Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Ali Alpar, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele edilen günlerde en çok tartışılan konulardan biri olan bulaşmanın nasıl önlenebileceğini konusunda Sarkaç'ta yayımlanan bir yazı kaleme aldı.
Çizdiği modellemeyle siyah noktaları 'hastalığın bulaşmış olduğunu henüz bilmediğimiz yerler' olarak tasvir eden Alpar, kırmızı noktaları 'hastalığın bulunduğu bilinen yerler' olarak, büyük kırmızı noktaları 'yoğunluktan dolayı hastalık bulunması çok muhtemel ve hastalık üretecek kuluçka noktaları (hapishaneler, fabrikalar, hastaneler) olarak, yeşil noktaları '65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan riskli kişileri ya da zorunlu işine gidip gelen sağlık personelinin, fabrika işçilerinin, gardiyanların vs. evleri' olarak nitelendirdi.
Alpar, açıklamasının devamında ise "Her mekanın her gün temasta olduğu komşu mekanlarla bağları mavi renkte. Uzak yerlerle olan, mahalleler, köyler, şehirler arası bağlar turuncu. Yurt dışına bağlar ise mor" dedi.
Salgın son çözümde her noktaya ya kişisel temas ya da yakın çevrenizde virüsün bulaşmış olduğu yerlere dokunarak, mavi bağlar üzerinden bulaşıyor. Turuncu ve mor bağlar insanların ve eşyanın gidip gelmesi ile virüsü mavi bağlarınızın ulaştığı yakın çevrenize getirebilir.
Hastalığın Türkiye’nin her yanına ulaşmış olduğunu biliyoruz. Şimdiye kadar alınan tedbirlerle yurtdışı ile bağların tamamen kesildiğini düşünün. Bütün mor bağları silin.
Ardından yurt içi seyahat yasağı ile şehirlerarası hatta mahalleler arası bağların tamamen kesildiğini düşünün. Bütün turuncu bağları da silin.
Sonra hastalık bulunan her noktanın bütün temaslarının da takip edildiğini, kuluçka noktalarının da çok sıkı tedbirlerle izole edildiğini de kabul edelim. Bütün kırmızı noktaları mutlak karantinaya alalım. Kırmızı noktaların mavi bağlarını silip onları da izole edin.
Aynı şeyi bütün yeşil noktalara da yapalım. Bu tedbirlerin hiçbirini %100 tam yapamayız ama varsayın ki yapıldı. Bu safhada bütün bilinen hastaları ve riskli grubu kurtardık, onlar hastalık bulaştırmayacak ve hastalık kapmayacaklar.
Ne kaldı geriye? Bütün siyah noktalar ve onların yakın komşularıyla yaptıkları mavi bağlar. Bu siyah noktaların bazılarında yarın birden hastalık çıkacağı belli. Çünkü şimdiye kadar her gün daha önce hastalık bulunduğu bilinmeyen yerlerde ilk kez hastalık görüldü. Siyah nokta kırmızı olunca bağlarını kesseniz bile bugüne kadar bulaştırıp durdu.
Şimdi kalan durumu, yani siyah noktaları ve onların sadece yakın temaslarıyla olan bağlarını çizelim. Şekil 2 deki durum ortaya çıkacak. Ne gösteriyor bu? Türkiye’nin bütün noktalarına kapıdan kapıya yayılarak hastalık bulaşacak. Unutmayalım ki memleketteki hane ve işyerlerinin büyük çoğunluğu siyah noktalar.
Sonuç: Yurt dışı ve yurt içi hatta şehir içi ulaşım ve eşya gönderimini tamamen kesseniz, bilinen tüm hasta noktaları ve riskli noktaları tam karantinaya alsanız, bütün bu kısmi tedbirlerden sonra bile Türkiye’nin tamamı hala sıkı sıkıya irtibat halinde.
İnsanların bir kısmı zorunlu olarak bir kısmı keyfi olarak bir araya gelmeye devam ediyorlar. Siyah noktaların hangileri emin, kimler sağlam? Öncelikle zorunlu işlerde çalışanlarla, hastalık semptomu gösterenlere TEST YAPMAK, zorunlu siyah noktaları ağda bırakıp, bilinmeyen bütün siyahların ve yeni tespit edilen kırmızıların bağlarını kesmek lazım.
Hasta sayısı sağlık sisteminin kapasitesini aşarsa, ekonomi de toplum da çok daha büyük bir felaketle karşılaşacak.
Sokağa çıkma yasağı olmazsa, aynı İtalya, İspanya ve ABD’de yaşandığı gibi çok büyük vaka ve ölüm sayıları riskini alıyoruz."