Sabah yazarı Engin Ardıç, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasında "hayır" çıkması durumunda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2023'te görev süresi dolmadan istifa edebileceğini savunarak "Parti başkanlığına döner, bu sefer öyle kazanmaya devam eder, eskisi gibi başbakan olur, 2023, 2027, 2031, 2035, Emr-i Hak vaki oluncaya kadar" görüşünü dile getirdi.
Engin Ardıç'ın "Evet sizin lehinize be hayırcılar!" başlığıyla yayımlanan (14 Nisan 2017) yazısı şöyle:
Attıkları bir kıtır şudur: "16 Nisan'da toplum bölünmüş olacak!" Toplumun bölünmemesi için "tulum çıkmasını" istiyorlar herhalde... Anayasa değişikliğini yapacak "merciye" de bir türlü karar verememişlerdi. Kimisi "kurucu meclis isterim" diye tutturmuştu, Cemal babasının ya da Kenan babasının devrindeki gibi... Öyle ya, anayasayı ancak "atanmış seçkinler" yapabilirlerdi, şöyle CHP'li gazeteciler, hukukçular falan, "kerli ferli" kalantorlar, oturaklılar... Milletvekilleri yani halkın temsilcileri kim oluyorlardı da anayasa yapacaklardı? Bunu söyleyenler arasında sosyalist geçinen eşekler de vardı. Halka gidilecekse de, onları tatmin edecek bir oran... Kimisi yüzde 70 diyordu, kimisi yüzde 80, yüzde 90 diyen bile çıkmıştı. Yani işi yokuşa sürecek, anayasanın "değişmemesini" sağlayacak her türlü formül mubahtı! Arslan parçaları, öyle yüksek bir oran ancak dikta altında çıkar. Tulum da ancak tek parti yönetiminde. Her seçim bir bölünmedir. Her referandum da öyledir. Siz "demokratik bölünme"ye neredeyse "iç savaş" havası katmaya çalışıyorsunuz. Hiçbir toplum "tek tip elbise" giymez, o ancak orduda yani emir-komuta zinciri altında mümkündür. Bir de Çin'in tarihe karışmış köylü komünizminde vardı... "Milli birlik ve beraberlik" düşmana karşı geçerlidir. Ki, kurtuluş savaşımızda bile yoktu. İstanbul yönetimi de, halkın bir kısmı da teslim olmaktan yanaydı. Fransa'da seçim yapılır, Hollande yüzde 52'yle kazanır, beylerimiz bunu pek demokratik bulurlar. Türkiye'de seçim yapılır, Erdoğan yüzde 52'yle kazanır, beğenmezler, halk cahildir, kime oy vereceğini bilememiştir. İngiltere'de referandum yapılır, yüzde 52 Avrupa Birliği'nden "çıkalım" der, yüzde 48 kalalım... Kimse bu oranları tartışma konusu yapmaz. Hani pazar günü bizde yüzde 52'yle hayır çıksa, asla itiraz etmeyeceklerdir. Ama yüzde 52'yle evet çıksa, hemen ertesi gün dırlanmaya başlayacaklardır. Önce bir süre "elektrik kesildi, oy torbası çalındı" gibi "klasik" yaveler... Arkasından "dağdaki çoban" teranesi... Ve hemen "bunu saymayız, yeni bir referandum yapılsın" girişimleri... Yenilen pehlivan ve güreş meselesi.
*** Ahmakların bir göremedikleri de şudur: Anayasa kabul edilirse Erdoğan devri en geç 2029'da biter. Bir daha geri dönemez. Pek pek milletvekili ve sonra herhalde "meclisbaşkanı" olur ki onun da yürütme gücü yoktur, semboliktir. Fakat hayır çıkarsa Erdoğan 2019'da cumhurbaşkanı sıfatıyla kazanır, 2023'te süresi dolmadan istifa edip parti başkanlığına döner, bu sefer öyle kazanmaya devam eder, eskisi gibi başbakan olur, 2023, 2027, 2031, 2035... Sürgit... Emr-i Hak vaki oluncaya kadar!