Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, Meclis'in yeni Yasama Yılı'nın başlamasıyla birlikte "sinsi bir mekanizmanın işletilmeye" başladığını iddia etti. Müderrisoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "At izi it izine karıştı" ifadesinin ardından başlayan tartışmayla ilgili olarak "FETÖ operasyonlarını, dedikodu, kanaat veya bilgi kırıntısı üzerinden AK Parti'nin içini karıştıracak şekilde kullanma planı adım adım işletilmekte. Sürecin inisiyatifi, siyaset kurumundan çıktıkça, her tarafa çekilebilecek spekülatif olaylar dizisi ile karşılaşılması; zaman ve enerji kaybı çok muhtemel!" dedi.
CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, soruşturmaların siyasi ayağı olmadığını iddiasıyla eleştirerek “AKP’nin tek derdi var, kendi içindeki FETÖ’cüleri himaye etmek" demişti:
Okan Müderrisoğlu'nun Sabah gazetesinin bugünkü b nüshasında yayımlanan '15 Temmuz’un içini boşaltma girişimleri!' başlıklı yazısı şöyle:
Aman dikkat!.. Meclis'in yeni yasama yılına başlaması ve siyasetin ısınması ile birlikte alttan alta "sinsi bir mekanizma" işlemekte. Bir kuliste başlayan ama kaynağı belli olmayan, fitne kokan duyum veya iddia, bir başka kuliste adeta teyit edilmiş bilgi gibi algılanmakta.
Bir süredir hissedilen, artık daha açıkta cereyan eden konuşmalar, rehavetin doğuracağı tehlikeli sonuçlara işaret ediyor.
Esasen gelişmeler çok açık. Oyunun merkezinde, "7 Ağustos Yenikapı Ruhu'nu bitkisel hayata sokma" hedefi var. Ki CHP, son dönemdeki söylem ve eylemleri ile fabrika ayarlarına döneceğinin işaretlerini vermekte. İktidar karşıtlığından beslenen kimi medya ve sermaye grupları da 15 Temmuz darbe girişimine karşı takındıkları zoraki tutumu bile hazmedemeyen geleneksel paydaşlarının baskısına teslim olarak hızla eski kulvarına çekilmekte.
Satranç tahtasının iki köşesindeki iç kalelerini tahkim eden odakların sahneye süreceği enstrümanlar gün ışığına çıktıkça, yapılması gerekenler de netlik kazanmakta...
***
FETÖ operasyonlarını, dedikodu, kanaat veya bilgi kırıntısı üzerinden AK Parti'nin içini karıştıracak şekilde kullanma planı adım adım işletilmekte. Sürecin inisiyatifi, siyaset kurumundan çıktıkça, her tarafa çekilebilecek spekülatif olaylar dizisi ile karşılaşılması; zaman ve enerji kaybı çok muhtemel!
15 Temmuz'un siyasi boyutu ileri sürülerek gündemde tutulan bu konuyu yönetmesi gereken kuşkusuz iktidar partisi.
Bir başka husus, 15 Temmuz'u sanki bir gecede yaşanmış ve bitmiş bir olay gibi gösterme ve deyim yerindeyse içini boşaltma hareketleri. 15 Temmuz hafızasını silerek yerine, 15 Temmuz sonrası alınan kritik kararları mağduriyet gibi öne sürme girişimleri bu amaca hizmet ediyor. Hep söylüyoruz, "kurunun yanında yaşın yanmaması" hukuk devletinin asli gerekliliği.
Haksızlığa uğradığını savunan tek bir bireyin bile hukukunun korunması zorunlu. Ama bu gereklilik asla, asli işlerin ertelenmesi veya bugün varılan noktada durulması anlamına gelmemeli.
15 Temmuz'un ardından gelişen yapısal nitelikli dönüşüm süreci de hız kesmemeli.
Bilhassa, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki kurumsal yapının yeniden inşası yolunda kat edilen mesafeden geri adım atma arayışlarına prim verilmemeli. Bugünlerde öncü sinyalleri gelen karşı kamuoyu oluşturma çabaları da hafife alınmamalı.
Hiç gündemde yokken bu sıralar bolca dillendirilen "erken seçim" söylemine zemin yaratacak yorum ve değerlendirmeler de göz önünde tutulmalı. Seçimi gerekçelendirmeye çalışan çevrelerin, iç siyasi tartışmalarla gündem çarpıtmaya çalıştığı, bilhassa bölgemizde sınırlar yeniden çizilirken Türkiye'yi milli çıkarlarını koruma ekseninden uzaklaştırabileceği unutulmamalı.
Ve tabii ki ekonomi. Gerek iç gelişmelerin gerekse dış ortamın ürettiği riskleri aynı anda yönetmeye uğraşan, terör ve sınır güvenliği tehditlerini bertaraf etmenin bedelini ödeyen Türkiye'ye, ekonomik şok vermeyi içeren kontra ataklara karşı uyanık olunmalı.