Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 65 yaş üstü vatandaşlara yalnızca belirli saatler arasında sokağa çıkma izni verilen düzenlemenin kaldırılabileceğini duyururken, "Bilim Kurulu, bayram sonrası erken dönemde bu kısıtlamaları kaldırmayı önerdi" dedi.
Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Koca, Kurban Bayramı öncesi alınan tedbirlere uyulması çağrısı yaparken, ilave kısıtlamaların uygulanmayacağını söyledi. Koca, bayram dönemi için de şu ifadeleri kullandı:
"Kurban yemekleri verilmemelidir. Yoksullara, komşulara et dağıtılacaksa çok dikkatli olunmalıdır. Bir araya gelmek eğer zaruriyse açık ortamlar tercih edilmelidir. Eğer eve ziyaretçi alınmışsa, ev havalandırılmalıdır. Hasta ziyaretinden uzak durulmalıdır. En kritik hususlardan biri ise el öpmeyi, el öptürmeyi, tokalaşmayı, sarılıp öpüşmeyi gelecek bayramlara erteleyeceğiz. Geleneğimizi gelecek bayramlara erteleyelim. Gelenekler hayatın devamı için vardır."
Bakan Koca, Koronavirüs test kitlerine ilişkin yolsuzluk iddialarının ardından Sağlık Bakanlığı'nda üst düzey görev değişikliklerinin de 'rutin işleyiş içinde doğal' olduğunu belirtirken, "Bazı görev değişikliklerinin özel bir anlamı yoktur" ifadesini kullandı.
Test kitlerinin doğru sonuç verme oranının düşük olduğu iddialarına ilişkin de konuşan Koca, "Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranı yüzde 91,66'dır" dedi. Çin'den ithal edilen PCR test kitinin o dönemde 8,75 dolara alındığını söyleyen Koca, daha sonra yerli üretime geçildiğini ve kitlerin 9,8 TL'ye alındığını aktardı. Koca, "Dünyada 8,75'ten daha aşağıda fiyat görmedik. Şimdi fiyatı 1,4 dolara kadar düşen bir kit oldu. Uluslararası firmaların Türkiye uzantıları üzerinden neler yapılmak istendiğini ben çok iyi biliyorum. Kit piyasasının arkasında nice dev ama cüce yapıların ve vatandaşların olduğunu biliyorum" şeklinde konuştu.
Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Kurbanlar belediyelerin belirlediği kesim yerlerinde kesilmelidir. Kesim tercihen işin ehli tarafından mümkün olan en az katılımla yapılmalıdır. Maske, mesafe ve el temizliği kurallarına her aşamada dikkat edilmelidir.
"Bayramın ilk günü cuma gününe denk gelmektedir. Biri bayram namazı, diğeri cuma namazı olmak üzere iki namaz cemaatle kılınacak. Abdest namazdan hemen öncesine bırakılmamalı, cami şadırvanında alınmamalıdır. Aksi takdirde sosyal mesafe ve maske kuralına uymak imkansız hale gelebilir. Namazlara herkes kendi seccadesiyle gitmelidir. Secde sırasında halı ve seccadelere virüs bulaşması mümkündür. Maske ve sosyal mesafe kuralı bütün bayram boyunca geçerli kritik kuraldır. Vaaz ve namaz süreleri Diyanet'in belirttiği üzere kısa tutulmalıdır. Cemaat en arka safta başlayarak düzenli şekilde dağılmalıdır. Bayramlaşma için sıra oluşturulmamalıdır.
"65 yaş ve üstü büyüklerimizle kronik hastalığı olanlar sağlık şartları bu vecibeyi üzerlerinden alıyorsa bayram namazına gitmesin. Mezar ziyaretleri kalabalık ihtimali varsa ertelenmelidir. Bu bayramda makbul olan ziyaret yüz yüze değildir, bayramlaşmalar mümkün olduğu kadar telefonla yapılmalıdır. Eğer ziyaret yüz yüze gerçekleşecekse, kişi sayısı az, ziyaret süresi çok kısa tutulmalıdır.
"Kurban yemekleri verilmemelidir. Yoksullara, komşulara et dağıtılacaksa çok dikkatli olunmalıdır. Bir araya gelmek eğer zaruriyse açık ortamlar tercih edilmelidir. Eğer eve ziyaretçi alınmışsa, ev havalandırılmalıdır. Hasta ziyaretinden uzak durulmalıdır. En kritik hususlardan biri ise el öpmeyi, el öptürmeyi, tokalaşmayı, sarılıp öpüşmeyi gelecek bayramlara erteleyeceğiz. Geleneğimizi gelecek bayramlara erteleyelim. Gelenekler hayatın devamı için vardır.
