Sağlık Bakanı: AKP'yi iktidar yapmadınız da ne oldu, bekâra karı boşamak kolay!

Sağlık Bakanı: AKP'yi iktidar yapmadınız da ne oldu, bekâra karı boşamak kolay!

Memleketi Gümülcine’de konuşan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Şu anda bizim muhalefetimiz de aynı Yunanistan'daki Çipras'ın yaptığı yol haritası gibi yol haritası izliyor. Ayakları yere basmayan, toplumu kandırmaya yönelik bir anlayışla seçim kampanyası yürüttüler. Birincisi toplumu ben kandırayım da sonrası ne olursa olsun dedi. İkincisi hep birlikte Ak Parti'yi iktidar yapmayalım da sonra biz bakarız dediler. Şimdi popülist politikaların altında eziliyorlar” dedi.

Muhalefet partilerini eleştiren Müezzinoğlu, “Hadi buyurun birlikte Ak Parti'yi iktidar yapmadınız. Ne oldu? İlk günde yüzde 60'lık blok dediniz. Hadi buyurun yüzde 60'lık bloğu görelim bakalım. Millet de sizi özledi. Hadi gelin bakalım. Hadi siz birlikte iktidar olun. Yani sağlığı, ekonomiyi nasıl yöneteceksiniz? Bekara karı boşamak kolay denir, hadi buyurun iktidar olun bakalım” diye konuştu.      

Milliyet’ten Abdullah Karakuş’a konuşan Mehmet Müezzinoğlu, “Dönüşümlü, çift kale maç yaparmış gibi dönüşümlü Başbakanlık konuşarak bu iş olmaz. Recep Tayyip Erdoğan ile kavga ederek bir yere varamazsınız. Onun meşruiyeti sizin meşruiyetinizden 10 misli daha fazla, daha güçlü” dedi.

Müezzinoğlu, baba ocağı Kozlukebir'deki köy evinde son gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

 

Yunanistan'daki kriz

 

Yunanistan'daki ekonomik krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir anlaşma imzalandı ama Yunanistan'ın krizi atlatması zor. Yaklaşık 5-6 yıldır krizle uğraşıyorlar. Yunanistan ayrıcalıklı yardımlar alarak hak ettiğinin fazlasıyla tüketmeye alıştı. Hak ettiğinin ötesinde bir hayata alıştı. Ne zaman ki borçların geri ödenmesi süreci geldi, zannetti ki birileri hep bize borç verecek. 4-5 yıldır Yunanistan bir tünele girdi. Buradan çıkışı çok kolay değil. Temennim çıkabilsin. Ama çok ciddi Radikal kararlar almazsa, üretim ile tüketim arasında dengeyi reel bir zemine taşımazsa bu kurtarma paketleri Yunanistan açısından 2-3 yıl sonra yeni yeni süreçleri getirecektir. Çünkü üretim yok. Doğduğumuz, büyüdüğümüz yer. Burada bizim 120 bin azınlığımız var. Arzu ederiz ki Yunanistan kendi ayakları üzerinde güçlü durabilecek bir dönemi yakalayabilsin. İki ülkenin birlikte başarabilecekleri birçok dinamikler var.

Ortak proje derken Türkiye'nin yardımı olabilir mi Yunanistan'a?

Bu yardımla olacak iş değil. Deprem ve afetlerde ciddi yardımlaşmalarımız var. Ama ekonomik krizlerden çıkmak tamamen matematiksel sağlıklı projelere dayandırılır. Yoksa bağışlarla olacak işler değil. Yunanistan'ın da zaten bir bağış talebi yok. Borçlarını ödeyebilmek için de sağlıklı yol haritasını belirlemesi lazım ki ona yeni borç verecekler kendini güvende hissetsin.

 

Önerileriniz neler olur?

 

Bir defa önce üretecek sonra ürettiği kadar tüketecek. Bir süre ürettiğinden daha azını tüketecek. Türkiye bu yollardan geçti. 2000 yılında bir gecede yüzde 40 fakirleştik. Ama ekonomik politikalar, Türkiye'nin istikrarlı yönetimi ülkemizi farklı noktaya getirdi. Onlar da reel yönetimleri merkeze alırlarsa popülist davranmazlarsa buradan bir çıkış yolu bulurlar. Çipras, popülist politikalarla geldi. Gördü ki o popülist politikaları uygulayamayacak. Vergi almayacağım, kararları uygulamayacağım diyerek geldi. Ama vergi tabanını genişleteceğim, tasarruf tedbirleri uygulayacağım, KDV'yi yükselteceğim, özelleştirmeyi hızlandıracağım gibi taahhütlerde bulundu. Seçim taahhütleri ile şimdikiler arasında köprüyü kurması gerekir. Ak Parti'nin böyle bir geliş çizgisi yoktu. Ak Parti tamamen reel olan akılcı olan ve toplumu kandırarak değil toplumun aklıyla ve analizleriyle yürüyen bir dinamizm koydu. O nedenle çok başarılı oldu. Yunanistan'ın o başarıyı yakalama şansı var mı? Ben Çipras hükümetinin o başarıyı yakalama şansı olduğu kanaatinde değilim. Ama temennim yanılmak.

