Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'da, kurucusu olduğu üniversitenin Koronavirüs (Covid-19) tedavisinde kullanılan yerli 'Favicovir' ilacının üretiminde ortak çalıştığı firmaya ruhsat verilmesi sürecindeki iddialarla ilgili konuştu. Koca, "Bu ilacı sentezlemek üzere, kurucusu olduğum üniversiteden bir öğretim üyesi arkadaş, firmaya sadece proje desteği verdi. Hiçbir şekilde üniversiteyle asla ve kata bir sözleşme ve menfaat ilişkisi yoktu" dedi. "Ben, sizin kurucusu olduğum yerle ilişkili kıldığınız yere ruhsat verdirmedim. Bunları ilk defa duyacaksınız ve belki de inanmayacaksınız; 'Kamuya vereceğiniz rakam onda biri olacak yani 13-14 dolardan fazla olmayacak, bunu kabul etmiyorsanız ruhsat yok' dedim. O firma kabul etmedi. O firmaya özellikle ruhsat vermek isteyen kamudaki arkadaşlardan birisini de görevden aldım. Bakın altını çiziyorum, ısrarla benimle irtibatlı kıldığınız firmaya ruhsat verilmemesini söyleyen ben, o kişiyi görevden aldım" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularını cevapladı. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Bakan Koca'nın kurucusu olduğu Medipol Üniversitesi'nin Koronavirüs tedavisinde kullanılan yerli 'Favicovir' ilacının ortak çalışmasını yaptığı firmanın ruhsat alabilmesi için daha önce başvuran 3 firmanın bekletildiğini ileri sürdü. Bakan Koca, CHP'li Emir'in daha önce de gündeme getirdiği konuya ilk kez cevap verdi. Koca, Türkiye'de üretilen ve sentez edilen, devamında 3 firmanın da ayrıca yerli olarak ürettiği, Covid-19 tedavisinde kullanılan ilaçla ilgili iddiaların, kendisinin de kurucusu olduğu kuruluşla irtibatlı kılınıp, her gün dillendirildiğini söyledi.
Bakan Koca, "Bu ilacın Çin'de 140 dolar olduğu biliniyor. Yaygın kullanımını sağlamak için yerlileşme noktasında biz ısrarcı olduk ve bu ilacı sentezlemek üzere, kurucusu olduğum üniversiteden bir öğretim üyesi arkadaş, bilinen bir firmaya sadece proje desteği verdi. Hiçbir şekilde üniversiteyle asla ve kata bir sözleşme ve menfaat ilişkisi yoktu. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Özellikle o arkadaş da heyecanla bu ilacı üretme çabası içinde oldu, Amerika´da uzun süre bu konuda çalışan birisi olduğu için. Devamında sentez başarıldı. Bu ilacı alabilecek tek yer Bakanlık, yani kamu. 140 dolar olan ilaç için telaffuz edilen 100 dolar oldu. Bu arada 3 tane farklı firma da ham maddesini ithal ederek, ruhsat müracaatını yaptı. Ben, sizin kurucusu olduğum yerle ilişkili kıldığınız yere ruhsat verdirmedim. Bunları ilk defa duyacaksınız ve belki de inanmayacaksınız. Bu 4 firma birbiriyle mücadele içinde, rekabet içinde olan firmalar, bunların hepsi bilinir. Ben nerede konuştuğumu ve neyi konuştuğumu çok iyi biliyorum ve 'Tek firmaya olmayacak' dedim, 'Diğer müracaat eden 3 firmayla birlikte verilecek' dedim" diye konuştu.
