Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınında tedbirlere uyulduğu sürece ikinci dalga beklemediklerini belirtirken, sokağa çıkma kısıtlamalarına ilişkin, "Önümüzdeki dönemde sokağa çıkmayla ilgili, hafta sonuyla ilgili genel bir düşünce yok. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıktığı sürenin artırılmasının doğru olacağı şeklinde bir yaklaşım var, önümüzdeki hafta gündeme gelmiş olur" dedi.
Bilim Kurulu toplantısının ardından kameraların karşısına geçen Bakan Koca, salgında ikinci evreye geçildiğini bir kez daha vurgularken, "Tedbirler zor değildir, özünde çok kolaydır. El temizliğine daha fazla önem, maske ve 1,5 metre mesafe" dedi. "Salgın ve tedbirler konusundaki feraseti de dayanak kabul ederek diyebiliriz ki ikinci dalga beklemiyoruz" diyen Koca, hastanelerde de normalleşme dönemine girildiğini ve randevu sistemiyle hasta kabullerinin yapılacağını aktardı.
TIKLAYIN - Türkiye'de Koronavirüs | 24 kişi daha hayatını kaybetti, 867 yeni vaka tespit edildi
Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bu sürece normalleşme süreci diyoruz. Salgın şartlarından en az etkileneceğimiz, nihai sonuca yaklaşacağımız bir hayat için planlı adımlarla ilerliyoruz. Salgınla mücadelemizde birinci dönemi tamamladık demiştik. Mücadelemizin ikinci dönemine girdiğimizi, başarının bazı koşullara bağlı olduğunu ifade etmiştim. Tedbirsiz davranmak, tehditin ortadan kalktığını varsaymaktır.
"1 Haziran günden başlayan normalleşme süreci başta sağlık alanı olmak üzer çok geniş bir alanı içeren bir süreçtir. Dünya çapındaki bu salgın ölüm kalım endişesiyle insanların evlerine kapanmasına yol açmakla kalamadı, üretime, ticarete, ekonomiye, eğitime, turizme ağır darbeler vurdu. Dünyanın şu anki refah düzeyi 6 ay öncesinden daha geriye düşmüştür.
"Tedbirlere uymak artık sadece sağlığımızı güvenceye almak ve salgını kesmek anlamına gelmiyor, tedbirlere uymak ülkemizin refahını artırmak anlamına geliyor. Tedbirlere uymak sağlığımızı güvenceye almak yanında... Eğitim şartlarının normalleşmesine imkan anlamına geliyor. Yeni takvim başladığında öğrencilerimiz için tümüyle güvenli şartları hazırlamış olmalıyız. Hala sınırlı saatlerde sokağa çıkan büyüklerimiz, gençlerimiz ve çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Bu gruplar nüfusumuzun 30 milyonunu oluşturuyor. Devletimiz salgınla mücadelede imkanlarını seferber etti. Adeta bugünler için hazırlanmış sağlık altyapımızla, yetişmiş hekimlerimiz ve bilim insanlarımızla dünyada örneği görülmemiş başarıyı elde ettik. Tedbirlere uyum, kendimize, devletimize ve milletimize karşı bir ödevdir.
"Mücadelemizde karşılaşacağımız ikinci zorluk elde ettiğimiz başarıya güvenerek hastalığın ciddiyetinin unutulmasıdır. Üçüncü zorluk risk grubunda olanların tedbirleri gevşetmesidir. Bu sınavlarda başarılı olmalıyız. Belli yaş grupları hariç sokağa çıkma kısıtlamasının artık kaldırıldığı 1 Haziran'dan itibaren tedbirlere uyulmazsa hastalığın daha fazla yayılacağı açıktır. Evden çıktığımızda maskemizi mutlaka takacağız, bir arada olduğumuz insanlarla aramıza 1,5 metre mesafe koyacağız, el temizliğine daha fazla önem vereceğiz. Maske yüzde 100 olmasa da uyum gösterilen bir tedbirdir. Bu tedbiri ihlal eden vatandaşlarımızdan ricam, konunun ciddiyetini hatırlamalarıdır.
