Sabah yazarı Melih Altınok Tahran'daki 3'lü zirve'de "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bugün başlayan İran temaslarında tavrı, bölgenin ve dünyanın kaderinde etkili olacak" diye yazdı.
Zirvede, Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulunması amacıyla, Astana mekanizması bağlamında sahada ve siyasi süreç kapsamında yürütülen ortak çabaların ele alınacak.
Altınok'un "Dünyanın gözü kulağı bugün Erdoğan’da" başlığıyla (7 Eylül 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Dünyada yaklaşık altmış noktada çatışma var. Ancak hiçbirinde durum ve "taraflar" Suriye'deki gibi karmaşık değil. Sabahtan akşama taraf değiştiren sahadaki grupların yanı sıra bölgeye yoğun ilgi gösteren devletlerin stratejik hedefleri de kaosu derinleştiriyor. Rusya'nın son hava harekâtıyla İdlib üzerinden başlayan gerginlikte de düğüm körleşmiş halde. 3 milyonu aşkın sivilin yaşadığı belirtilen kentte kimin kim olduğunu kestirmek çok güç. Kentte, Suriye'nin "meşru muhalefetine" bağlı güçlerin yanı sıra, El Kaide kökenli kimi "terörist" unsurların da bulunduğu belirtiliyor. Buna karşın, havada arkasına Rus uçaklarını alarak İdlib'e doğru ilerlemeye çalışan rejim de, karada "seküler teröristlerle" işbirliği yapıyor. İstihbarat kaynaklarına göre, Esad'ın kurduğu ordunun içinde PKK-YPG, DHKP-C ve Türkiye'de de kanlı eylemler yapan Mihraç Ural'a bağlı teröristler var.
*** Son olarak Fransa'nın bile askeri güç kullanmaya hazır olduğunu açıkladığıİdlib meselesinde en önemli rolü Türkiye oynuyor. Ve işi hiç de kolay değil. Zira Ankara, hem Esad'ın devrilmesi perspektifini paylaştığı ABD ile hem de iç savaşın başından beri Şam'ın muhafızlığını üstlenen Rusya ile bir denge politikası gözetmek zorunda. Dahası, hâlihazırda 3.5 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'nin, Suriye'ye sınır bile olmayan devletler gibi konforlu bir hareket alanı da yok. Attığı her adımın, yeni göç dalgası ihtimali gibi, olası kısa vadeli somut sonuçlarını da gözetmek zorunda. *** Tüm gözlerin çevrildiği Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bugün başlayan İran temaslarında tavrı, bölgenin ve dünyanın kaderinde etkili olacak. ABD'den, Rusya'dan ve Almanya'dan gelen açıklamalar da Türkiye'nin bu pozisyonunu teyit ediyor. İktidar cephesinin süreçle ilgili reflekslerini, içeride yüzlerine İslamcı maskesi takmış ABD beslemelerinin propagandalarına aldırmadan sergilemesi sevindirici. Zira sağdan soldan bu FETÖ imitasyonlarının, nedense hep ABD'nin çıkarlarıyla örtüşen kuru gürültüye pabuç bırakılsaydı... Bugün Afrin gibi, olası göç hareketini Suriye içinde yönlendirileceği alanlarımız olmayacağı gibi, İdlib'den kaçıp Türkiye'ye sızmasından endişe edilen teröristler zaten içimizde "patlıyor" olurdu.