Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) vakalarında İstanbul'da son bir ayda ortalama yüzde 50 artış olduğunu söylerken, salgının geçen aylarda zirve düzeyine çıktığı Ankara'da yüzde 60'a yakın azalma olduğunu söyledi. "Artışın önümüzdeki günlerde tedbirlere uyarak azalmasını sağlamalıyız" diyen Koca, sokağa çıkma kısıtlaması gibi tedbirler uygulamayı düşünmediklerini, katı tedbirler olmadan vaka artışını kontrol altına alabildiklerini belirtti.
Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Koca, bugüne kadar Koronavirüs testi pozitif olan sağlık çalışanlarının sayısının 40 bini geçtiğini duyururken, hayatını kaybedenlerin sayısının ise 107 olduğunu açıkladı.
Vaka sayısının açıklanmayarak günlük Koronavirüs tablosunda yalnızca semptomu olan ve Koronavirüs testi pozitif çıkan kişilerin olduğunu belirten Koca, "Türkiye olarak pandemideki mücadelemizi 'vaka', 'hasta' kavramlarına indirgeyerek gölgelemeyelim" dedi. Türkiye'nin pandemiyle mücadelede başarılı olduğunu söyleyen Koca, vaka sayısına ilişkin, "Kesitsel taramalar olmadığı için şeffaf olmak adına hasta tanımını kullandık. Bu kesitsel taramaları da yer yer bildirmiş olacağız" ifadesini kullandı.
Yarından itibaren yeni kesitsel taramaların başlayacağını, bunların sonuçlarını yer yer açıklayacağını belirten Koca, "Testi pozitif olan, bulgusu olsun olmasın, biz herkesi izole ediyoruz. Bu kişilerin temaslılarını bulup izole ettiğimiz gibi, hepsini HES sistemine kaydediyoruz. Mücadelede sonuç almak için siz bunu yapmak zorundasınız, bunu gizleyemezsiniz, biz ötesini yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'de geliştirilen potansiyel iki Koronavirüs aşı çalışmasında hayvan çalışmalarının tamamlandığını, yakında insan çalışmasına geçileceğini belirten Koca, "Yurt dışından gelen aşıların gerektiğinde uygunluğuna kanaat getirdiğimize vatandaşımızı uygulama konusunda da ilişkilerimizin devam ettiğini söyleyebilirim. Uygulaması muhtemel yıl başından önce olabilir" dedi.
Türk Eczacılar Birliği'nin (TEB) bu yıl yeterli miktarda Koronavirüs aşısının tedarik edilmediğine yönelik açıklamasını da değerlendiren Koca, "Bize sadece 1,5 milyon aşı gelmeyecek, daha fazlası olacak. Bu dönemde gribe karşı da, diğer virüslere karşı da maskenin koruyucu özelliğinin yüzde 90'ların üzerinde olduğunu biliyoruz. Maske ve mesafeyi aşıdan daha çok önemseyelim" açıklamasında bulundu.
Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ekim ayındayız, gribin en yaygın olduğu günlere girdik. Koronavirüse karşı alacağımız tedbirler bizi gripten de koruyacak. Tedbirleri alırsa iki hastalıktan birlikte korunmuş olacağız. Grip ölüme yol açabilen bir hastalıktır. Gribin bulaşmasına karşın yeterince duyarlı değiliz. Bu hastalığa karşı Koronavirüs tedbirlerine uyarak ciddi başarı elde edebiliriz.
"DSÖ'nün Türkiye hakkında yayınladığı rapor, Avrupa ülkeleri içinde ilk. Türkiye'nin en zengin ülkeler arasında olmamasına rağmen salgınla mücadelede en cömert ülkelerde biri olduğu vurgulanıyor. Temaslıyla vaka tespiti, erken tanı ve tedaviye dayalı klinik uygulamasına vurgu yapılıyor. Bu yakın günlerde yayınlanan AB İlerleme Raporu'na da değinmek istiyorum. Raporda, "Türkiye'nin sağlık sistemi, Covid-19 pandemisinin gerekliliklerini sağlayabilecek güçtedir. Herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlanmıştır." Bu hususlar, küresel salgına karşı savaşımızı küresel standartlarda verdiğimizin göstergesidir.