"Covid-19 salgını sebebiyle 4 bin 585 hastamızı kaybettik. Hiçbirimiz tedbirlerde daha başarılı olsaydık vefat sayımız yine değişmezdi diyemeyiz. Bundan sonrası için şöyle düşünmek zorundayız, tedbirler sadece şahsımızla ilgili değildiri. Tedbirler vaka tablosundaki sonuçlarla yakından ilgilidir. Maske ve 1,5 metre mesafe her ikisine de uyulması gereken tedbirlerdir. Maske sosyal mesafenin ihlali için gerekçe olmamalıdır. Maske kullanımı daha yaygınken, mesafe kuralına yeteri kadar uyulmadığını, bazı durumlarda zor olduğunu biliyoruz. Sosyal ortamlar için yetkili kurumlara bilirimde bulunmanızı özellikle istirham ediyorum. Kontrollü sosyal hayatın gereği ısrarla vurguladığımız maske, sosyal mesafe ve kişisel açıdan temizliğe olan şartlara çok daha fazla dikkattir.
"Pazar yerine gideceksek kurallara uyumu kontrol etmeliyiz, hatırdan çıkartmamalıyız. Normalleşme süreci eski alışkanlıklarımıza dönüş değildir. Şurası açıktır, tedbirleri tek başınıza uygulamanız yeterli olmayacak. Maske ve mesafe kuralını ihlal edenlere sosyal mesafenin ötesinde mesafeli davranın, bu hakkınızı kullanın. Toplum sağlığına saygı gösteren işyerlerini, saygı göstermeyenlerden ayırın. Bugüne kadar büyük bir feraset gösterdik. Salgın ve tedbirler konusundaki feraseti de dayanak kabul ederek diyebiliriz ki ikinci dalga beklemiyoruz. Kontrollü sosyal hayatı uygulamaya geçirmemizin rolü büyüktür. Şimdi tedbirlere daha ısrarla uymalıyız. bu dönemde salgının seyri daha çok hastalık belirtisi taşıyanlar üzerinden gerçekleşecektir. Belirti göstermeyen birinden bir başkasına geçen hastalık bulaştığı kişide ciddi sonuçlara yol açabilecektir.
"Rehberler farklı yerlerdeki üretim yerleri ve işyerlerinden başlayarak tüm mekanlarda çalışanların ve müşterilerin düzene uyma şartlarını göstermektedir. Rehberimiz şu uygulamayı talep ediyor. AVM girişlerinde kalabalık oluşması önlenmeli. Bilim Kurulu'muz AVM girişlerinde ateş ölçümü yapılmasını tavsiye etmektedir. Tüm işyerleri ve kapalı ortamlara girişte bu tedbirlerin uygulanması gerekli bulunmaktadır. Aynı anda bulundurulan çalışan ve müşteri sayısı belirlenmiştir. AVM ve benzeri kapalı alanlarda maskeyle birlikte kurallara uyulmalıdır. AVM gibi kalabalık ortamlara gittiğinizde lütfen 3 saatten fazla kalmayın.
"Giyim mağazalarında ürünler sık temasa maruz kalır, böyle bir alışveriş sonrası ellerinizi yıkamalısınız. Bildiğiniz gibi pazar yerleri de hastalık bulaşma ihtimali açısından riskli alanlardır. Kurallara uyumda hem siz dikkatli olmalı, gerekli durumlarda uyarıda bulunmalısınız.
"Normalleşme süreci sağlık hizmetleri açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Hastanelerimiz olağan hizmetlerine geçmeye başlıyor. Polikliniklerimiz daha çok ilgilenecek, ertelenen tedaviler için randevu verecek.
