Mahfi Eğilmez*
Donald Trump’ın ABD Başkanı seçildiği günün akşamı ile 2016 yılının sonuna kadar geçen sürede Dolar prim yaptı. Bunun temel nedenlerinden birisi Fed’in faiz artırımlarını sıklaştıracağı beklentisi diğeri de Trump’ın Başkan olduktan sonra uygulayacağını açıkladığı politikaların kapsamıydı.
Donald Trump’ın Başkanlık koltuğuna oturtmasından bir süre sonra dediklerini yapamayacağı yolunda bir inanç oluşmaya başladı. Fed’in faizleri artıracağı beklentisinin yanına bilanço küçültme beklentisi de eklenmesine karşın Dolar prim kaybetmeye yöneldi. Trump ile ilgili beklentilerdeki olumsuzluklar son dönemlerde makamını koruyup koruyamayacağına kadar gelince Dolar iyiden iyiye değer kaybına uğradı. Bu durumu Trump’ın seçimi kazandığı günden bugüne Dolar Endeksinin (Doların Euro, Yen, Sterlin, İsviçre Frangı, Kanada Doları ve İsveç Koronası’na karşı değerini ölçen endeks) izlediği seyri gösteren aşağıdaki grafikten görebiliriz:
Grafikten görüleceği gibi Trump’ın seçimi kazanmasından sonra yükseliş eğilimine giren Dolar Endeksi sonrasında düşüşe geçiyor. Arada bazı sıçramalar yapsa da genel eğilimi iniş yönünde oluyor. Fed’in faiz artırmasına ve bilançoyu küçülteceğini açıklamasına karşın bu değer kaybını Trump’a karşı oluşan olumsuzluklardan başka bir şeye bağlamak pek mümkün görünmüyor.
Aşağıdaki tablo Dolar Endeksini, Ticaret Ağırlıklı Dolar Endeksini (USD TR.W. Endeksi, ABD’nin en önemli ticaret ortaklarının para birimlerine göre oluşturulmuş Dolar endeksi) Dolar Euro paritesini ve Dolar TL kurunu Trump’ın seçimi kazandığının belli olduğu akşam değerleriyle bugünkü değerler olarak kıyaslıyor.
|
8 Kasım 2016
|
17 Temmuz 2017
|
Fark (%)
|
USD Endeksi
|
97,9
|
95,2
|
-2,7
|
USD TR.W. Endeksi
|
123,3
|
121,9
|
-1,4
|
USD / Euro
|
0,916
|
0,872
|
-4,8
|
USD / TL
|
3,165
|
3,532
|
+ 11,6
|
Dolar, Dolar Endeksini oluşturan 6 para birimine karşı, Trump’ın seçimi kazandığı günden bugüne iniş ve çıkışlar yaşamış ve bugün itibariyle yüzde 2,7 değer kaybetmiş bulunuyor. Ticaret ağırlıklı Dolar Endeksi esas alındığında Dolar, ABD’nin ticaret ortaklarının para birimlerine karşı yüzde 1,4 değer kaybetmiş görünüyor. Doların, aynı dönemde Euro’ya karşı yüzde 4,8 değer kaybı yaşadığı anlaşılıyor. Bütün bu kayıplarına karşı Dolar bu dönemde Türk Lirasına karşı yüzde 11,6 değer kazanmış durumda bulunuyor.
Meseleye yılbaşından itibaren kırılgan beşli ülkelerinin para birimleri açısından bakarsak karşımıza aşağıdaki grafik çıkıyor.
Grafiğin bize gösterdiği gerçek şudur: Yılbaşından bu yana kırılgan beşlinin dört üyesi Brezilya, Endonezya, Güney Afrika ve Hindistan para birimleri Dolara karşı değer kazanmış sadece Türk Lirası Dolara karşı değer kaybetmiştir.
Bu resme baktığımızda iki yoldan birisini seçebiliriz: (1) Türkiye 2016 ortasında yaşadığı darbe girişimi nedeniyle zemin kaybettiği için böyle bir durumla karşı karşıyadır deriz ve bir şey yapmayız. (2) Dış dünyada durum gelişmekte olan ekonomilerin lehine döndüğü halde Türk Lirası yeterince toparlanamamış demek ki bizim ilave bir şeyler yapmamız lazım deriz ve bir şeyler yapmaya girişiriz.
Türkiye şu ana kadar ilk yolu seçti ve pek bir şey yapmadı. Bence ikinci yolu seçip bir şeyler yapmamız ve Türk Lirasını pozitif ayrıştıracak adımları atmamız gerekiyor. Bütün mesele o “bir şeylerin” nasıl bir şeyler olacağı. Sanırım zurnanın zırt dediği yer orası. Çünkü yapısal reform herkesin ağzında ama ne yazık ki herkes yapısal reformu farklı anlıyor. Önce bunun üzerinde uzlaşmak lazım. Hoş Anayasası üzerinde uzlaşamamış bir toplumdan bunu beklemek de ne derece doğru olur bilemiyorum.