 

'Hadi iktidar olun'

 

Koalisyon görüşmelerinde muhalefetin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başbakanımız görüşmelere başladı. Şu anda bizim muhalefetimiz de aynı Yunanistan'daki Çipras'ın yaptığı yol haritası gibi yol haritası izliyor. Ayakları yere basmayan, toplumu kandırmaya yönelik bir anlayışla seçim kampanyası yürüttüler. Birincisi toplumu ben kandırayım da sonrası ne olursa olsun dedi. İkincisi hep birlikte Ak Parti'yi iktidar yapmayalım da sonra biz bakarız dediler. Şimdi popülist politikaların altında eziliyorlar. Hadi buyurun birlikte Ak Parti'yi iktidar yapmadınız. Ne oldu? İlk günde yüzde 60'lık blok dediniz. Hadi buyrun yüzde 60'lık bloğu görelim bakalım. Millet de sizi özledi. Hadi gelin bakalım. Hadi siz birlikte iktidar olun. Yani sağlığı, ekonomiyi nasıl yöneteceksiniz? Bekara karı boşamak kolay denir, hadi buyrun iktidar olun bakalım. Ama bir baktığınız zaman birbirine düşman ancak bu kadar konuşur. Biri Ak Parti'yi de içine katarak dinsiz parti suçlaması yapıyor. Öbürü birine bilmem ne diyor. Bir gün kendi aralarında sanki kendi ellerindeymiş gibi başbakanlığı birbirlerine pas ederek. Veya dönüşümlü, çift kale maç yaparmış gibi dönüşümlü başbakanlık konuşarak bu iş olmaz.

 

'Ciddiyet gerek'

 

Ülke yönetimi ciddiyet ister. 13 yıldır Ak Parti bunu yaptı. Ak Parti'ye millet 'sana inanıyorum sana güveniyorum bir de etrafındakilerle yapabiliyorsan hadi bir dene' dedi. Şimdi etrafımızdakilerle yapabilmeyi deneyeceğiz. Ama ayakları yere basıyorsa. Milleti bir adım geri götürecek hiçbir yol haritasında Ak Parti olmaz. CHP ile beraber bu ülkenin yarınını bugünden daha iyi yapabilme umudumuz varsa bunu 15-20 gün içinde göreceğiz. Veya onunla olmadı MHP ile.

 

Erdoğan'la kavga ederek bir yerlere varamazsınız

 

Dönüşümlü başbakanlık başta olmak üzere birçok öneri dile getiriliyor...

Dönüşümlü Başbakanlık 23 Nisan'da olabilir. Bunlar ciddiyetten uzak. Yarınlara umutla bakan bir ülkenin muhalefeti, siyasetçisi çok daha reel olmalı. Çok daha ağzından çıkan cümlenin toplum tarafından karşılığı olmalıdır. Şimdi 'ben Beştepe'ye çıkmam'. O Cumhurbaşkanı, yüzde 52 oy almış. İkiniz birleşseniz ki bir yıl önce 14 tane parti birleştiniz onun aldığı oyu almadınız. Bu milletin gönlündeki Recep Tayyip Erdoğan ile kavga ederek bir yerlere varamazsınız. Onun meşruiyeti sizin meşruiyetinizden on misli daha fazla. Erdoğan bu ülkeyi büyütebilmek için mücadele etti. Siyaseten bedel ise bedel de ödenir. Esas fanusta kendiniz oturuyorsunuz. Fildişi kulede biri oturuyor. Öbürü de fanus da oturuyor.

Erken seçime gidilmeli mi?

İster CHP, ister MHP, ülkenin sorunları anlamında samimiyse bir hafta, 15 günde hükemit kurarız. Şimdi samiyet, iyi niyet var mı yok mu sorunların çözümü için reel bir hazırlık var mı yok mu onları 10-15 gün içinde Başbakanımız ve heyetler görecek ve ona göre karar verilecek. Milletin lehine olacak her adımda oluruz. Onlarla da birlikte olmaktan rahatsız olmayız. Ama millete bedel ödetecek hiçbir yanlışta biz olmayız.

 

'Çözüm süreci temel sorun'

 

Çözüm sürecinden geri adım olur mu koalisyon için?

Çözüm süreci Türkiye'nin temel sorunu. 78 milyon insan, ülkenin geleceği ile ilgili güvenlik ve huzur duygusu ile ilgili Türkiye'nin her köşesinde hayallerini gerçekleştirmek istiyor. Oralarda istihdam, huzur ve güvenlik gerekiyor. Bu Ak Parti'nin sorunu değil bu hepimizin sorunu. Ama Ak Parti bedeli ne olursa olsun ben bunu üstleniyorum dedi. Buna CHP de MHP de kendini hazırlamalı.

 

MHP ve HDP'ye uyarı

 

MHP ile HDP arasındaki yaşanan gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burada MHP ve CHP'nin yanlışı oradaki vatandaşı yok saydılar. CHP Hakkari'de, Diyabakır'da, Batman'da son 15 yıldır siyaset yapmıyor. Oradaki vatandaşı yok farz edeceksin, seçtiği siyasileri de yok farz edeceksin ondan sonra da ülkenin birlik ve beraberliğinden bahsedeceksin. Edirne'deki milli irade ne kadar meşruysa Diyarbakır'daki, Batman'daki, Hakkari'deki milli iradeyi de o kadar meşru kabul etmek zorundayız. Ama Marmara'daki seçmene milliyetçilik yapmak kolay, öbürü için ulusalcılık yapmak kolay ama Hakkari'deki seçmenin ne hali varsa görsün. O da kendi milliyetçiliğini bu sefer Hakkari'de yapıyor. Bu neyi getiriyor; çatışan bir ortamı getiriyor. Biz birlikte büyük bir milletiz. O nedenle MHP ve CHP'nin 15 yıldır oralarda 'siyaseten biz varız, oranın insanı bizim insanımız, oranın insanına biz değer veriyoruz onların sorunları bizim sorunumuz' demedikleri için esas yanlışı yaptılar.