"Baştan itibaren yapılan değerlendirmelerde kısıtlama gündeme getirilmemiştir. Fakat size kısıtla geçirdiğimiz Ramazan Bayramı konusunda bilgi vermek isterim. Kısıtlamaların tamamı düşünüldüğünde 10 gün sonraki sonuç vaka sayılarında yüzde 15 azalma olmuştur. Aynı tarihler dikkate alındığında entübasyona giren hasta sayısında yüzde 21, yoğun bakım hasta sayısında yüzde 19 düşüş gerçekleşmişti. Vefatlar yüzde 29 azalma göstermişti. Bunlar kısıtlarla birlikte gönüllü katılıma dayalı sonuçlardı. Şimdi maske mecburiyeti olmakla birlikte sonuç veren kısıtları koyacak olanlar sizlersiniz. Kurban Bayramı'nda işi öyle ciddiye alalım ki, bayram sonrası gözümüz vaka tablosunda olmasın. Tedbir, sonuçtur.
"Gerilersek, toparlaması büyük çaba, büyük dikkat istiyor. Yeni vaka sayılarımızı 11 Haziran'da olduğu gibi 14 Temmuz'da 1000'in altına çekmemiş 33 günümüzü almıştır. Amacım, işin kolay ve çok zor tarafını birlikte görmenizdir. Tedbirlere uymak, tedbirleri terk etmenin sonuçlarından çok daha kolaydır.
"Ülkemizin herhangi bir şehrinde tehdit edici düzeydeki vaka artışı okulunu özleyen çocuğumuz için endişe kaynağıdır. DSÖ'nün uyardığı yönde eylülde ikinci dalga başlangıcı ekonomiler için büyük risktir. Yatan hasta sayımızın artması arzu edilmeyen sonuçtur. Salgınla mücadele, bir ülkenin bütün insanların katılımıyla gerçekleşir. Halkımıza minnet borçluyuz çünkü tedbirlere uyarak ekonomiden eğitime, ülkemizin iyiliğine katkıda bulunduğunu yakinen idrak ediyorum. Salgınla mücadelede daha istekli, daha kararlı olmalıyız.
"Son günlerde medyada ve sosyal medyada ilginç görünümlü birkaç konu var. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranının yüzde 40 olduğu ileri sürülüyor. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranı yüzde 90'ın üzerindedir.
"ABD'li bir şirketin rüşvet verdiği iddiası soruşturulmaktadır.
"Bakanlığımızda bazı yöneticilerin görevlerinden ayrılması ve görev değişiklikler. Bunlar bakanlığın rutin işleyişi içinde doğaldır. Bazı görev değişikliklerinin özel bir anlamı yoktur.
"Bayramın hepimiz için taşıdığı büyük önemi hatırlatmak istiyorum. Maske, mesafe, temizlik kuralından ödün vermeyelim.
"Dünyada önümüzdeki dönemde özellikle ikinci dalga beklentisinin olduğunu hepimiz görüyoruz. Özellikle influenzanın devreye girmesiyle hem koronayla karıştırılması, hem de üst üste gelmesiyle farklı, daha etkili, yoğun bakım hastane yükü ve vefat edenlerin oranlarının artışıyla sonuçlanabilecek bir beklenti içinde dünya. Beklenen ikinci dalganın erken günlerde, şu günlerde bu döneme daha iyi bir geçiş yapmamız gerekiyor. Şu dönemde bugünleri çok iyi değerlendirmemiz, olabildiğince bu salgını ve yayılımı önleme çabası içinde olmalıyız. Her zaman söylediğimiz hayatın devam ettiğini, kontrollü sosyal hayat adını verdiğimiz, sadece mesafe, maske ve el temizliğiyle orantılı kuralları olan ve sonuç alabileceğimiz bir tedbirden bahsediyoruz. 83 milyonda isteğimiz bu dönemin bittiğine inanmayalım, devam ettiğini düşünelim. Her geçen gün görüyorsunuz, yoğun bakıma giren, ağır hastaların her geçen gün arttığını görüyoruz. Vefat sayılarımız düşüyor ise de tedavinin etkinliğiyle, sağlık altyapımızın gücüyle vefat oranlarımızın dünyaya göre düştüğünü biliyoruz. Önümüzdeki günler bu salgını daha da artıran değil, gönüllü tedbirlerin devreye girdiği bir bayram olmasını diliyoruz. Türkiye'nin ikinci dalga içinde olduğunu söyleyemeyiz, birinci dalganın etkisi devam ediyor.
