AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli için ‘tehdit’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulunan ve hakkında dokunulmazlık fezlekesi hazırlanmasını sağlayan eski AKP Sakarya İl Başkan Yardımcısı Yusuf Erturan, T24’e açıklamalarda bulundu.
Dişli, dokunulmazlık fezlekesi düzenlenmesinin ardından yazılı bir açıklama yaparak şikâyetçi Erturan’a yüklenmişti.
Erturan, T24’e yaptığı açıklamada “Partilimiz diye ‘ağabeyimiz’ diye hiç sesimi çıkarmadım. Zora sokmamak için konuşmadım, yargılanması konusunda karar verirlerse bizim de ifademizi almak isterlerse gidip veririz. Bu süreçte kimlerin baskı yaptığını açıklarım” dedi.
'FETÖ' çok mağdur olduğunu anlatan Erturan, Dişli hakkında fezleke düzenlenmesine neden olan olayları T24’e değerlendirdi.
Erturan, şunları söyledi:
Şaban Dişli bizim Ak Parti genel başkan yardımcımız ben 11 yıl il yöneticiliği 5 yıl il başkan yardımcılığı yaptım Sakarya'da.
Bizim bildiğimiz, tanıdığımız ve sevdiğimiz bir milletvekilimiz Şaban Bey. Onunla daha önce hiçbir konuda karşı karşıya gelmedik. Ancak, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bir gazetecinin kaleme aldığı Şaban Dişli’nin darbeci kardeşi Mehmet Dişli’ye ilişkin bir makalesi vardı, ben de kendime ait Facebook sayfamda paylaştım, en az 10 bin kişinin paylaştığı haberi bende hiç yorum yapmadan paylaştım. Bir gün sonra beni aramış ben de daha sonra ona dönüş yaptım.
Şaban Bey bana "Benim ve ailemle ilgili yaptığın paylaşımları ilgiyle takip ediyorum" dedi. Ben de "Sayın vekilim sizi kıran, üzen, ailenizi yaralayan bir şey varsa derhal kaldırabilirim" dedim. O da bana "Yok sen birilerinin tetikçiliğini yapıyorsun" dedi.
"Ben kimsenin tetikçisi değilim, kendi aklıma kimseye kiraya vermedim. Beni tanıyan herkes nasıl biri olduğumu bilir" dedim.
O da bana "Hayır, cemaatle beni sen tanıştırdın" dedi. Ben de "Cemaat değil terör örgütü, ben sizi cemaatle veya hiç bir tarafla tanıştırmadım, benim bir alakam da yok" dedim.
Şaban Bey bu kez, “Ama öyle söylemiyorlar’ dedi. "Sen benim savcı ile vali ile yakınlığımı biliyorsun, ben şimdi seni FETÖ’cü ilan edip içeri aldıracağım" dedi. "Ben de ‘beni tehdit ediyorsunuz" dedim.
"Siz biliyorsunuz ki 17-25 Aralıktan daha önce 2011 yılında bu terör örgütü elemanları beni mağdur etmişti, bu mağduriyeti en iyi bilenlerden biri sizsiniz, ben FETÖ’nün en büyük mağdurlarından biriyim diye kendisini uyardım ve ben şu andan itibaren beni tehdit ettiğiniz içini sizi mahkemeye vereceğim dedim." Daha sonraki gün ben sabahleyin suç duyurusunda tehdit ve hakaretten suç duyurusunda bulundum.
Ak Partili olduğum için bir açıklama yapmadım. Ama Şaban Bey, benim ifade vermemden sonra kendisi bir basın açıklaması yaptı, beni uyardığını bu konuda beni aradığını söyleyerek beni de bir anlamda teyit etmiş oldu.
Fezleke, açıklandığında Şaban Bey her zaman yaptığı gibi kendisine ona oynanan bir kumpas ya da bir oyunmuş gibi mağduriyet edebiyatlarına başladı. Benim hiç kimseye kumpas kurma gibi hiç kimseyle birlik olup birisini daha oyun oynamaya varacak bir kimliğim yok. Ben Sakarya’da bir iş adamıyım bünyemde 300 yaklaşık olarak personel var. Böyle boş işlerle uğraşmam.
Oyun çevirecek biri de değilim. Hiç o işlerin de peşinde olmadım. Biz bu konularla ilgili çok büyük baskılar gördük ama bunu kendi içimize attık. Mağdur olan benim, çok ciddi mağdur edildim. Bundan sonra şikâyetim devam ediyor kendisiyle ilgili, vazgeçmem söz konusu değil. Biz burada Meclis’te fezleke düzenledikten sonra yargı Şaban bey’in yargılanması konusunda karar verirlerse bizim de ifademizi almak isterlerse gidip veririz. Fezlekeye kadar büyük baskılar gördük, açıklamadığım şeyler var, bunları mahkemede açıklarım. Genel başkan yardımcısını zor duruma sokmamak için açıklamıyorum, zamanı gelince açıklarım.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili fezleke hakkında yazılı açıklamada bulunarak, "Şikâyeti yapan kişinin yakın ilişkileri göz önüne alındığında, atılan adımın son zamanlarda şahsım üzerinde yapılan ince bir siyasi itibarsızlaştırma çalışmasının devamı niteliğinde olduğu görülmektedir. Söz konusu fezlekenin gündeme geliş tarihi ve şikâyeti yapan kişinin yakın ilişkileri göz önüne alındığında, atılan adımın son zamanlarda şahsım üzerinde yapılan ince bir siyasi itibarsızlaştırma çalışmasının devamı niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu kampanyayı yürütenler ile adalet önünde hesaplaşacağız. Ayrıca, değerli basınımızın yargısız infaz yaparcasına 2 gündür yazıp çizdiklerini kamu vicdanına havale ediyorum" demişti.