"Temmuz ayından itibaren normalleşme dönemine geçtik, sınırlamalar kalktı. Ülkeler arasında gidiş gelişler, ülkelerin koyduğu şartlarla başladı. Yeni dönemin gerekliliklerine uygun olarak virüs taramalarına başladık. Bu taramaları havalimanlarında, cezaevlerinde, OSB'lerde, askerlere, sporculara ve benzer gruplara yapıyoruz. Yurt dışına gidenlere yaptığımız 480 bin 80 tarama yaptık. Bir diğer konumuzsa saha taramasıdır. Daha önce enfeksiyonun yaygınlığı ve bağışıklığı ölçmek için 153 bin kişiyi kapsayan bir saha taraması yapmıştık.
"15 Ekim'de saha taramasını tekrarlıyoruz. Toplumunun tamamını yansıtacak şekilde örneklem üzerinde çalışma yapıyoruz. Bu çalışma bize toplumun tamamı hakkında bilgi verecektir. Pandeminin ilerleyen alanlarında yurt dışına gidip gelenler, disiplinli olduğumuzu belirtiyorlar. Törenler ve toplu etkinliklerin olduğu ayları geride bıraktık. Kapalı alanlar çok önem kazandı. Aynı işyerinde çalışan kişilerin tedbir almadıklarını duyuyoruz. Maske kuralından ödün verilmemelidir.
"Maske bazı bilim insanlarınca aşı gibi koruyucu olarak görülmektedir. Koronavirüs bulaştığı kişide 2-3 hafta sonra iz bırakmayacağı, hatta fark edilmeyeceği gibi, bu süre hayatının en çetrefilli dönemi de olabilir. Aşı yaygın olarak yapılabileceği güne kadar kendini virüsten koruyabilenler için bir çare olacaktır. Aşı kendisini virüsten koruyamayanlar için çare değildir. Virüsün yol açtığı hastalık ve tedavisi hakkında çok daha bilgi sahibi olmakla birlikte risk tabana yayılıyor.
"Testi pozitif çıkanların ve bunların izolasyon kuralına uyması şarttır. Belirli semptomları olan kişilerin bir an önce sağlık kuruluşlarına başvurmalarını istiyor. Bildiğiniz gibi bakanlığımız Koronavirüs bulaşma riskine karşı her birey için risk yönetimi rehberi oluşturmuştur. Bu HES uygulamasıdır. Girip çıkacağınız yerin risk durumunu HES'le öğrenebilirsiniz. Bizler sahada her türlü tedbiri almak ve bütün şüphelilere ulaşmak için seferberlik halindeyken, sizler de lütfen HES'ten yaralanın.
"Salgınlar yerinde müdahaleleri gerektiriyor. Ülkenin bazı bölgelerine ziyaretlerde bulunduk. Vakaların artış gösterdiği yerlerde sebepleri ortaya çıkararak ek tedbirler aldık. Bazı illerimizde artışlar olmuştu. Geçtiğimiz pazartesi günü yüz yüze eğitimde planlanan ikinci aşama ortaya kondu.
"Salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz, şüpheniz olmasın, sizden istediğimiz sabır, sebat ve tedbirlere harfiyen uymaktır.
"Türkiye salgının sıfır noktasında oluşturduğu Bilim Kurulu'nun rehberliğinde almaktadır. Bu kurul bizim en büyük gücümüzdür. Hocalarımıza her toplantımızda sizler adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onlar ve tüm bilim insanlarımız ulusumuzun gururudur.
"Çalışmalarını kamuoyu önünde sürdürmeyen ve aşıya odaklanan bir grubumuz var. Yerli aşı hakkında biraz daha yol alınmasını bekleyerek size detaylı bilgi vermedim, bugün bu noktaya geldiğimize inanıyorum. Türkiye'nin aşı çalışmaları bu bilim insanlarına bağlı 600 kişi tarafından yürütülmektedir. Ortak aşı grubumuz 4 farklı aşı üzerinden çalışmaktadır. Aşı çalışmalarını yürüten ekiplerimiz sonuca en kısa sürede ulaşmak için rekabet içinde, birbirlerinin başarısı için destek içindedir.
"Bulaşıcı hastalıkların geçmişine bakıldığında aşıların kolay bulunmadığı görülmektedir. Kızamık aşısı 8 yılda, grip aşısı 14 yılda, tüberküloz aşısı 20 yılda gelişmiştir. Bugünkü durum elbette farklı olacaktır ama işin doğasında bir zorluk olduğu da bilinmektedir. Salgın bir yılını doldurmaya yaklaşırken gerçekten önemli gelişmeler ortaya kondu. Çin, Rusya, İngiltere ve başka ülkeler insan üzerinde çalışmaya geçtiler. Bilim şu an için umut olmayı kabul etmekte, kesin vaat olmayı erken görmektedir. Dünyadaki umut çok yüksek olmakla birlikte, tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.
