çanakkale'de Conkbayırı kahramanı ve Atatürk'ün çok yakın arkadaşı şehit Yarbay Hüseyin Avni Bey'dir... *** İşte bu insanlar gerçek Atatürkçülerdir. Atatürk'ün can yoldaşlarıdır. 27 Mayıs'ın şerefsiz darbecilerinde azıcık samimi Atatürk sevgisi olsa Atatürk'ün en sevdiği insanların çocuklarına bu aşağılık işkenceleri yapamazlardı. O sebeple bugünün darbecileri de Atatürk'ü istismar edemeyecekler. İzin vermeyeceğiz. Her darbeci vatan hainidir ve bedelini muhakkak ödeteceğiz...