"İşin özü şudur, evimizin dışındaki hayatımızın adı kontrollü sosyal hayattır. Tedbirler zor değildir, özünde çok kolaydır. El temizliğine daha fazla önem, maske ve 1,5 metre mesafe. Normalleşme sürecinde bize kılavuzluk edecek gerçek şudur, son vakanın tespit ve tedavisine kadar risk devam edecektir. Bu savaşı kazanacağımıza inancımız tamdır. Zaferimizin büyüklüğü ne kadar erken olacağına bağlıdır. Kara görünmüştür ama deniz durulmuş değildir. Haftalık buluşmalarımız konusunda bir temennimi ifade etmek istiyorum, bu konuşmaların giderek daha kısa olabilmesidir.
"Bugün toplam test sayımız 52 bin 305. Bugünkü vaka sayısı 867. Vefat sayısı 24. İyileşen vaka sayımız 931. Toplam yoğun bakımda olan hasta sayımız 612. Toplam entübe olan hasta sayımız ise 261.
"Aşı konusunda biliyorsunuz biz çağrıya TÜSEB olarak da çıkmıştık. Bu anlamda ülkemizde toplam ilaç ve aşı anlamında 22 üniversite ve merkezin çalışması var. Hayvan deneyi aşamasına gelen 4 merkezimiz ve üniversitemiz var. Rusya ile görüşmemizde aşı çalışmalarının özellikle hayvan çalışmalarının sonlarına doğru geldiklerini, aşıların özellikle insan çalışması dönemi önemli. Klinik çalışmayı bir başka ülkede de yapmanız gerekiyor. O dönemle Rusya'yla bu anlamda karşılıklı klinik çalışmaların yapılabileceğine karara bağladık. Bilim insanlarımız da karşılıklı bir araya gelmişlerdi. Yarın bu görüşmenin ikincisi yapılacak, görüşmeler daha yoğun şekilde yapılmış olacak. İlaç konusunda da sentez safhasına geldiklerini ifade ettiler. Bundan sonraki işbirliğimiz devam etmiş olacak.
"Sokağa çıkma kısıtlaması biliğiniz gibi daha çok özellikle en son 15 ilimizde gerçekleşmişti. İllerdeki geçişlerin kısıtlandığı durumda daha çok uyguladığımız bir durumdu. Önümüzdeki dönemde sokağa çıkmayla ilgili, hafta sonuyla ilgili genel bir düşünce yok. Ama il bazında, illerde vakaların dağılımında değişiklik olursa, gerektiğinde illerde karar almak mümkün olabilir. Bütün Türkiye'de veya illerde uygulanması şeklinde bir önerisi olmadı Bilim Kurulu'nun.
"65 yaş üstü ve gençlerimizle ilgili bu süreçle en çok fedakarlık gösteren 65 yaş üstü büyüklerimiz ve gençlerimiz oldu. Halen sokağa çıkma noktasında kısıtlı olan, büyüklerimizin haftada bir gün gençlerimizin de haftada 2 gün sokağa çıkma saatleri belirtildiği şekilde uygulanıyor. Daha çok özellikle büyüklerimizin hareket kısıtlılığı ve benzeri sorunlar nedeniyle bunun artırılmasını doğru olacağı şeklinde bir yaklaşım var, önümüzdeki hafta gündeme gelmiş olur. Bir düzenlenme yapılması gündeme gelmiş oldu.
"Bu dönemde acil olmayan vakaların ertelendiğini biliyorsunuz. Acil olan vakalarımız hiçbir zaman bırakılmadı. Bu süreçte yine benzer şekilde zorunlu olmadıkça hastanelere, sağlık kuruluşlarımıza müracaat edilmemesini ifade etmek istiyorum. Çünkü hastane ortamlarının bu anlamda riskli olduğunu biliyoruz. Burada özellikle randevu sistemiyle polikliniklerin devreye girmesini esas kıldık. Randevu alarak gidilmesini ve orada bir kalabalık oluşturmadan poliklinik düzeninin sağlanmasını esas aldık. Daha önce bildiğiniz gibi acil oranımız yüzde 30'lardaydı. Yani gerekli olduğu zaman mutlaka sağlık kuruluşlarına müracaat edelim. Gerekli olmayan bir durum söz konusu ise de xorunlu olmadıkça gitmeyelim. Çünkü ihtiyacı olan hastamıza daha iyi zaman ayırıp bu anlamda kurallara da uyarak bulaşmayı en aza indirgeyen bir sistemle bu dönemi götürelim istiyoruz. Kurallar hastanelerde yayınlandı. Hastanelerimizde de yakından takip ediyor olacağız, vatandaşımız da tedbirlere uyumda kararlı davranırsa başarılı bir sonuç alırız.
