Sağlıkta mülakat uygulaması neden tepki çekiyor?

Sağlıkta mülakat uygulaması neden tepki çekiyor?

Sağlık Bakanlığı kamuda yapacağı atamalar için Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) ek olarak, adaylarla mülakat uygulamasını da hayata geçirmeyi planlıyor. Ancak meslek örgütleri ve atanamayan yüz binlerce sağlıkçı mülakat uygulamasına karşı çıkıyor.

Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü geçtiğimiz hafta, "Sözleşmeli Sağlık Personeli Yerleştirme ile Sözlü Sınav Usul ve Esasları" yayımladı. 2016 yılında çıkarılan 663 sayılı KHK'ya dayandırılarak hazırlanan usul ve esaslar, kamuoyunda 'sağlıkta mülakat' tartışmalarına neden oldu. Resmi internet sitesinde yayımlanan usul ve esaslar henüz bakanlık tarafından yürürlüğe konmadı ancak özellikle atanmayı bekleyen sağlıkçıların yaşadığı rahatsızlık Twitter'da Türkiye gündeminden düşmedi.

Sağlık profesyonellerine ait 10 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek kurduğu Sağlık Profesyonelleri Platformu, sağlık alanındaki atamalarda mülakat sistemine karşı çıkıyor.

Platforma göre Türkiye'de 39 farklı branştan 550 bin kişi atanmayı bekliyor.

BBC Türkçe'ye konuşan ve devlet memuru olduğu için isminin haberde yer almasını istemeyen platform yöneticisi, sağlık alanında atanmayı bekleyen kişi sayısının beş yıl önce 250 bin olduğunu ve bu sayının her sene 70 bin arttığını belirtiyor.

Sağlık Bakanlığı'na yakın kaynaklar ise, sosyal medyada geçen haftadan beri süren tepkiler üzerine bakanlığın mülakat sisteminden geri adım atmayı planladığını aktarıyor.

doktor

"Her şehirde farklı mülakat jürisi olacak"

Yayımlanan usul ve esaslara göre, mülakatlar her ilde ayrı ayrı yapılacak ve her ilde farklı bir 'il sınav komisyonu' kurulacak.

Ayrıca il sınav komisyonunda "en az bir tabip veya uzman tabibin bulunması ve diğer üyelerin ise tabip, uzman tabip veya başkan yardımcısı düzeyinde olması" şartı getiriliyor.

Türkiye Fizyoterapistler Derneği Başkanı Tülin Düger, Sağlık Bakanlığı'nın resmî sitesinde yayımlanan sözlü sınav usul ve esasları okuduktan sonra mülakat sistemine dair endişelerinin arttığını ifade ediyor:

"İşe alınacak kişi sayısının üç katı kişi mülakata çağırılacak ve her şehirde farklı mülakat yapılacak. Dolayısıyla her jürinin beklentisi farklı olacak ve ucu açık olacak.

"Ayrıca jüride yer alacak hekimler belirlenirken branş ayrımı yapılmayacak. Mülakatta bir hekim oturup, bir fizyoterapistin deneyimini nasıl eleyecek? Radyoterapide neyin kıymetli olduğunu nereden bilecek ya da bir hemşireyi nasıl değerlendirecek?"

Ataması yapılan ya da atanmayı kıl payı kaçıran kişilerin KPSS puanlarının birbirine çok yakın olduğunu hatırlatan Düger, değerlendirmeye bir de mülakat puanının eklenecek olmasını şöyle eleştiriyor:

"Örneğin bu yıl fizyoterapistler için 400 atama yapılacak. Bunların büyük bir kısmı 90 üstü puan aldılar ve puanlar arasındaki aralık çok dar. Bir de bunun üzerine mülakat notunun eklenmesi tüm dengeleri bozacak. Sağlık atamalarında mülakat yapılması bizim için liyakata son verilmesi ve torpilin öne çıkması anlamına geliyor."