"Sonuca yakın görülen iki aşımızda hayvan deneyleri tamamlanmış, insan üzerinde çalışmalara geçilecektir. Aşı, insanlığın zaferi olacaktır, bu zaferi elde edecek olanlar arasında Türk bilim insanlarının yer alacağından kuşkunuz olmasın. Bilim imkan ve adanma işidir. Bilim insanlarımız bu konuyu hayatlarının temel meselesi haline getirmiştir. Sizlerden bilim insanlarımıza inanmanızı, önerdikleri tedbirlere, maske, mesafe ve temizlik kuralına uymanızı istirham ediyorum. Aşı tüm denemelerden başarıyla geçip üretilene kadar elimizdeki güç tedbirdir.
"Son duruma baktığımızda İstanbul'da son 1 ay içindeki artış ortalama yüzde 50 oranında. Ankara'da son 1 ayda azalma yüzde 60 kadar oldu. Son üç günde bu azalıştan sonra yüzde 4 gibi bir artışı görüyoruz. Yatışlarda bir değişiklik olmadığını görmüş oluyoruz.
"Bu azalışla birlikte artışın önümüzdeki günlerde tedbirlere uyarak azalmasını sağlamalıyız.
"İzmir son 1 ay içinde yüzde 50 azalış.
"Genel seyrin İzmir'de iyi olduğunu ama orada da son günlerdeki kısmi artışla tedbirlerin yoğun şekilde hassasiyetle devrede olması gerektiğini görmüş oluyoruz.
"Kocaeli'de yüzde 30, Denizli'de yüzde 35, Kahramanmaraş yüzde 40 artış olduğunu son aya göre görmüş oluyoruz.
"İstanbul için daha önce de bahsetmiştim, genel olarak geriye dönüşlerle birlikte artış beklentisindeydik. Kapalı ortamlara geçişinde aile içi bulaş dahil artırdığını, bu artışın buna bağlı olduğunu görüyoruz. Biz kısıtlama anlamında herhangi br tedbiri düşünmüyoruz. Bu dönemde özellikle sahada filyasyon ekiplerimizi daha da artırdık. Sahadaki filyasyon ekipleriyle birlikte temaslıları erken dönemde izole etmeyi istiyoruz. Bu temaslıların da her gün semptomlarının takibini yapıyoruz. Şu an hastane yatışlarında ciddi bir artışın olmadığını görüyoruz. Bu anlamda bir sorun olmadığını çok rahat söyleyebiliriz, bulaşmayı önlemek için maske kullanımının, mesafenin çok önemli olduğunu, kalabalık ortamlara girilmemesi gerektiğini önemli görüyoruz. Aile içi bulaşın çok olduğunu görüyoruz, Bilim Kurulumuz özellikle evdeki kişilerle birlikte mümkün mertebe 10 kişiyi geçmemek şeklinde aile içi etkileşimin azaltılması önerisi oldu. Özellikle şu dönemde artış olan illerimizde tedbirlere uymakla ve filyasyonu yapmakla sonuç aldığımızı çok iyi görüyoruz. Biz bu yükselişin nasıl düşürülebileceğini artık toplum olarak da biliyoruz.
"Vaka ve hasta tanımlarını yaptığımız dönemden bu yana gündem olan bir konu. Burada Türkiye olarak pandemideki mücadelemizi vaka hasta kavramlarına indirgeyerek gölgelemeyelim. Şunu çok net ifade ediyorum, biz özellikle tedavi rehberimizde semptomu, yani bulgusu olan kişilere test yapan ülkeler arasındayız. Başından beri test politikamız da bu şekildeydi. Bu semptomu olan kişilere yaptığımız testler dışında temmuz ayından itibaren bizim özellikle kesitsel taramalar, yani ülkeler arası geçişlerin olduğu dönemde havaalanındaki insanlara yapılanlar, askerlere, cezaevlerinde, sporculara yapılan testler gibi kesitsel yaptığımız çalışmalar oldu. Ayrıca saha çalışmalarımız oldu, bununla ilgili de 153 bin kişiye yapılan bir testti. Yarından itibaren de haneler tespit edildi, bu saha çalışmasını da tekrarlamak istiyoruz. Bu tablo temmuz ayından itibaren gündeme gelen ve temmuz ayında da bizim hasta olarak tanımladığımız, semptomu olan ve testi pozitif olan kişiler olarak tanımladık. Bu kesitsel taramalar olmadığı için şeffaf olmak adına hasta tanımını kullandık. Bu kesitsel taramaları da yer yer bildirmiş olacağız. Bugün havalimanlarında yapılmış olan testlerden bahsettim. Bugün itibariyle bunları DSÖ'ye de bildirilmiş olacağız. Bunu OSB'ler için de, sporcular için de, hatta yer yer özel sektörde de yapılıyor, bunları da yer yer sizlerle paylaşıyor olacağız. Bu ayrımı yapmak içindi, farklı bir şey için değildi. Test politikasının yeni dönemde değişikliği değil, taramaları yapmak için ilave olmuş oldu. Vatandaşımıza bunu şeffaf şekilde söylemek için de, orada hasta yazılmış olması bu rakamı şeffaf şekilde vermek içindi, bu anlamda kafa karışıklığının olmaması gerekiyor.
