Sabah yazarı Dilek Güngör, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kuracağı yeni kabinede Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nun da görevlendireceği iddiasını yazan HaberTürk yazarı Nagehan Alçı'nın PR yaptığını iddia etti. Güngör, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in "Dış kaynakla yumuşak inişi mümkün" sözlerini de hatırlatarak, "IMF tezgâhını kim kuruyorsa, kurguyu iyi yapıyor anlaşılan" diye yazdı.
Alçı, "Dünyanın en iyi iktisatçılarından biri olan Acemoğlu, Türk ekonomisinin yapısal sorunlarını kökünden çözecek vizyonuyla tarihi bir görev yapabilir. Her zaman ezberleri bozan ve herkesi şaşırtan bir lider olmuş Erdoğan, Acemoğlu’na Türk ekonomisinin başına tam yetkiyle geçme teklifini yapabilir" diye yazmıştı.
TIKLAYIN: Kulis: Erdoğan, ekonominin başına Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nu geçirebilir
Şimşek de enflasyon verilerine ilişkin olarak Twitter'dan yaptığı değerlendirmede "Orta vadeli bir perspektifle enflasyon/cari açık gibi sorunlar kökten çözülür" açıklamasını yapmıştı.
TIKLAYIN: Şimşek'ten enflasyon açıklaması: Dış kaynakla yumuşak iniş mümkün
Sabah'tan Güngör, Alçı'nın Acemoğlu önerisi ve Şimşek'in açıklamalarını birlikte değerlendirerek, "IMF tezgâhı mı kuruluyor?" diye sordu. Güngör bugünkü (4 Temmuz 2018) yazısında şu ifadeleri kullandı:
Hafta sonu bir gazetenin köşe yazarı yeni ekonomi yönetimiyle ilgili yazı kaleme aldı. Ekonomi alanına çok da yakın olmadığını bildiğimiz gazetecinin kulağına Daron Acemoğlu ismini kim üfledi bilmiyorum? PR amaçlı yapıldığı aşikar olan yazıda Acemoğlu'na methiyeler düzüldü. Ama bu ismin PR'ını kim yapıyorsa veya yaptırıyorsa fena duvara tosladı. Çünkü, Acemoğlu dün "Türkiye'nin bir an önce IMF ile masaya oturması gerekir" diyerek ağızlarındaki baklayı çıkarıverdi. Sizce bu algı operasyonlarının amacı ne? Hadi diyelim, Acemoğlu'nun ABD'de sırtını kimlere yasladığını, Türkiye'yle ilgili açıklamalarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik imalarını görmemezlikten geldik. Bu bilinçli operasyona göz mü yumacağız? Bana göre, Daron Acemoğlu adının gündeme getirilmesinin iki amacı var. Birincisi; belli ki, bazı çevreler (kim olduğunu bulursanız, bana da söyleyin) AK Parti'nin en büyük başarı hikâyelerinden birini gölgelemek istiyor. Ortodoks IMF politikalarıyla Türkiye'yi bir soğutma cenderesinin içine alıp, büyüme hikayesini örselemek ve ülkenin IMF'ye muhtaç olduğu algısı yaratmaya çalışıyor. İkincisi de, önümüzdeki günlerde açıklanacak yeni ekonomi yönetimi için 'kalibrasyon operasyonu' yapıyor. Peki Acemoğlu'yla aynı gün halen devlet kademesinde olanların IMF imasına ne diyeceğiz? Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in akşam saatlerinde attığı 'dış kaynakla yumuşak inişi mümkün' tweet'ini nereye oturtacağız? Vallahi şu kadarını söyleyeyim... IMF tezgâhını kim kuruyorsa, kurguyu iyi yapıyor anlaşılan...