Sabah yazarı Şeref Oğuz, geçtiğimiz günlerde Türk lirası karşısında 3.94'ü görerek rekor tazeleyen doların 3.77'ye gerilemesiyle ilgili olarak "Paranın patronu Merkez, kendi lisanıyla konuşup dövizi indirebileceğini gösterdi. Üstelik üzerinde oluşturulan 'faiz artır' baskısını da hesaba katarak bunu yapabildi" dedi. Oğuz, "Ekonomi bürokrasisi, kanaat önderleri ve piyasa yapıcılar olarak bize düşen, kendi kaygı ve beklentilerini ivazsızca dile getirmemektir. Herkes sussun Merkez konuşsun derken kastettiğim tam da budur" ifadesini kullandı.
Şeref Oğuz'un "Herkes sussun Merkez konuşsun" başlığıyla yayımlanan (13 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Muallim Naci "oldu cân hem bezm-i cânân, dinlemem sussun cihân / Gûş-i cânım dinlesin ârm-ı cânım söylesin" der ve söz söylemeye yetkin olanların dışındakileri sükûta daveteder. Eğer ortada söylenmesi gerekenden fazla söz dolaşıyor hele ki çoğu da çelişiyorsa, geriye "algı kirliliği" kalıyor. Piyasalar zaten algı terörü ile saldırı altında iken döviz için her kafadan bir ses çıkması, sükûnet sağlamıyor. Doların yılbaşından bu yana yaşadığı tırmanıştan söz ediyoruz. Aslında bu konuda söz söyleme hakkı Merkez Bankası'nın... Bunu sadece başkanının beyanı ile değil, elindeki olağanüstü enstrümanları kullanarak söyler. Doğru zamanda, doğru yönde atacağı adımlarla piyasayı tanzim eder, kafa karışıklığını giderir, kaygılar üzerinden "sağlıksız fiyat oluşumunu" önler. Çünkü temel amacı olan fiyat istikrarı için dolar kurunun stratejik önemini bilir. Yalnızca stratejiyi değil, enflasyonu indirme hedefi olduğundan dolayı kurdaki artışın etkilerini de hesaba katar. Nitekim nisanda başkanlık görevini devralan ve büyümeyi de öncelikleri arasına koyan Murat Çetinkaya döviz kurunu herkesten daha yakından takip eder. Ancak "doları olan konuşuyor" misali her kafadan bir ses çıkarsa ne olur? Olanlar ortada zaten; son 1 ayda doların serencamı bunu bize gösteriyor. Bu yüzden diyorum ki konuşması gereken tek kurum, atacağı adımlarla, Merkez Bankası'dır. Merkez dün repo ihalesi açmayarak piyasaya "buradayım, ensenizdeyim" mesajını vererek dolarda %2.6'lık düşüş sağladı. Bankalara adeta TL basamayacağınıza göre lira ihtiyacınızı ya gelin benden alın veya topladığınız dövizleri satarak lira ihtiyacınızı karşılayın ayarı verdi. Paranın patronu Merkez, kendi lisanıyla konuşup dövizi indirebileceğini gösterdi. Üstelik üzerinde oluşturulan "faiz artır" baskısını da hesaba katarak bunu yapabildi. Yakın geçmişe bakın, Merkez'in sessizliği (5.5 puanlık faiz artışı öncesi elindeki silahları kullanmayarak) veya çok konuşması (daha önce zarf açılışına dahi gidip beyanat veren başkanlar örneği) daima sorun olmuştur. Ekonomi bürokrasisi, kanaat önderleri ve piyasa yapıcılar olarak bize düşen, kendi kaygı ve beklentilerini ivazsızca dile getirmemektir. Herkes sussun Merkez konuşsun derken kastettiğim tam da budur. Aksi halde yazımın başında alıntıladığım Muallim Naci'nin aynı şiirinin son beytine geliriz: "Bir zemân oldu bana sengi mezarım tercemân / Ben yoruldum söylemekten tercemânm söylesin."