"Testi pozitif olan herkesi biz izole ediyoruz. Pandemide şöyle yanlış bir algı da oluşturulmaya çalışıyor. Pozitif olan semptomu olmayan kişi de bulaştırıcıdır. Evet öyledir. Bunu mutlak izole etmemiz gerekiyor. İzole ediyoruz, izole etmemiz yetmiyor, filyasyonunu da yapıyoruz. Yine yetmiyor, bunları ayrıca HES'e de kaydediyoruz. HES'e başından beri pozitif gördüğümüz her kimse yer alıyor. Siz eğer bunu gizleyebilir durumda olursanız pandemiyle siz mücadele edemezsiniz. Sahada sizin yaptığınız pandemiyle mücadelenin ötesine geçmiş oluyorsunuz. Vatandaşımız bu konuda müsterih olsun. Sadece testi pozitif olup bulaştırmaz diye izole etmeden pandemide başarıyı sağlayabilir misiniz? Biz ayrıca o kişileri çağrı sistemiyle her gün arıyoruz. Yani pandemide asla taviz vermiyoruz. O dönemde zaten sonuç alıyoruz. Vatandaşımıza ilk günden beri verdiğimiz bütün rakamların doğru olduğundan emin olsun. Teşekkür ediyorum.
"Daha önce bahsettiğim bir aşının üretim safhasına geçtiğini söylemiştim, ikinci aşının çok yakın olduğunu konuşmamda da ifade ettim. Birinci aşının dolumu bugün bitti. Yarından itibaren sterilite safhasına geçmiş olacak. Zannediyorum ortalama 2 hafta kadar sürecek. Bu arada aşı yapılacak kişilerin tespiti ve o kişiler üzerinde karantina ile uygulanacak testlerle ilgili bir zaman dilimi söz konusu olacak. 2 hafta sonra gönüllüleri almış olacağız. İkinci aşı için de üretim safhasına gelinmiş oldu. Önümüzdeki 1-2 hafta içinde gelişmeleri aktarmış oluruz. Aşı konusunda oldukça ümit veren bir yol aldığımızı, 13 tane toplam farklı aşı çeşitleri üzerinde ülkemizde çalıştığımızı söyleyebilirim. Çin ve Pfizer'in çalışması başladı ülkemizde, şu ana kadar bir olumsuzluk görülmedi, önümüzdeki 3-4 hafta içinde sonuçları anlamında daha net bilgilere ulaşabiliriz. Bu aşılarla ilgili de, gerektiğinde uygunluğuna kanaat getirdiğimize vatandaşımızı uygulama konusunda da ilişkilerimizin devam ettiğini söyleyebilirim. Uygulaması muhtemel yıl başından önce olabilir.
"Grip aşısıyla ilgili yanlış bir algı oluşturuluyor. Neredeyse herkesin grip aşısı yaptırması gerektiğiyle ilgili yanlış bir kanaat var. Grip aşısının üretiminde toplam yüzde 20 oranında artış oldu. Grip aşısı özellikle riskli kişilere, öncelikli kişilere tespit edilerek başlıyoruz. Grip aşısı Türkiye'ye geldi. Bu riskli grubu tespit ediyoruz, önümüzdeki günler uygulamasına geçilmiş olacak. Bize sadece 1,5 milyon aşı gelmeyecek, geçen yıl 1,3 milyon aşı gelmişti. Bu yıl daha fazla aşı olacak, bunu daha da artırma gayreti içindeyiz. Aşı Türkiye'de ruhsatlıysa bunu getirip herkes verebilir. Değilse halk sağlığı alabilir. TEB ve DMO bunun görüşmelerini yapıyorlar. Ülkeye katkı sağlanmak isteniyorsa, bulunan aşıyı bize söylesinler, bu aşıyı biz DMO üzerinden almaya hazırız. Özellikle güney yarım kürede maske, mesafe ve el hijyeniyle gribin çok azaldığını biliyoruz. O yüzden bu dönemde gribe karşı da, diğer virüslere karşı da maskenin koruyucu özelliğinin yüzde 90'ların üzerinde olduğunu biliyoruz. Maske ve mesafeyi aşıdan daha çok önemseyelim.
