Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, “küreselci bakışı” yansıttığını söylediği iki akademisyenin Ankara’da “Merkez Bankası’ndan TÜİK’e kadar uzanan yelpazede, sistemin içine danışman ve benzeri görevlerle girdiklerini ve alternatif otoriteye dönüştüklerini belirtti. Müderrisoğlu, söz konusu akademisyenlerin "Örtülü IMF izlenimi vermeye başladığını" öne sürdü. "Elbette, akademik ve bilimsel ekiplerden zamana ve zemine göre katkı alınabilir. Ama roller katkı vermenin ötesinde şekillenebiliyor, bilhassa özel ağlarda geleceğe dair kanaat oluşturulmasının altyapısına dönüşüyorsa, orada durup düşünmek gerekiyor” diyen Müderrisoğlu şöyle devam etti:
“Popülaritesini etkinliğe dönüştüren kamu dışı isimler; para politikası, fiyat veya istihdam istatistiklerine dair süreçlerde istişari fonksiyon üstlenirken…Aynı anda yabancı yatırım bankalarıyla da görüşüyor, asıl fikir alışverişini oralarda döndürüyorsa, devletin kurmaya çalıştığı bu yeni ilişki biçiminden hangi faydaları sağladığını titizlikle analiz etme gereği doğuyor.Biliyoruz ki…Yardımdan çok yararlanmayı, fikir vermekten çok fikir pazarlamayı esas alan ilişki biçimleri, kısa vadedeki sınırlı getirisine karşın orta vadede devlete bir şey kazandırmıyor.Nihayetinde…Sistemin duyarlı noktalarını test edip onaylama kimliğine bürünen bu tür aktörler, umulmadık zamanlarda sahneden çekilebiliyor. Ve onların bu tarz çıkış stratejileri, ekonomik veriler ve ekonominin ilerisi için yeni riskler yaratabiliyor.Özetle…Türkiye ekonomisinin ve ekonomiyi yönetenlerin asıl ihtiyacı; yedek ajandası ve bagajı olmayan isimlerin her türlü samimi desteğinin kazanılmasından geçiyor!”