AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “medya içerisinden askere yakın bir kişinin 7-8 yıl önce kendisini, ‘Darbe olacak. Başbakan’a söyle yurtdışına kaçsın’ diye uyardığını” söyledi. Şahin, Tayyip Erdoğan’dan sonra AKP Genel Başkanlığı koltuğuna “layık” isimlerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olduğunu söyledi.
Zaman gazetesi yazarı Mustafa Ünal’a konuşan, Mehmet Ali Şahin, 1999 yılında PKK’nın sınır dışına çekildiği süreci hatırlatarak “Silahlı Kuvvetler içerisinde bir grup, süreci sabote etti. Çekilme yaşanırken 500 PKK militanı etkisiz hale getirildi ve süreç başarısız oldu. Geçmişte TSK içinde bir yapı, terörün bitmesini istemedi. Devlet içerisinde, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Ergenekon denilen bu yapı, barış sürecinin başarısız olması için çalıştı” dedi.
Mustafa Ünal’ın “‘Darbe olacak, Başbakan’a söyle yurtdışına kaçsın...’” başlığıyla yayımlanan (17 Mayıs 2013) yazısı şöyle:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’le Ankara’nın gündemini konuşuyoruz. 2014 senaryolarında Şahin’in adı başbakan adayları arasında geçiyor. Muhtemel isimlerden biri. AK Parti’nin kurucusu. Bakanlık, Başbakan Yardımcılığı ve Meclis Başkanlığı yaptı. Erdoğan’la dava arkadaşlığı çok eski, ta lise yıllarına dayanıyor. “Başbakan adayı olarak isminizi duyunca içinizde kıpırtı oluyor mu?” diye sordum. “Yok, hayır. Daha layık başka arkadaşlar var. Abdullah Gül gibi, Bülent Arınç gibi.” dedi. Şahin, içinde bulunduğu siyasî gelenekte makam ve görevlerin, çok isteyene asla verilmediğini bilecek tecrübeye sahip. Cevabı şaşırtmadı beni.
Reyhanlı hakkında öylesine şehir efsaneleri var ki akla ziyan. Hayatını kaybedenlerin sayısından tutun da, orada yaşananlara kadar. Bunda yayın yasağının da payı var. Allah’tan yasak kalktı. İyi de oldu. Söylentileri besledi çünkü. Bunların aslı var mı? Söylentiler nereden çıkıyor? Şahin, “Rakamlar belli. Türkiye açık toplum. Her şey şeffaf, halkın gözü önünde yaşanıyor. Bir şeylerin gizlenmesi istense mümkün değil. Yakınlarını kaybeden susar mı? Güçlü medya var.” dedi. Reyhanlı üzerine üretilen ‘komplo teorileri’nin sonu gelecek gibi değil. Türkiye’nin yaşadığı en ağır olaylardan biri. Meclis devreye girebilir mi? Bir araştırma komisyonu veya alt komisyon kurulabilir mi? Şahin, komisyonların yaptığı olumlu çalışmalara dikkat çekti ve ‘Olabilir’ dedi. Her partiden milletvekilinin katılımıyla oluşacak komisyon faydalı olur, komplo teorilerini de ortadan kaldırır.
Geçmişi konuşuyoruz, söz Ergenekon’dan, Balyoz’dan açılınca 7-8 yıl öncesine gitti. Sadece yargı sürecinden ibaret değil. Şahin, darbe planlarını, hükümetin iktidar alanını paylaşan güç odaklarını hissetti mi? “Hissediyorduk tabii.” dedi ve ekledi: “Başbakan yardımcısıydım. Bir gün Meclis’te eskiden beri tanıdığım bir arkadaş geldi. Medyanın içinden. Askerlerle de arası iyi. Bana ‘Darbe olacak. Başbakan’a söyle yurtdışına kaçsın...’ dedi.” İsim vermedi. Tahmin etmek zor değil. O söylemeyince bize düşmez. Şahin’in terör örgütü ve Ergenekon ilişkisine ilişkin dikkat çekici düşünceleri var. Öcalan’ın yakalandığı yılları, 1999’ı hatırlattı. O dönemde de çekilme gündeme gelmişti. PKK silahlarını bırakarak ülkeyi terk etmeye başladı. Şahin “Terörün bitmesini istemeyenler vardı.” dedi ve ekledi: “Silahlı Kuvvetler içerisinde bir grup, süreci sabote etti. Çekilme yaşanırken 500 PKK militanı etkisiz hale getirildi ve süreç başarısız oldu. Geçmişte TSK içinde bir yapı, terörün bitmesini istemedi. Devlet içerisinde, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Ergenekon denilen bu yapı, barış sürecinin başarısız olması için çalıştı.” Başbakan Erdoğan’ın iki hafta önce ‘İşin içinde iş var’ dediği durum. Şahin’in sözleri çok önemli.
Şahin, Uzlaşma Komisyonu’nun üyesi. Yeni anayasa toplantılarına AK Parti adına başkanlık da yapıyor. Siyasetin mekânlarında ‘yeni anayasa’ konusunda umutsuz hava var. Komisyon iki ay daha çalışma kararı aldı. Uzlaşacak maddelerin sayısını artırmak için. Şahin’i çok iyimser buldum. Dört partinin 10-15 madde dışında mutabakat sağlayacağı görüşünde. Liderlerin devreye girmesiyle ‘yeni anayasayı’ gerçekleşebilir ihtimal olarak görüyor. Başkanlık sistemi, vatandaşlık tanımı gibi maddelerde partilerin esneyeceği kanaatinde. Başkanlık sistemi olmazsa ‘partili cumhurbaşkanı’ en uygun seçenek. Cumhurbaşkanını partiler aday gösterecek ve seçilmek için propaganda yapacak. İster istemez siyasi kimliği olacak. İyimserliğini sorunca “Umut iyidir.” dedi. Anayasa’nın çözüm süreciyle ilişkilendirilmesine tepkili... Yeni anayasa çalışmalarının çözüm sürecinden çok önce başladığını hatırlattı.
Şahin, AK Parti’nin 20 maddelik demokratikleşme paketinden söz etti. Sadece darbelere zemin hazırlayan yasaların değil, yönetmeliklerin de bu gözle tarandığını söyledi. Yeniden düzenlenecek. Neler mi var? 35. madde bunlardan biri. Başka sürpriz maddeler de var. Bir takvim vermedi. Milletvekillerine yeni haklar getiren kanunu da konuştuk. “Kamuoyunun hassasiyetini dikkate alacağız.” dedi. Bir değişiklik yapacaklarının işaretini verdi.