Güney Kore dünyada Covid-19 salgınını en hızlı kontrol altına alan ülkelerden biri olarak gösteriliyor. 29 Şubat'ta zirve yapan salgını 20 gün içerisinde kontrol altına alan ülkede hükûmet kendi tecrübelerinden yola çıkarak diğer ülkelerin de faydalanabileceği bir rehber hazırlattı.
"Covid-19'da salgın eğrisini yataylaştırmak: Kore Tecrübesi" başlıklı raporda ülkede son üç ayda Koronavirüs salgının karşı alınan önlemler özetleniyor. Raporda Güney Kore'nin başarısındaki sır bilgi ve iletişim teknolojileriyle yaygın test uygulaması, temas takibi ve salgınla ilgili bilgilerin hızla paylaşılması olarak gösteriliyor.
Euronews'te yer alan habere göre rapor Seul yönetiminin salgın eğrisini 20 günde sokağa çıkma yasağı gibi sert önlemler almadan başarılı bir şekilde yatay hale getirdiğine vurgu yapıyor. Güney Kore'nin salgınla mücadele rehberinde öne çıkan başlıklar şöyle:
Güney Kore'de ilk vaka 20 Ocak'ta tespit edildi. Onu takip eden ay içerisinde vaka sayısındaki artış sınırlı oldu. Fakat şubat ayı ortalarında "süper taşıyıcı etkinliği" olarak adlandırılan bir olay Covid-19'un çok sayıda kişiye bulaşmasına yol açtı. Bunun üzerine ülkede geniş çaplı test uygulaması başlatıldı ve bu sayede virüs taşıyıcıları tespit edilerek onlarla temasa geçmiş olabilecek kişiler uyarıldı ve karantinaya alındı.
Ülkede geniş çaplı sokağa çıkma yasağı uygulanmadı. Onun yerine salgının yoğunlaştığı bölgeler gerçek zamanlı olarak paylaşılırken insanlara telefon uygulamaları yoluyla riskli bölgede oldukları uyarısı gönderildi.
Test sonucu pozitif çıkanlara da devlet özel bir uygulama indirmelerini isteyerek karantina sürecinin takibini sağladı.
Karantina ve uzaktan tedavi yöntemlerinin yanı sıra ülkede testi pozitif çıkanların hareketleri GPS sinyalleri, kredi kartı harcamaları ve güvenlik kamerası incelemeleri ile takip edilerek o ana kadar virüsü bulaştırmış olabileceği kişiler tespit edildi.
Daha sonra bu hareket geçmişi kimlik bilgileri gizlenerek kamuoyuyla paylaşılarak diğer insanlardan virüs taşıyan biriyle yakın temasta bulunup bulunmadığını kontrol etmeleri istendi.
Raporda özellikle hastaların hareket bilgilerini veren ve tanısı konmuş bir kişiye 100 metreden fazla yaklaşıldığında alarm veren iki uygulamaya atıfta bulunuldu.