-ŞAHİN: TÜRKİYE DEMOKRASİYİ ÖZÜMSEMİŞTİR ASTANA (A.A) - 28.04.2011 - TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye'nin artık demokrasiyi özümsediğini, darbe, muhtıra ve bildiri dönemlerinin geride kaldığını belirterek, ''Halk adına ülkeyi yöneten kurumlar da bunun farkındadır'' dedi. Türk Dili Konuşan Parlamenterler Asamblesi (TÜRKPA) 2'inci Genel Kurulu için Kazakistan'ın başkenti Astana'da bulunan TBMM Başkanı Şahin, TÜRKPA Genel Kurul toplantısının ardından Türk gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. 27 Nisan bildirisine ilişkin bir soru üzerine Şahin, ''Türkiye'de artık darbeler, muhtıralar, bildiriler dönemi geride kalmıştır'' karşılığını verdi. Türkiye'nin demokrasi, insan hakları, hukuk ve parlamenter düzen içinde hızlı bir gelişme yaşadığını bunun da yine demokrasi sayesinde olduğunu anlatan Şahin, ''Daha önce 1 yıl sonrasını, 2 yıl sonrasını göremeyen Türkiye bugün 10 yıl sonrasına, 20 yıl sonrasına, 30 yıl sonrasına yönelik projeler hazırlar hale gelmiştir. Bu projeleri hayata geçirme iradesi ortaya koymaktadır. Bunun sebebi artık Türkiye'nin önünü görebilmesidir'' diye konuştu. Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ''Çılgın Proje''ye ilişkin ise şunları söyledi: ''Benim de buraya geldikten sonra proje hakkında bilgim oldu. Ajanslardan takip edebildiğim kadarı ile başkaları da daha önce bu projeyi düşünmüş galiba. Ancak, Başbakanımızın bu projeyi gündeme getirmiş olmasını, somut bir proje olarak ortaya koymasını çok önemli görüyorum. Bu projenin gerek Türkiye için, gerekse de bölgemiz için önemli katkıları olacağını düşünüyorum.'' Şahin, TÜRKPA'nın kuruluşundan itibaren çok önemli mesafeler alındığını, 4 olan üye sayısının kısa bir süre sonra 6'ya çıkacağını düşündüğünü söyledi. TÜRKPA toplantılarında henüz tercümanlar aracılığı ile konuşulabildiğini bunun TÜRKPA ismi ile tezat oluşturduğunu anlatan Şahin, ''Aslında konuştuğumuz dil aynı, lehçelerimiz, şivelerimiz belki farklı. İlk konuşmada birbirimizi anlayamıyoruz. Kullandığımız kelimeler, cümle yapılarımız aslında belki de aynı. Ancak, uzun bir süre konuştuktan sonra birbirimizi anlayabiliyoruz. Bugün Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde, başka üniversitelerde, Türkiye'de üniversite eğitim gören, Türkçe öğrenen gençler yetişiyor. Yarın bunlar ülkelerine döndüklerinde Bakan, Bakan yardımcısı olarak hizmet verecekler. İşte o zaman, tercümanlara ihtiyaç olmadan birbirimizle konuşabileceğiz'' dedi.