Sağlıkta şiddet: Harran Üniversitesi Hastanesi'nde ne yaşandı?

Salı akşam saatlerinde Harran Üniversitesi Çocuk Acil Servisi'nde görevli doktor Bahattin Ahmet Yalçın bir hasta yakını tarafından saldırıya uğradı.

Abdülkadir K. ateşi yükselen çocuğunu muayene etmediği iddiasıyla doktor Yalçın'ın kafasında kaldırım taşı kırdı.

Olay sonrasında ağır yaralana doktor ameliyata alındı ve hayati tehlikesi devam ettiği için yoğun bakıma alındı.

BBC Türkçe'nin hastanedeki kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Yalçın kafasına iki kere darbe aldı ve kafasında iki ayrı bölgede, 10-12 cm'lik yarıklara neden oldu.

Güvenlik gerekçesiyle haberde isminin yer almasını istemeyen Yalçın'ın iş arkadaşı doktor, Yalçın'ın bilincinin açıldığını ancak her türlü komplikasyona karşı yoğun bakımda gözetiminin sürdüğünü söylüyor.

Daha önce kendisinin de aynı birimde bir hasta yakını tarafından tehdit edildiğini anlatan genç doktor, özellikle dünkü olaydan sonra kendilerini güvende hissetmediklerini anlatıyor:

"Özellikle sözlü şiddetle çok sık karşılaşıyoruz. Ancak dün gördük ki durum çok daha ciddi. Ben de aynı bölümde bir gece, bir bir hasta yakını tarafından 'Benim Ankara'da tanıdıklarım var, Eğer çocuğuma bir şey olursa yapacağımı biliyorum' şeklinde tehdit almıştım. Daha sonra bu tehdide karşı karşı yasal işlem başlatmadığım için çok pişman oldum."

Doktor, Yalçın'ın çalıştığı acil servis biriminde günde yaklaşık 100 hastaya bakmaları gerektiğini söyledi:

"Kendisiyle acilde çalıştığım sürede, günde ortalama 100 hasta bakmasına rağmen bir gün bile bir hastaya ters bir ifade kullandığını görmedim. Bahattin'in bu tür durumlarda her zaman sakinliğini koruyan bir yapısı vardır."

"Kendimi tabii ki güvende hissetmiyorum. Hastanelerdeki güvenlik görevlisi sayısının artmasıyla da çözüm bulunabileceğini sanmıyorum. Bu kişilere caydırıcı cezaların verilmedikçe şiddetin önüne geçemeyiz."

https://twitter.com/drfahrettinkoca/status/1019529561250385920

Olayın ardından Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da, Twitter hesabından "Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde yaşanan şiddet olayı hepimizi derinden üzdü. Doktorumuz Bahattin Ahmet Yalçın'ı arayıp geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Sağlık personeline uygulanan şiddetin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapacağız" paylaşımında bulundu.

Doktora saldıran Abdülkadir K. da çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İfadesinde herhangi bir pişmanlık duymadığını söylediği bildirildi.

Harran Üniversitesi Hastanesi yönetimi doktora yönelik saldırıyı bir basın açıklamasıyla kınadı ve doktorun tedavisinin sürdüğünü duyurdu.

Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, saldırıyı 'canavarlık' olarak tanımlayıp "Hükümetten ricamız sağlık çalışanlarını koruyan kanunun çıkarılması" dedi.

Hastane Başhekimi Mehmet Akif Altay da, başında parke taşı kırılan doktor Yalçın'ın beyin sarsıntısı şüphesiyle takip edildiğini söyledi.

Saldırgan Abdülkadir K.'nın eşi Ayşe K. ise doktor Yalçın'ın yüksek ateş şikâyetiyle acile gelen çocuğuyla ilgilenmediğini iddia etti.

Basın açıklamasından sonra hastaneye giden Ayşe K. doktor Yalçın'ın "çocuğu tedavi beklerken çay içtiğini" söyledi:

"Ateşi vardı, hastaneye getirdik. Doktor geldi baktı ateşi 45 dereceydi. Ateşi 45 derece olan bir çocuk havale geçirir. Ben belki cahil olabilirim ama bunu biliyorum. Serum takıp gitti ama çocuğun ateşi düşmedi."

