Belçika yargısı, Sabancı Center suikastının üzerinden 21 yıl geçmesinin ardından DHKP-C üyesi Fehriye Erdal’ın bu olaydaki rolüyle ilgili karar aşamasına geldi. Belçika Federal Savcılığı, 9 Ocak 1996’da işadamı Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe’nin öldürüldüğü suikastta, halen firari olan Erdal’ın üstlendiği rol nedeniyle 30 yıl ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Savcılık, Erdal’ın 1999’da Belçika’da sahte pasaportla yakalanmasıyla başlayan dosyanın terör boyutuna ilişkin olarak da 15 yıl ek ceza istedi.
Erdal'ın görüntülendiği iddia edilmişti. Görüntülerdeki kişi Erdal olmadığı bildirilmişti:
Hürriyet'ten Güven Özalp'in haberine göre, son avukatı Paul Bekaert’in mayıs ayındaki duruşmada davadan çekilmesi ve yerine herhangi bir avukata vekalet verilmemesi nedeniyle Bruges Mahkemesi’ndeki duruşmada Fehriye Erdal herhangi bir avukat tarafından temsil edilmedi. Mahkeme heyeti iddianamenin okunmasının ardından karar alınması amacıyla duruşmanın 2 Ocak’a ertelenmesine karar verdi.
Bu süre içinde mahkeme Erdal’ın dosyasını gerek Türkiye’de işlediği suçlar gerekse terör örgütü üyeliği bağlamında ele alacak. Erdal’ın yargı sürecinde Belçika’da hapiste geçirdiği sürenin karara yansıtılıp yansıtılmayacağı da bu sürede netleşecek. Yargı kaynakları, 30 yıllık talebin 3 cinayet dikkate alındığında makul bir talep olduğunun ancak düşürülme olasılığının da bulunduğunun, savcılığın 15 yıllık ek hapis talebinin ise kabul görme ihtimalinin daha düşük olduğunun altını çiziyor.
Belçika yargısı, Erdal konusunda zikzaklarla dolu bir yaklaşım sergiledi. 2007’de Türkiye’de işlediği suçlardan dolayı yargılanması kararı verilse de daha sonra bu karar bozuldu. Sabancı Ailesi’nin başvurusu üzerine süreç yeniden başladı. Son olarak 25 Mayıs’ta 3 cinayet bağlamında yargılanmasına karar verildi. Kararı Türkiye aleyhine olan Bruges Mahkemesi'nin bu kez Ankara’nın taleplerine yeşil ışık yakan bir tavır benimsemesinde, yıllardır olumsuz görüş bildiren savcılığın, “Türkiye’deki suçlardan yargılanma” yönünde görüş bildirmesi de etkili oldu.
Erdal, 2006’da kendisini izlemekle yükümlü 32 istihbarat ve güvenlik görevlisini atlatarak ortadan kayboldu. Dönemin İstihbarat Servisi (SE) Genel Müdürü Koen Dassen’in "Kaçabileceği konusunda hükümeti uyarmıştık" yönündeki açıklaması siyasi kriz yaşanmasına neden olmuştu.
Belçika yıllardır terörle mücadele konusunda Türkiye tarafından eleştiriliyor. Bu eleştirilerin odağında, "Belçika’nın DHKP-C ve PKK gibi terör örgütlerinin barınmasına ve üyelerinin serbestçe faaliyet göstermesine izin vermesi" yer alıyor. Belçika ise hukuk kuralları çerçevesinde terörle mücadele konusunda yapılması gerekenlerin yapıldığını ve siyasi irade eksikliğinin söz konusu olmadığını savunuyor.
Fehriye Erdal kaçtıktan sonra hakkında çok sayıda iddia ortaya atıldı. Erdal’ın öldüğü de bu iddialar arasında. Son olarak geçen aylarda DHKP-C’li Erdal'ın Belçika’da görüntülendiğine yönelik haberler medyaya yansıdı. İddiaların gerçeği yansıtmadığı, haberdeki kişinin Fehriye Erdal değil başka biri olduğu bilgisi gerek istihbarat birimleri gerekse diplomatik kanallar aracılığıyla Türkiye’ye resmen iletildi. Erdal’ın nerede olduğu bilinmiyor.
Şubat 1977 doğumlu Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) üyesi Fehriye Erdal 1996 yılında Özdemir Sabancı'nın uğradığı suikastin faillerinden biri olarak yargılanıyordu. İddiaya göre Fehriye Erdal bir TIR'ın kasasında Türkiye'den Belçika'ya kaçtı. Belçika'nın Knokke kentinde 1999 yılında çıkan yangın sonucunda sahte pasaportla yakalanan engel bir yıla yakın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştır. 2000 yılında ev hapsine alınan Erdal için Türkiye iade talebinde bulunmuş ancak Belçika bu talebi reddetmişti.
Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanan Erdal'ın en az 30 yıl ağır hapse mahkûm edilmesine karar verildi. Halen kaçak durumunda olan Erdal'ın yargılanması gıyaben yapıldı.