"Toplu taşıma alanlarıyla ilgili bilim kurulumuz bir rehber yayınladı. Hangi kurallara uyulması gerektiğini de çok net ifade etmiş odlu. Şehirlerarası otobüslerde yüzde 50 kuralı kalkmadı aslında. 2 koltuk yan yana ise bir koltuk boş kalacak, tek kişilik koltuksa oturulabilecek. Şehir içinde koltuk sayısından fazla kişi alınmayacak. Bu kuralın uygulanamadığı durumlarda valiliklere yetkiler verildi, onu da işaretlemek kaydıyla izin verilmiş oldu. Bu anlamda bizim duraklar dahil olmak üzere otobüs veya minibüslere veya şehirlerarası ulaşım da dahil olmak üzere var olan kurallar dışında vatandaşımızın zorlamaması gerekiyor. Mesafe kuralını ihlal etmememiz gerekiyor.
"Sıtma ilacını 20 yıla yakındır iyi biliyoruz. Daha önce sıtmada kullanılan ama 10-15 yıldan bu yana romatizma hastalık grubunda da kullandığımız bir ilaç. Bu yayın uluslararası bilim insanlarının gelerek oluşturduğu bir yayın değildir. ABD'de bir şirket tarafından veriler toplanarak yapıldı. Bu verileri yayın haline getiren de meşhur bildiğimiz üniversitenin kalp nakli yapan hekimleri. Yani enfeksiyonla ilişkisi olmayan. hangi ülkeden alındığı bilinmeyen bir yayından bahsediyoruz. Biz ise Türkiye olarak dünyadan farklı olarak bu ilacı farklı kullandık ve erken kullandık. Birçok ülke daha çok bu ilacı ciddi vakalarında kullandılar, yani geç vakalarında. Biz ise o dönemde bu ilacın faydasının olmadığını, bu ilaca çok erken dönemde başlanmasının gerekliliğini, erken dönemde faydasının olacağını düşünerek başladık. Faydasını gördük, her geçen gün vaka sayımızın azalması, burada uyguladığımız tedavi yaklaşımlarından biri olan bu ilaca bağlıydı. 1811 hastanemizden toplanan veri topladık. Toplam kütle uzaması, kalpte sorun olduğu düşünülen durum kendisini gösteriyor. Sadece 5 vaka oldu. 5 vakanın 3 tanesi tedaviden sonra oldu, 2 tanesi tedavide oldu. İLacı kesince de kitle uzaması kesildi. Herhangi bir kalıcı etkisi olmadı. Diğer hastanelerimizdeki vakalarımızla da analiz ediyoruz, önümüzdeki günler daha net söylemiş oluruz. Ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını, emniyetli ve güvenli olduğunu söylemek sitiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz.
