Sabiha Gökçen Havalimanı'nda meydana gelen uçak kazasının ardından yaralı bir yolcuya 'Ölü, Dead' ibareli etiket takıldığı öğrenildi. Kazanın şokunu yaşarken gördüğü etiketle sinir krizi geçirdiğini söyleyen Arif Yılmaz adlı yolcu, "Etiketi görünce ne hissettiğimi anlatmam inanın çok zor. Tüm bu yaşadıklarımı yargıya taşıyacağım" dedi.
Habertürk'ten Kenan Batukın'ın haberine göre, Sabiha Gökçen'de pistten çıkarak üçe ayrılan, 3 kişinin hayatını kaybettiği, 177 kişinin ise yaralandığı kazanın ardından ilk yardım süreciyle ilgili bir detay ortaya çıktı.
Bir iş seyahati için gittikleri İzmir'den dönen ve uçaktan yaralı kurtulan Okan Abdi ve Arif Yılmaz adlı iki arkadaş, olay yerindeki detayları anlattı. Yılmaz yaralı haldeyken kendisine 'Ölü, Dead' ibareli etiket takıldığını belirtti.
İki arkadaş o anları şöyle anlattı:
Yolculardan 47 yaşındaki elektronik mühendisi Abdi, uçak pistten çıktıktan sonra büyük bir panik oluştuğunu belirterek şunları söyledi:
"Biz bu sırada ölmediğimizi anlayınca uçakta açılan bir yarıktan çıktık. İlk dakikalarda yardıma gelen kimseyi görmedik. Ağır yaralı olmadığımız için bazı yaralı yolculara yardım ettik. Ancak çok ciddi bir şok içerisindeydik. Bu sırada bir hostes 'uçakta yangın çıktı uzaklaşın' dedi. Hostes bağırınca yaralı bir yolcuya da yardım ederek 40 metrelik yamacı çıkmaya başladık. Tüm bunlar 20 dakikalık bir süreçti."
Abdi, yukarı çıkınca ring araçlarının geldiğini gördükleri söyleyerek şöyle devam etti:
"Pist sonunda 4 ring aracı vardı. Bu araçlara yolcuları alıyorlardı. Ben ve Arif bir ring aracına bindik ama bu araç bir türlü hareket etmiyordu. Sağ ayağımda büyük bir ödem vardı. Alnımda da çarpmanın etkisiyle bir kanama vardı. Arif'te de benzer yaralar vardı. Burnu darbe almıştı ve kanıyordu. Bu sırada 'Bizi neden burada tutuyorsunuz. Ambulans çağırın. Burada ağır yaralılar var' dedik. Hatta bir ağır yaralının yüzü kanıyordu. Bir kişi tampon yapmaya başladı. Arif bu esnada şoktaydı. Ben nispeten daha iyiydim. Onu sakinleştirmeye başladım."
Bindikleri aracın yavaş yavaş hareket ettiğini ve bir ambulansın bu esnada gelip yüzüne tampon yapılan ağır yaralıyı aldığını söyleyen Abdi, "Ama bizim içerisinde bulunduğumuz ring aracı bir türlü ilerlemiyordu. Ben de bu sırada Arif'e 'Hadi buradan çıkalım, kendimiz yürüyerek gidelim' dedim. Çıktık terminale doğru yürümeye başladık. Yürürken bir transit araç gördük ve durdurduk. Düşen uçakta yolcu olduğumuzu söyledik. Önce bizi götüremeyeceğini söyledi. Sonra feci derecede üşüdüğümüzü söyledik. Bizi bir yere bırakmasını isteyince alıp terminaldeki bir sağlık merkezine götürdü" şeklinde konuştu.
Gittikleri sağlık birimine yaralıların getirildiğini söyleyen Abdi, "Benim yaramı görünce alıp alnıma çok büyük bir sargı bezi sardılar. Ben de rahatsız olup çıkarmalarını istedim. Bu esnada yaralıların üzerine etiket astıklarını da gördük. 'Birinci derecede yaralı' gibi ibareler yazılıydı. Arif ise tabi hâlâ kazanın şokunu yaşıyordu. Büyük bir travma içerisindeydi. Sinir krizi yaşıyordu. Yere çömelmiş ağlıyordu. Bu sırada bana 'Okan ben öldüm mü' dedi. Böyle deyince etikete baktım ve 'Ölü, Dead' ibarelerini gördüm. İnanılmaz bir şeydi. Bir travma yaşarken ki hâlâ şoktayken bunu yaşadık. 'Hemen çıkar at, ne ölmesi bak biz uçaktaydık. İndik hep beraber buraya geldik' dedim. Arif tabi çıkardı bu etiketi ama yanına aldı" ifadelerini kullandı.
Bu olayı yaşadıktan sonra ilk müdahaleyi es geçip oradan ayrılmaya karar verdiklerini söyleyen Abdi, şöyle devam etti:
Bir görevli gidemeyeceğimizi söyledi. Ben ise 'Arkadaşımı öldürdünüz. Bir saat oldu. 170 yaralıyla burada beklemek istemiyoruz' dedim. Yaralarımız çok ciddi olmadığı için bir an önce çıkmak istedik. Ardından da gelen yakınlarımızla ayrıldık."
Abdi, ilk yardımdaki ihmaller zinciri ve etiket olayını yargıya taşıyacaklarını söyleyerek "Etiket şu anda kanıt olarak duruyor. Biz tüm bu yaşadığımız travmada acil müdahaledeki ihmallerden dolayı ayrıca Arif'in yaşadığı etiket konusunu yargıya taşıyoruz. Hem kaza sonrası ihmaller zincirini hem de Pegasus'a dava açmaya hazırlanıyoruz. Ben elektrik ve elektronik mühendisiyim ve uçağın sistemlerinde de sorun olduğunu düşünüyorum. Öyle ki indikten sonra geriye doğru bir frenleme olur ki bunu da yaşamadık. Bu nedenle de gerekli detaylar çıktıktan sonra Boeing'e de dava açmayı düşünüyoruz" dedi.
Etiket şokunu yaşayan Yılmaz ise kaza sırasında büyük bir travma yaşadıklarını belirterek, "Bazı şeyleri hatırlayamıyorum. Etiketi görünce ne hissettiğimi anlatmak inanın oldukça zor. Olayda ağır yaralı değildim. Burnumda bir darbe hasarı vardı. Sonuç itibariyle bu tür kazalar sonrasında gerekli acil önlemler neyse bunlar artık iyice dikkate alınıp yerine getirilmeli" dedi.