"Herhangi bir kısıtlamayı, sokağa çıkma yasağı gibi, düşünmüyoruz. Avrupa'da son haftalar giderek arttığını biliyoruz, önümüzdeki haftalar ben daha da artacağı kanaatini taşıyoruz. Bizim dışımızdaki ülkeler bu anlamda tedbir almama noktasında bir çaba içindeler. Avrupa filyasyon yapmıyor. Özellikle solunum sıkıntısı başlamadıkça, semptomu belirginleşmedikçe kişinin hastaneye gelmesi bile istenmiyor ve o dönem test yapılıyor. Biz ise 2 semptomu olduğunda test yapmaya başlıyoruz. Hepsine de temaslı takibi yapıyoruz. Bu kişileri izole ettiğimiz gibi, temaslı olanları da izole ederek bir izolasyon dönemini geçirmiş oluyoruz.
"Ben tekrar anlatayım. Bizim test politikamız başından beri değişmedi. Test politikamız rehberimizde belirtildiği şekliyle semptomlu olan kişilere yapılan test şeklindeydi. DSÖ de bunu biliyor, biz bu çıkan sonuçları ilk günden itibaren bildirmiş oluyoruz. Bunun dışında değişen, temmuz ayında olan değişiklik oldu. Farklı olarak kesitsel taramaları yapma ihtiyacı hissedildi. Dolayısıyla bu saha çalışmaları semptomlu olan kişilere yapılan çalışmalar değil. Bunu ayırmak anlamında, temmuz ayında semptomu olan, testi pozitif olan kişileri rehberimizde hasta olarak tanımlamıştık zaten. Vatandaşa karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, o taramaları ilave etmediğimiz için hasta olarak kullanmış olduk. Pandemiyle mücadele dinamik bir mücadele, saha çalışmaları dışında bu tarz kesitsel çalışmalar da artmış olacak. Bugün havaalanında yapılmış olan 490 bin testten bahsettim ve vaka oranını söyledim, bu bizim tablomuzda yer almayanlardı. Bunu da bugün söylemiş oldum. 15'inden itibaren açıklanacak denen şey, saha çalışmasına başlanacak, elde ettiğimiz sonuçları vatandaşımızla paylaşmış olacağız. Bilmem vaka-hasta durumunu net anlatabildim mi. Testi pozitif olan, bulgusu olsun olmasın, biz herkesi izole ediyoruz. Bu kişilerin temaslılarını bulup izole ettiğimiz gibi, hepsini HES sistemine kaydediyoruz. Mücadelede sonuç almak için siz bunu yapmak zorundasınız, bunu gizleyemezsiniz, biz ötesini yapıyoruz. Bu başarı, bütün bu dünyadaki artışa rağmen, 83 milyonun başarısı. Bu başarı, 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın başarısı, bu başarıyı lütfen gölgelemeyelim, bununla gurur duyalım.
"Bu oranlardan bahsederken erişkin yoğun bakım, yüzde 65,4 diyoruz. Yüzde 65 gibi bir rakamın yüzde 100'e yakın olduğu gibi bir yanlış algı oluşabilir. Yani ağır hastamız 1418, yüzde 50 artarsa yataklarımız dolacak gibi bir algı asla oluşmasın. Yüzde 65'den kasıt sadece erişkin yataklarımız. Sadece 18-19 bin Covid hastalarıyla ilgili ayrılmış olan yataklar değil, bunun içinde 1400 ağır hasta, gerisi bizim normal rutin devam eden hastalarımızın müdahaleler sonrası girenleri. Geriye 11 bine yakın boş yatak demektir. Ağır vakamız ne kadar 1400.
"Sağlık çalışanlarımızın özellikle pozitif olan, semptomu olan veya olmayan, sayısı 40 bini geçti. Hayatını kaybeden testi pozitif olan sağlık çalışanlarımızın sayısı da son dönem arttı. Sayıları 100'ü geçti. 107 olduğunu söyleyebilirim. Hepimize başsağlığı, Allah'tan rahmet diliyorum."