Sabah yazarı Engin Ardıç, darbe girişiminin planlayıcısı olmakla suçlanan Fethullah Gülen'in liderliğini yaptığı cemaatin ABD'de Demokrat Parti'nin başkan adayı olan Hillary Clinton'ın kampanyasına destek olduğunu ileri sürdü. Ardıç, "Şimdi, Fetullah'ın ayakkabısına su doldurup içenlerin de olduğunu öğrendik. Peki o pisliği içince Fetullah'ın hangi "meziyeti" geçiyor bunlara? Bunun bir adım sonrası, yemledikleri Hillary Clinton'un göbeğinden rakı içmek olmalı ki, oturak âlemi yaparlar mı bilmem.. Canım belki bunun da meraklısı vardır, Amerikalılar MILF derler, açıklamasını yazmayacağım" diye yazdı.
Engin Ardıç'ın Sabah gazetesinin bugünkü (15 Ekim 2016) nüshasında yayımlanan 'İğrenç' başlıklı yazısı şöyle:
Müritleri olan güzel kızlarla yakışıklı oğlanları yatakta "halvet eden" ve seyrine bakan örgüt lideri görmüştük. Yakından izliyordu! Hem de pek yakından. Buna bir de Arapça kokan bir isim uydurmuştu, kendi kafasındaki çarpık din anlayışına göre "bilmemne nikâhı gözetim altında" yapılırmış, siz dikiz anlayınız. Ne İslam'da böyle bir sapıklık vardı ne de herhangi bir dinde. Herifin derdi başkaydı. Zaten güzel olmayan kızları ve yakışıklı olmayan çocukları örgüte almıyordu. Bir de babasının çok parası olacaktı tabii... Bin beteri varmış meğer! Fetullah'ın sakalının kılından muska yapıp boynuna asanları biliyoruz. İçlerinde pek çağdaş bürokratlar da var. Fetullah'ın terini sildiği kâğıt peçeteyi yutanlar da var, evet, hürp diye yutanlar... Herhalde o terden o kişiye bir kuvvet geçiyor. (Öldürdüğü hayvanın etini yiyince onun kuvvetine de sahip olmak sanısı, en ilkel toplumlarda gözlenen bir "ritüel"dir. Eh bu da bizim ilkellere mahsus demek ki.) Şimdi, Fetullah'ın ayakkabısına su doldurup içenlerin de (böğk!) olduğunu öğrendik. (Bunu Batılılar da yaparlar ama onlar opera sanatçısının ayakkabısına şampanya doldurup içerler, kadın şarkıcının tabii. Gene de bir böğk daha.) İşte Amerikalı gazeteci Dexter Filkins yazıyor The New Yorker dergisinde. Ona da örgütten ayrılan Sait Alpsoy anlatmış. Saygın bir dergidir, adam da Pulitzer ödülü sahibi, herhalde asparagas değildir. Olmamalı. Peki o pisliği içince Fetullah'ın hangi "meziyeti" geçiyor bunlara? Bunun bir adım sonrası, yemledikleri Hillary Clinton'un göbeğinden rakı içmek olmalı ki, oturak âlemi yaparlar mı bilmem... Üstelik başkan adayı hanımın yaşı biraz geçkince, hani Beyonce falan olsa, ya da Kim Kardaşyan... Canım belki bunun da meraklısı vardır, Amerikalılar MILF derler, açıklamasını yazmayacağım. Rakı yasak da demeyiniz, gene bir gazeteci, Nedim Şener, tanınmış bir hanımın evinde "viskili FETÖ toplantıları" yapılmış olduğunu söylüyor. FETÖ'cüler hızlarını alamazlar, arkadaşlarından birini zorla yere yatırdıktan sonra ayakkabı ve çoraplarını çıkarıp çıplak ayağını öperlermiş! Bu sevgi belirtisiymiş. Zoraki fetişizm. Peki o zaman psikologlar şu fetişizm türüne de bir tanım bulsunlar: Dexter Filkins'e göre müritleri "Gülen'in giydiği ayakkabıdan bir deri parçasını koparıp kaynatarak bunun suyunu da içerlermiş"... Çüş. Kirliye attığı donunu saklayıp "emanet-i mukaddese" muamelesi yapmalarını tavsiye etmiştik, abarttık sanıyorduk, abartmamışız meğer... Bir diğer marifetleri, "Gülen'in artıklarını yemek için" sıraya girmeleri ve hatta kavga etmeleriymiş... Kodeste bulunan bazı arkadaşlara sorun bakalım: Siz Gülen'in nesini yemiştiniz?