Ham madde ithalinin ne olduğunu, maliyetinin 10 doları geçmediğini de bildiğini belirten Koca, "O nedenle '13-14 dolardan da fazla bunun fiyatı olmayacak, yurt dışı fiyatını verebiliriz; ama kamuya vereceğiniz rakam onda biri olacak yani 13-14 dolardan fazla olmayacak, bunu kabul etmiyorsanız ruhsat yok' dedim. Yani normalde bu uygulanabilir bir şey değil, kamu mantığıyla yapılabilir bir şey değil. O firma kabul etmedi. İnanın, bunu birçok arkadaşımız iyi bilir, birçok yeri zorladılar ve en sonunda olmadığını gördüler; çünkü 2 firma hemen kabul etti üstelik 10 bin kutu ilaç vermeyi de taahhüt ederek. O durumda, 'O firma da 10 bin kutu verecek' dedim ve 4 firmaya biz ruhsat verdik. O firmaya özellikle ruhsat vermek isteyen kamudaki arkadaşlardan birisini de görevden aldım. Bakın altını çiziyorum, ısrarla benimle irtibatlı kıldığınız firmaya ruhsat verilmemesini söyleyen ben, o kişiyi görevden aldım. O, benim görevden alıp başka birisini atadığım kişinin verdiği ruhsatla alındı; ama görevden aldığım kişi şu an özel sektörde. 4 firmaya vermiştik, şimdi 2 firmaya daha verdik, 6 firma oldular" dedi.
Bakan Koca, ölüm sayıları konusuna açıklık getirmek istediğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Ölüm bildiriminde kullanılan form, 2013 yılından beri kullanılmakta. Bu belgede 'ölüm şekli' hanesine hastalığa bağlı doğal ölümün izahı için 'bulaşıcı hastalık' veya 'bulaşıcı olmayan hastalık' açıklaması da eklenmiştir. Kayıtlar, bu yılki toplam ölümlerin yaklaşık onda 1´inde ölüm şeklinin 'bulaşıcı hastalık' sonucu doğal ölüm olduğunu göstermektedir. Onda 9'u ise 'bulaşıcı olmayan' hastalık, yaşlılık ve benzeri şeklinde işaretlenmiştir. Bu hanedeki bilgi, ölümün nedenini hastalık bazında göstermez. Buradan Covid-19 ölüm sayıları anlaşılmaz, 'bulaşıcı hastalık eşittir Covid' demek değildir. Bulaşıcı tek hastalığın Covid-19 olduğunu düşünmek yanlıştır. TÜİK verilerine göre geçtiğimiz yılın 9 ayı ölüm sayısı 329 bin 274´tür. Yıllık öngörülen yüzde 2 oranında artışla bunun şimdi 336 bin 518 olması beklenir. Bu yılın ilk 9 ayında Covid -19 kaynaklı ölümler dahil 339 bin 26 ölüm gerçekleşmiştir, aradaki fark 7 bin 244'tür. Covid-19 kaynaklı tespit edilmiş ölümlerin sayısı 8 bin 62'dir, daha az veya daha fazla değildir."
TIKLAYIN - İmamoğlu: Son üç gün İstanbul tarihinde ilk defa günlük vefatta 400’lü sayılar geliyor
Bakan Koca, uluslararası bildirimlerde Türkiye'nin sadece semptomlu hastalara test yapan ülkeler arasında sayıldığına işaret ederek, "Bizim rehberimizde de 'Semptomlu olanlara test yapılır' diye yazar. Saha taramalarına da devam ediyor olacağız. Bilim Kurulu'muzla önümüzdeki günler bu konuları tartışıp 'toplam vaka', 'yatan hasta', 'hasta' başlığı altında ne varsa bunun hepsini kamuoyuyla nasıl paylaşacağımızı, tabloda nasıl göstereceğimizi de tartışıp göstermiş olacağız. Bu süreçte, 29 Temmuz'dan bu yana 'ağır hasta' sayımız 8 kat arttı. 29 Temmuz'dan bu yana vefat edenlerin, hayatını kaybedenlerin oranı 8 kat arttı. Bu da vatandaşımızı ve sizleri uyarmıyor mu? Ağır hastamız 8 kat artıyor. Evde semptomu olmayan, hastaneye yük olmayanın sayısı mı sizin için önemli? Bu dönemde şundan emin olun; pozitif olup semptomu olmasa bile bütün vatandaşlarımız takibe alındı, bütün vatandaşlarımıza filyasyon yapıldı" dedi.