Düger, atama bekleyen binlerce sağlıkçı olduğu düşünüldüğünde esas çözümün ne KPSS'de ne de mülakat sisteminde olduğunu, dünyada olduğu gibi çeşitli meslek örgütleri tarafından bağımsız bir sınav yapılması gerektiğini düşünüyor:

"Bu öğrenciler mezun olduktan sonra da aylarca kursa gidip KPSS'de bir not alıyorlar: Öyle ya da böyle, objektif bir not. Eğer düşük almışlarsa bir sonraki sene için bir hedef belirliyor ve en azından önlerini görüyorlar ama mülakat olursa hangi notu alırsanız alın atanmanıza yetip yetmediğini bilemeyeceksiniz.

"Fakat mezunların mesleki yetkinliğini ölçmek istiyorsak, KPSS'de onlara kendi alanlarıyla tamamen ilgisiz bir şekilde 'üçgen, kare sorusu' sormak yerine, kendi alanlarından sorular içeren bir mesleki yeterlilik sınavı yapılabilir. Dünyada böyle yapılıyor."

"Hükümeti zor durumda bırakmak için gündeme getiriliyor"

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Başkanı Barış Cavlı, İstanbul'da tekrarlanacak yerel seçim öncesi sağlık atamalarında mülakat tartışmalarının gündeme gelmesinin "hükümeti zor durumda bırakacak" bir hamle olduğunu savunuyor.

Şu anda Radyoloji Bölümü'nden mezun olan yaklaşık 60 bin kişinin atanmayı beklediğini belirten Cavlı'ya göre hükümet bu konuda yanlış yönlendiriliyor:

"Bizim için 'sağlıkta mülakat' demek ne yazık ki kamu atamalarında güven ortamının ve liyakatın sağlanamaması demek. Millî Eğitim Bakanlığı atamalarında görüyoruz, KPSS'den 90-95 alan kişiler mülakatla eleniyor. Bunun yaşanmış örneklerini görmek, insanların böyle puanlarla sırf mülakat yüzünden elenmiş olması, sağlıkta da 'torpil' olacağı endişesi yaratıyor."

Cavlı, Türkiye'deki Radyoloji bölümlerinden her sene ortalama 6-7 bin mezun verildiğini ancak çok az bir kısmının Sağlık Bakanlığı atamalarıyla kamuda iş bulabildiğini söylüyor.

Özellikle yeni mezun ve henüz iş tecrübesi olmayan kişilerin özel sektör tarafından tercih edilmediğini ve bu nedenle esas önceliklerinin kamuda istihdam edilmek olduğunu şöyle anlatıyor:

"Tecrübesiz oldukları için özel sektörde iş bulamayanlar, gece gündüz ders çalışıp devletin röntgen ve Xray cihazlarına atanmak istiyorlar. Bu nedenle sağlık atamalarında mülakat haberleri hepimizde ciddi kaygı ve soru işaretleri oluşturdu."

Üniversitelerde radyoloji alanında iki yıllık ön lisans bölümleri de bulunuyor.

Bu kişilerin özel sektörde iş bulmak açısından daha da dezavantajlı olduğunu belirten Cavlı, KPSS'de çok yüksek puanlar aldıklarını anlatıyor:

"KPSS'de sağlık alanında ilk 150'ye giren 20 radyoloji mezunu arkadaşımız var. Mesela, KPSS'de Türkiye 156'ncısı olan arkadaşımız hala atanmayı bekliyor. İki yıllık ön lisans Radyoloji mezunu olan bu arkadaşlarımız, devlet hastanelerinde röntgen teknikeri olmak için uğraşıyorlar çünkü özel sektörde çok şansları yok."

arşiv fotoğrafı

Sacece iki diyetisyen atandı

Türkiye Diyetisyenler Derneği'ne göre, halihazırda kamuda atanmayı bekleyen 10 bin diyetisyen bulunuyor.

Türkiye'deki 102 üniversiteden her yıl toplamda 5 bin diyetisyenin mezun olduğunu söyleyen dernek başkanı Nevra Koç, son KPSS'de sadece iki diyetisyenin atamasının yapıldığını belirtiyor.