"Mart ayıyla şu açıdan ciddi bir fark var. Bizim vakaların yüzde 23'e yakını yatırdığımız hastalardı. Şimdi ise yatırdığımız hasta oranı yüzde 2,31. Yani o dönem olan vaka sayısına hastane yükü daha yoğundu ve daha çok servise, yoğun bakıma giden bir hasta yoğunluğumuz vardı. Neredeyse 4'te 1'i bu şekildeydi. Erken tespit etmemiz, erken tedaviye başlamış olmamız ve erken ilaçları kullanmış olmamız, bu anlamda geç dönemde de geç entübasyon, yüksek akımlı oksijen olduğunu biliyoruz. Tedavideki farklılıklarımız bizi başarılı kıldı. Şu dönemde hastane yoğunluğumuz ve her geçen gün vefat oranımız düşmeye devam ediyor. Yoğun bakımlardaki ve entübe hastalarımız azalmaya devam ediyor. O nedenle bizim şu dönemde tedbirlere uymamız son derece önemli. Biz hastaneler olarak ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bundan sonraki süreçte, ikinci dönemde maske, 1,5 metre mesafe ve el hijyenine önem vererek bu dönemi başarıyla tamamlamak zorundayız. Olmazsa başa dönmek söz konusu olabilir. Bu kadar başarı elde ettiğimiz bu noktada kontrollü sosyal hayatı yaşam şekli haline getirmemiz gerekiyor.
"Kök hücreyle ilgili uyguladığımız epey vakamız oldu, sonuçlarını yakında yayınlaşmış oluruz. Kök hücre uygulamasının başarılı olmadığını söyleyebiliriz, devam ettirilmesinin gerekli olmadığını düşünüyoruz. Plazmadan ise fayda görüyoruz, devam ediliyor. Önümüzdeki dönemde biz plazmadan daha yoğun antikor vermek üzere bir sentez geliştiriyoruz. 1-1,5 aylık zaman diliminde antikorun youn olduğu, erken dönemde bunun verilebilmesinin imkanı doğmuş olacak. Daha yaygın kullanmak istiyoruz.
"Kongreler bugün bilim kurulunda gündeme geldi. 15 Haziran'a kadar vakaların seyrini görmemiz ve bu anlamda ona göre bir karar vermemiz, erken dönemde daha çok online kongrelerin özendirilmesi gerektiğinde bir karar verildi. 15 Haziran'dan sonraki dönemde de vakaların seyrine göre tekrar gündem yapılmış olacak.
"Filyasyon çalışamları kesintisiz devam ediyor. Bu anlamda herhangi bir sorun yok. Biz filyasyonu bu dönemde asla ihmal etmek istemiyoruz, gevşetmekten yana değiliz. Bu vakalarımız ortalama görülme oranı 5,6 gün. Yani biz 6 veya 7 gün sonra bulaşı görebiliyoruz. Bugün tespit ettiklerimiz vakalar ortalama olarak bir hafta öncesinin bulaşısı gibi değerlendirilebilir.
"İstihdamla ilgili biliyorsunuz 32 bin kişi almıştık. Yeni açılan İstanbul'daki hastanelerimiz için de 3 bine yakın ilave personel alımı söz konusu olacak. Açılışını yapmayı düşündüğümüz hastanelerimiz var, İstanbul'da Konya'da olduğu gibi. Hastanelerin açılışına ve ihtiyaca göre bu alımlar bu yıl içinde yapılmış olacak.
"Koronavirüs'ün meslek hastalığı sayılmasıyla ilgili bir çalışma var ama bu konuyla ilgili Çalışma Bakanı'mız daha yetkili olduğu için o anlamda gündemde. Bu konuda bir netlik olduğunda da açıklamasını yapmış oluruz, bir şey söylemem doğru olmaz.
"Sınavlarla ilgili özellikle uyulması gereken kuralları Bilim Kurulu belirledi. İlgili birimlere de göndermiş olduk. Gençlerimiz için maskeli gitmelerini, sıralarına oturduklarında eğer mesafe kuralı da uygun sağlandıysa maskenin çıkarılmasını Bilim Kurulu uygun görmüş oldu. Bu anlamda uyulması gereken bütün kuralları da hem ÖSYM, hem YÖK göndermiş oldu.
"Sığınmacılarla ilgili bir hareketlilik odluğunu bilmiyorum, sığınmacılarda da olağanüstü bir Covid vakası olmadığını biliyoruz. Bunun kontrol altına alınmış olması da son derece önemli, hareketlilikten haberim yok."