"İçişleri Bakanı'mızla uzun bir görüşme yaptık. Tedbirlerin sonuçlarını ve önümüzdeki süreçte ne tedbirler alınabileceğini müzakere ettik. Valilerimiz başkanlığında olan kurulların, Türkiye geneli kısıtlamalar alınmasından ziyade, yer yer farklılıklar olduğunu ve bölgesel alınabilecek tedbirlerin farklılık göstereceğini, radikal tedbirler alınabileceğine dair bir görüşmemiz oldu. İçişleri Bakanlığı'mızın duyuruları yapılmış olacak.
"Okulların açılmasıyla ilgili geçen toplantıda ifade etmiştim, açılma takvimini bakanımız açıkladı. 31 Ağustos. Bu takvimde eğitim başlamış olacak ama bu eğitimin uzaktan eğitim mi, karma eğitim mi olacağı, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Bilim Kurulu'ndaki arkadaşlarımız çalışıyor. Önemli olan eğitimin 31 Ağustos'ta başlayacak olması ama bunun uzaktan eğitim mi, bölgesel olarak farklılık şeklinde mi olacak önümüzdeki 1-2 hafta içinde açıklanacak.
"Ocak, şubat, mart gibi yılın ilk çeyreğinde aşının geliştirilmesi mümkün olabilir gibi görülüyor. Bir iki ay sonra olacak beklentisi içinde olmamalıyız. Önümüzdeki 4-6 ay içinde bir gelişme dünyada olabilir. Çin ve Rusya ile aşı ile ilgili ayrıca irtibat halindeyiz.
"Bizim kan grubu verilerimizle ilgili net verimiz olduğunu söyleyemem. (Prof. Ateş Kara: A kan grubunda risk biraz daha yüksek, 0 kan grubunda biraz daha düşük gibi. Bu risk böyle 'Ben 0 kan grubuyum, bana bir şey olmaz' gibi değil.) Saha araştırmamız bitti, bu çalışmada pozitiflik oranı yüzde 0,26. Yani 10 binde 26. Belirtisi olmuş olsa zaten müracaatı yapmış olur. Belirtisi olmayan 10 binde 26 kişinin aramızda dolaştığı, mesafe ve maskenin önemini gösterme açısından önemli. Bağışıklık ise yüzde 0,8. Yani binde 8. 10 binde 80 şekilde. Bağışık oranımız son derece düşük. Ortalama bir toplumun bağışık olabilirliği yüzde 60-65 oranında olacağı bilinir. 0,8 isek gerisini siz düşünün. Toplum bağışıklığının oluşamayacağını görmüş oluyoruz. O nedenle toplumda şurası çok önemli, 10 bin kişiden 26 kişinin belirti göstermeden aramızda dolaştığını bilelim.
"Ayasofya 86 yıllık hayalimizdi, egemenliğin önemli bir işaretiydi. Her Türk vatandaşının bu konudaki beklentisiydi. Bu sevinci herkes yaşadı, yaşadığımız ortamı disipline ederek yaşıyor olmalıydık. Yer yer uyulmayan görüntüleri görmüş olduk. Bizim pandemi tedbirlerini ve kurallarını ihmal etmeden, maske, mesafe kuralını sevincimizi paylaşırken de devrede tutmamız gerektiği kanaatindeyim.
"Bazı hastanelerimizde doluluk oranımız diğer hastaneler Covid-19'lu almadığı için artmış oldu. Ankara'da yoğun bakımda şu an doluluk oranlarımız yüzde 67. Standart yataklarımızın doluluk oranı ise yüzde 49. Solunum cihazlarının ise yüzde 25. Bahsedildiği gibi bir şey olmadığını söylemek istiyorum. Şehir hastanelerinde yoğun bakımlar yüzde 69, standart yatakların yüzde 32, solunum cihazlarının doluluk oranı yüzde 16. Bu anlamda bir sorun olmadığını, her gün açıkladığımız rakamlarla yoğun bakımdaki hasta sayılarımızın arttığını söylüyoruz. Bazı hastanelerimizde hastaların kabul ediliyor olması, buralarda yer yer oranların arttığını biliyoruz, bir sorun olmadığını bu rakamlardan görmüş oluyoruz.
