Dünyada her gün 400 çocuğun kızamık aşısı yapılmadığı için öldüğüne dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Sekreteri Dr. Filiz Ünal İncekara, Sağlık Bakanlığı Aşı Kontrol Komitesi’nin verilerine göre, 2017 yılında kızamık salgınına yakalanan 85 kişiden sadece 4’ünün, 2018 yılının ilk üç ayında da 44 kızamık vakasının 3’ünün aşılı olduğunu belirtti. İncekara, salgının aşısız çocuklar arasında hem daha kolay yayıldığını hem de ölüm riskinin daha yüksek olduğunu belirterek, “Aşılı çocuklar salgını daha hafif atlatır. Aşısız çocuklar ölecektir, aşı tutmamış olsa bile aşılı çocuklar salgını daha rahat atlatacaktır” diye konuştu.
Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre, Aşısız çocukların sayısının artmasının ailelerin tutumunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nın 2001 yılında uygulamaya geçirdiği Aile Hekimliği Sistemi ile de yakından ilişkili olduğunu söyleyen İncekara, “Türkiye’de aşının biyoritmi bozuldu. Çünkü Aile Hekimliği Sistemi’nde sadece başvurana hizmet sunuluyor, başvuru yapmayanların takibi Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmıyor” dedi.
“Sağlık Bakanlığı aşısız çocuk sayısını açıklamadığı için gerçek rakamları bilemiyoruz” diyen İncekara, şunları söyledi: “Aşı Kontrol Komitesi’nin verileri, Türkiye’de aşısız çocuk sayısının çok fazla olduğunu gösteriyor. Aşılanmayan 23 bin çocuk, aile hekimlerinde kayıtlı olan çocuklar. Bir de aile hekimlerinde kaydı olmayan, göçmenler, tarım işçileri ve il içerisinde göç edenler var. İl içerisinde taşınma olduğunda çocukların nereye gittiği takip edilmiyor. TTB, Bakanlığın aşısız çocuk sayısını açıklamasını talep ediyor. Bu sayı bilinmelidir ki ona göre tedbir alınabilsin. Türkiye’de 13 tane aşı yapılıyor. Aşı yapılıp yapılmadığını ya da bu 13 farklı aşının kaçının bu çocuklara yapıldığını bilmiyoruz.”
İncekara, “12 aya kadar olan bebeklere kızamık aşısı yapılmıyor. Dolayısıyla bu bebekler risk altında. AKP Hükümeti’nin uygulamaları aşı sistemini bozdu. Her bir aşının ayının da bilimsel temeli vardır. Ülkemizde var olan salgınlara göre de aşılar ayarlıdır. Arada böyle salgınlar olduğundan aşı takvimi bozuldu. 30 yılda oturan sistem bozuldu” diye konuştu.
İncekara, sözlerini şöyle sürdürdü: “2001 yılında Aile Hekimliği Sistemi’ne geçildi. Aile hekimliği sisteminde hekim kendisine başvurana hizmet veriyor. Eskiden, sağlık ocakları bölgeye dayalıydı ve o bölgeden de sorumlu olurdu. Şimdiki sistemde ise aile hekimine kayıt yaptırılmadığında aile hekimi çocuğa ulaşamıyor. Bakanlığın kendi içerisinde bir koordinasyonu yok. Bir çocuk ile ilgili aile hekimleri herhangi bir bildirimde bulunduklarında bu çocuğun taşındığı bölgedeki Toplum Sağlığı Merkezi (TSM) kontrol etmeli.”