"Sonra çocuk bayıldı, doktoru çağırıyoruz ama doktor yok. Kapının önünde çay kahve içiyor. Kamera yok mu burada?"

"Başka bir çocuk geldi, yılan sokmuş. Babasına 'Senin çocuğun acil değil' dedi. Yılan sokan bir çocuk nasıl acil olmaz?"

Kadını sakinleştirmeye çalışan bir hastane görevlisi, acil serviste kamera kayıtları olduğunu ve kayıtlara bakılabileceğini söyledi. Kadın etrafını saran gazetecilere açıklama yapmaya devam ederken araya hastanenin güvenlik görevlileri girdi.

Bu sırada Ayşe K., kendisini şov yapmakla suçlayan ve 'muhatap almayacağını' söyleyen hastane görevlisinin arkasından, 'Benim çocuğum ölüyorken benimle muhatap olmadınız, şimdi mi olacaksınız?" diye seslenip "Çocuğumun 45 derece ateşi var, doktor geliyor serum takıp gidiyor. Benim çocuğumla ilgilenmedi. Hala ateşi var. Doktorun bir şeyi yok. Doktoru yoğun bakıma aldılar rapor için. Dövmüş ama neden dövmüş. Doktorun hiç mi suçu yok?" dedi.

Türk Tabipler Birliği ise konuya ilişkin yaptığı açıklasında, Türkiye genelinde her gün sağlık personellerine karşı yaklaşık 30 vaka yaşandığını söylüyor.

BBC Türkçe'ye konuşan TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz'a göre, sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkması gerekiyor.

TTB olarak son 6 yıldır sağlıkta şiddet yasasının çıkması için çabaladıklarını söyleyen Yılmaz, caydırıcı cezalar olmadıkça sağlıkta şiddetin dozunun giderek arttığını belirtiyor.

https://twitter.com/istabip/status/1019354772619649025

Yılmaz, sağlık personeline yönelik şiddetle ilgili Türk Ceza Kanunu'nda nasıl bir değişiklik yapılması gerektiğini şöyle anlatıyor:

"Bugün konuyla ilgili bir tutuklama oldu ama bu ağır yaralanan doktor beyin hayati tehlikesinin olmasından kaynaklıydı. Oysa bu, kamu görevlisine yöneltilen bir şiddettir. Ortada kamu hizmetini engellemeye yönelik olan bir fiil var."

"Dolayısıyla bireysel bir suç olmanın da ötesinde, ceza yasasında yapılacak değişikliğe ihtiyacımız var. Türkiye'de her gün sağlık alanında inanılmaz şiddet olayları yaşanıyor ama yasal düzenlemeler istediğimiz çerçevede değil. Siyaseten sorumlu olanlar bu alanda cezai sonuçları olan bir yasayı yaşama geçirmiyor."

Bir hasta yakını ya da hastanın kendisi tarafından darp edilen ya da tehdit edilen personel, konu yargıya taşınsa dahi olayın yaşandığı hastanede görev yapmaya devam etmek zorunda kalabiliyor.

Bu durum ise sağlık personelleri için güvenliklerine yönelik tehdit anlamına geliyor.

Kimi hasta yakınları, personeli şikâyetini geri çekmesi için tehdit etmeyi sürdürebiliyor. Bu gibi durumlarda personel geçici bir süreliğine yakınlardaki başka bir hastaneye görevlendirilse de, temelli olarak il dışına tayin olmadıkça tehdit devam ediyor.

Yılmaz, çok sık bir biçimde benzer şikâyetler aldıklarını söylüyor ve şöyle örneklendiriyor:

"Dün bir ilimizde yine bir hekim arkadaşımız darp edildi. Yaşamına yönelik ciddi bir tehditte bulunuldu, öldürülmekle tehdit edildi. O arkadaşımızı 15-20 km yakındaki başka bir ilçe devlet hastanesine gönderdiler. Bu tabii ki kurtarıcı ve kalıcı bir çözüm değil."

"Hekimler bugün Türkiye'de can güvenliği olmadan çalışıyorlar. Fakat her türlü olumsuz koşula rağmen, bu halkın sağlığını dert edinmiş durumlar."