Cumhuriyet gazetesi yazarı Özgür Mumcu, 2017 referandumunda "Evet" koalisyonunun "tartışmalı şekilde" yüzde 51 oy alabildiğini belirterek, "Sağlıklı ve eşit seçim koşullarında AKP ve koalisyon ortaklarının herhangi bir seçimi kazanmaları mümkün değil" dedi.
Mumcu, "Bu şartlarda bile Meclis çoğunluğunu yitirmesi halindeyse iktidarı sürdürmeleri de öyle" diye yazdı.
Özgür Mumcu'nun Cumhuriyet'teki yazısı şöyle:
Malum, 24 Haziran’da iki seçim var. Birinde cumhurbaşkanı seçilecek, diğerinde milletvekilleri. Hazine yardımı alan partiler milletvekili seçiminin finansmanını oradan karşılayacak. Ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde durum farklı. Cumhuriyet’te Erdem Gül’e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirttiği üzere cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının bütçesi bağışlara dayanacak. Referandumda “Evet” kampının devlet imkânlarını sonuna kadar kullandığı hatırlarda. Devlet kurumlarına “Evet” pankartlarının asılmasından, Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı sıfatıyla seçim kampanyası yürütmesine kadar sayısız örnek var. Bu durumun altı AGİT’in referandumdan sonra hazırladığı raporda da çiziliyor. Mesele sadece referandumla sınırlı değil. 7 Haziran seçiminden sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamasını hatırlayalım: “AKP 7 Haziran seçimlerinde devletin tüm imkânlarını pervasızca kullanmıştır. TRT, yandaş medya AKP için seferber edilmiştir. Hazine kaynakları AKP’nin elinde ahlaksızca kullanılmıştır. Haksızlık, usulsüzlük hiçbir dönemde olmadığı kadar yaşanmıştır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğunu inkâr edercesine meydanlara çıkmıştır. Erdoğan’ın Başkanlık hayali gerçek olamamıştır. AKP’deki ciddi erimenin en büyük müsebbibi Erdoğan’ın seviyesiz üslubu olmuştur. Mitingler düzenleyip AK Parti’ye oy dilenen Erdoğan kaybetmiş, miadını doldurmuştur. Artık Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturması telafi edilemeyecek hasarlara neden olabilecektir.” Geçenlerde düzenlenen AKP İzmir 6. Olağan Kongresi, Cumhurbaşkanlığı’nın resmi Twitter hesabından canlı olarak yayımlandı. Bu seçimde muhalefet partileri, cumhurbaşkanlığı seçimi için hazine yardımını dahi kullanamazken, adaylardan biri olan Sayın Erdoğan’ın seçim kampanyasını devlet imkânlarıyla sürdüreceği belli. Bunun en önemli tanıklarından biri de yukarıda açıklamasına yer verdiğim Devlet Bahçeli. Açılışta, parti kongresinde, orada burada cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşacak olan Sayın Erdoğan’ın nutuklarının içeriği seçim propagandası şeklinde olacak. Neredeyse tamamen ele geçirilmiş medya da bunları sürekli yayımlayacak. Başbakan ve diğer bakanların resmi sıfatlarıyla yapacakları açıklamalar da aynı özellikte olacaktır. YSK kararına göre seçime bir hafta kala başbakan ve bakanlar seçim gezilerinde makam arabalarını ve resmi araçları kullanamıyor. Ancak bu yasak cumhurbaşkanı için geçerli değil. Yani halkın parasıyla alınmış uçak ve araçları Sayın Erdoğan kendi adaylığının propagandası için yapacağı gezilerde kullanabilecek. Ayrıca adaylardan biri “cumhurbaşkanına hakaret” maddesiyle özel bir korumaya da sahip. Bir aday Sayın Erdoğan’a bir şey söylese hapsi boylayabilir. Sayın Erdoğan aynı sözü ona söylese hiçbir şey olmaz. Bütün bu elverişli koşullara rağmen referandumda “Evet” koalisyonu çok tartışmalı şekilde ancak yüzde 51 alabilmişti. Sağlıklı ve eşit seçim koşullarında AKP ve koalisyon ortaklarının herhangi bir seçimi kazanmaları mümkün değil. Bu şartlarda bile Meclis çoğunluğunu yitirmesi halindeyse iktidarı sürdürmeleri de öyle