Koç'a göre mezunlar KPSS ile 'nispeten adil bir atama şansına' sahip oluyor. Ancak Koç, mülakat sistemiyle mezunlar arasında 'adil' bir eleme yapılacağına inanmıyor:

"KPSS ile herkes kaderine razı olup sırasını bekliyor. Sağlıkta kesinlikle mülakat olmaz çünkü mülakatı yapacak kişiler bile diyetisyen olmayacak. 30 bin kişinin alınması için 90 bin kişi mülakata girecek. Beş dakika sürecek mülakatta o diyetisyenin yeterliliğini kim ölçecek?"

"Yöntemin nasıl olacağı, nasıl bir mülakat sisteminin yapılacağı da muallak. Bu kadar kişiye adil bir mülakat yapılabileceğini düşünmüyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız. Farklı meslekler tarafından diyetisyenlerin yeterliliğinin denetlenmesini asla kabul edemeyiz."

Türkiye'de obezite ve diyabet sorunlarının salgın gibi arttığını belirten Koç'a göre, pek çok devlet kurumunda diyetisyen istihdam edilmiyor ve Sağlık Bakanlığı'nın atamalarda sistem değişikliği yerine bu sorunu çözmesi gerekiyor:

"Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda 'yeşil kantin, sağlıklı beslenen okul' gibi projeler var ama bir tane diyetisyen çalıştırmıyorlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı fabrika ve işletmelerde hiçbir diyetisyen çalışmıyor. Halbuki, buralarda işçilerin enerji harcamalarına alması gereken yevmiyelerini diyetisyen belirler."

"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı en az 20 farklı kurum var. Çocuk yuvaları, sevgi evleri, huzur evleri… Burada yaşayan insanlar pediatriden geriatriye beslenme ile ilintili birçok yeme problemi yaşıyor ve buralarda da diyetisyen çalışmıyor."

Atama bekleyen 550 bin kişi için çözüm ne?

Sağlık Bakanlığı atamalarında mülakat meselesi ilk olarak 2016 yılında 663 Sayılı KHK ile gündeme geldi.

KHK'da Sağlık Bakanlığı'nın yapacağı atamalarda ister sadece KPSS puanını baz alarak atama yapabileceği, isterse sözlü mülakat yapabileceği belirlendi.

Bu KHK'nın ardından sağlıkta mülakat endişesi zaman zaman kamuoyunda kendisini hissettirse de geçen haftaya dek bu konuda somut herhangi bir adım atılmamıştı.

Sağlık Bakanlığı'na yakın kaynaklar geçen haftadan beri süren tepkiler üzerine bakanlığın mülakat sisteminden geri adım atma hazırlığı içerisinde olduğu bilgisini verdi.

Konuyla ilgili açıklama yapmak üzere başvurduğumuz bakanlık ise mülakat sisteminin hayata geçip geçmeyeceği hususunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın bir değerlendirme yapacağını söyledi.

Sağlık Profesyonelleri Platformu'na göre ise her sene 70 bin artan işsiz sağlıkçı sayısı daha büyük bir sorun oluşturuyor.

İsminin haberde yer almasını istemeyen platform yöneticisine göre ilk olarak üniversite kontenjanlarının azaltılması ve giderek artan mezun sayısının önüne geçilmesi gerekiyor:

"Mezun sayısı böyle devam ederse birkaç yıl içinde atanmayı bekleyen sağlıkçı sayısı milyonu bulacak. Özellikle vakıf üniversitelerinde plansızca artırılan öğrenci kontenjanlarının azaltılması gerekiyor."

"Bakanlığın bütün sağlıkçıları istihdam edemeyeceğini çok iyi biliyoruz ancak buna karşın özel sektör de yeteri kadar denetlenmiyor. Özel sektörde üç sağlıkçının istihdam edilmesi gereken işte bir sağlıkçı çalıştırılıyor ve tüm iş ona yaptırılıyor. Aldıkları ücretle yaptıkları iş birbiriyle alakasız durumda. Binlercesi asgari ücretle ya da daha ucuza çalışıyor."