"65 yaş üstü vatandaşlarımız için bir değerlendirme yaptık, salgın sürecinde kurallara uyma noktasında en çok hassasiyet gösteren gerçekten büyüklerimiz oldu, kendilerine minnettarız. Biz onları ihmal etmedik, biz bu dönemde özellikle büyüklerimizi bu salgından korumak için hassasiyet gösterdik. Bunun ne kadar zor olduğunun farkındayız, empati yaptığımızdan emin olsunlar. Bayram sonrası erken dönemde bu kısıtlamaları kaldırma noktasında Bilim Kurulu'nun önerisi var.
"Virüs mutasyona uğradı konusuyla ilgili genel bilinen mutasyonların olduğu, ama virülansı etkileyecek düzeyde olmadığı bilgileri var. Mutasyonlarla virüsün yükü artıyor, virülans genelde kötü değil olumlu bir değişiklik şeklinde olabiliyor. Şu anda bulaşıcılığı etkileyen bir mutasyon olmadığını biliyoruz.
"Atamayla ilgili şu pandemi döneminde yer yer alımları yapmıştık. Önümüzdeki dönemde açmayı düşündüğümüz Konya Şehir Hastanesi gibi, Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi gibi hastanelerimiz söz konusu. Bunlarla birlikte personel alımı tekrar gündeme gelmiş olacak.
"Halk sağlığı laboratuvarımız, bir referans laboratuvarı. Avrupa'nın lab ağına üye olan, Avrupa'da 70 laboratuvarın üye olduğu laboratuvar halk sağlığı laboratuvarı. Bunun dış denetimiyle ilgili belli dönemler bir takım denetimler yapılır. En son yapılan denetim oldu 15 Haziran'da. Doğruluk sonucu, yüzde 91,66. Şu dönemde bildiğiniz gibi PCR kiti baştan ithal ediliyordu, biz de dünyadan, Çin'den ithal ettiğimiz bir kit oldu. Bu kitin o dönemde fiyatı 8 küsür dolardı. 8,75 dolardan almıştık. Ne kadar, 500 bine yakın. Devamında yerli kitimizi ürettik. Bu üretilen kitle birlikte toplam 4,5-5 milyon test yapılmış oldu. En son yapılan ihalede de uygunluğu verilen ve 12 tane ilave yerli kitler olmuş oldu. Bu ürünlerin ihaleye girmesi şeklinde yapılan düzenleme ile 6 tane firma katıldı. Bu 6 firmanın katılımıyla oluşan fiyat 9,8 TL oldu. Dünyada 8,75'ten daha aşağıda görmedik biz. 1,4 dolara kadar fiyatı düşen bir kit oldu. Uluslararası firmaların Türkiye uzantıları üzerinden neler yapılmak istendiğini ben çok iyi biliyorum. Kit piyasasının arkasında nice dev ama cüce yapıların ve vatandaşların olduğunu biliyorum. Vatandaşlarımız emin olsun, burada bulunduğumuz müddetçe, buradaki kurumlar vatandaşın lehine olabilecek tedbirleri alma gayreti içinde. Ben yer yer bu küresel firmaların uzantılarıyla birlikte siyasetçilerimizin de bilerek veya bilmeyerek alet olduklarını görüyorum. Umarım bilmiyorlardır. Bu kadar net söylüyorum, burada bakanlık olarak 9,8 liranın üzerinde herhangi bir yerli kit alımı olmamıştır. Çin'den alınan 8,75 dolar dışında.
"Ülkelerle ilgil yer yer testler yapıyoruz. Riskli gördüğümüz her ülke için benzer durumlar söz konusu olabilir.
"Bayram dönemince olabilecek uygulamaları ben anlatmaya çalıştım, valilerimiz başkanlığında kurullarımız kendi illerinde alınması gereken tedbirleri alabilir, bu sokağa çıkma kısıtlaması şeklinde değil. Yine bu kurullarımız bayram sonrasında artış söz konusuysa, daha radikal önlemler alınması gerekiyorsa bunları almaya yetkililer."
Ayrıntılar geliyor...