Sabah yazarı Şeref Oğuz, 11 kişinin yaralanmasına yol açan metrobüs kazasıyla ilgili şoförü de eleştirerek, "Tamam, şemsiyelisaldırgan yolcular olabilir fakat direksiyonu terk edecek kadar aptalca davranmak neyin nesi?" diye sordu. Oğuz, "Şoförlerün kritik anlarda kontrolü yitirmeme konusunda psikolojik test, duyarlılık eğitimi, öfke yönetimi gibi yetkinlikler kazanması gerekiyor" dedi.
Olayla ilgili şemsiyeli saldırgan tutuklanırken, Acıbadem'de kaza yapan metrobüsün şoförü Recai Türkoğlu, emniyetteki ifadesinde yaşananları şöyle anlatmıştı:
"Araçlar yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra şahıs bir anda elindeki koyu renkli şemsiyesiyle burnuma vurdu. Ben de ayağa kalkmaya çalıştım. Bu esnada yüzüme vurduğu şemsiyenin etkisiyle dengemi kaybettim ve otobüste koridora düştüm. Olayın daha sonraki kısmını hatırlamıyorum."
Oğuz'un Sabah'ta "Şemsiyemin ucu kara" başlığıyla yayımlanan (25 Eylül 2016) yazısı şöyle:
Mühendislikte bir kural vardır; "insanı eğitemiyorsan, malzemeyi eğit" diye. Ancak hayati süreçlerden söz ediyorsak, "hem insanı hem de malzemeyi eğit" kuralı geçerlidir.
Metrobüste bir yolcunun sürücüye şemsiye ile saldırması ardından meydana gelen kaza,kalıcı tedbir geliştirme vaktinin geldiğini gösteriyor. Zira o metrobüs, direksiyonu terk edip yolcuyla kavgaya tutuşan şoförün kontrolü kaybetmesi yüzünden Köprü'den de uçabilir, faciaya dönüşebilirdi. Kamu araçlarından sürücü ile yolcunun irtibatını kesen, şoföre "kabin koruması" getiren çözümler, uzun yıllardan beri uygulanıyor. AB müktesebatı içinde imzaladığımız amapratiğe dökemediğimiz bu tedbir, sürücü kadar yolcunun da can güvenliğini sağlıyor. Metrobüs benzeri şemsiye saldırılarına fiziki bariyer oluşturuyor. Buraya kadar; mühendisliğin "malzemeyi eğit" kısmını çözüyoruz ki bu "gerek şart" olarak karşımızda duruyor. Fakat "yeter şart"; sürücüyü eğitmekten geçiyor. Kritik anlarda kontrolü yitirmeme konusunda psikolojik test, duyarlılık eğitimi, öfke yönetimi gibiyetkinlikler kazanması gerekiyor. Bir pilotun kabin görevlisi veya yolcuyla tartışırken kokpiti terk etmesi düşünülemez. Zira ona uçak kullanmanın yanı sıra bu eğitim de verilmiş "kriz yönetimi" yetkinliği kazandırılmıştır. Şemsiyemin ucu kara türküsündeki "kara" noktalardan biri de bu işte... Belediyeler ancak otobüslerin, minibüslerin, dolmuş veya taksilerin hat lisansını versin,parasını alsın, yan gelsin yatsın... Peki ya bu şoförlerin eğitimi? Tamam, şemsiyelisaldırgan yolcular olabilir fakat direksiyonu terk edecek kadar aptalca davranmak neyin nesi? Hastanelerde hasta yakınlarının doktorlara saldırıları artınca, hükümet tedbir geliştirdi. Hem yasal hem idari çözümlerle bu saldırıları azalttı, kontrol altına aldı. Belediyeler ise sanki kent ulaşımının sürücüleri üzerinde yaptırımı yok gibi davranıyor, tedbir geliştirmiyor. Sürücülerin tek sorunu eğitimsizlik değil üstelik... Her gün kentlerde milyonlarca canı emanet ettiğimiz sürücülerin sorunlarını eksiklerini giderme ve onların denetimi konusunda adım atılmadıkça şemsiyemin ucu kara türküsü, hazin ağıtlar üretmeye devam edecek.