Çekya'nın başkenti Prag'da gözaltına alındıktan sonra polis tarafından sorgulanmadığını söyleyen PYD'nin eski eş genel başkanı Salih Müslim, mahkemeye çıkarılmadan önce "bazı yerlere götürülmek istendiğini" söyledi. Bunu sonradan fark ettiğini savunan Müslim, Avrupa'da polis tarafından korunduğunu ifade etti. Türkiye'nin Afrin operasyonunu eleştiren ve 137 bin kişinin Afrin'e geri dönmek için beklediğini söyleyen Müslim, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki güvenlik kaygısıyla ilgili olarak Amerikalıların Türkiye'ye güvence verdiğini de ileri sürdü.
DW Türkçe: Şubat ayında Çekya'da gözaltına alınmanızla başlayalım. Nasıl oldu?
Salih Müslim: Gözaltına alınmamadan bir gün önce Prag'da olduğuma dair Türk basınında bir fotoğrafım yayımlandı. Polis haberdardı ve beni korumak için toplantı salonundaydı. Otelin içindeydiler. Hatta "Odanıza kadar gelelim mi?" dediler, "Yok" dedim. "Dışarda kalın, başka bir şey istemiyoruz" dedik. Gözaltına alındığım gün, otel odamın kapısı çalındı, saat 10:30-11:00 gibiydi. Baktım 5-6 polis memuru, İngilizce olarak beni gözaltına almaya geldiklerini söylediler. Yanlarında bir de tercüman vardı. Ne olduğunu sordum. "Yakalanmanız için elimizde emir var, onun için sizi yakalamakla mükellefiz" dediler. Bu emrin Türkiye'nin isteği üzerine çıkarıldığını anlattılar.
DW Türkçe: Nasıl tepki verdiniz?
Müslim: Tamam dedim, eşyalarımı topladım. O arada bizim arkadaşlara da telefonla haber verdim. Sadece "Türkiye'nin talebi üzerine polis beni götürüyor" diyebildim. Ondan sonra telefonumu aldılar.
DW Türkçe: Polis merkezinde ifadeniz alındı mı?
Müslim: Hayır, poliste hiç sorgulanmadım. Götürdüler, kayıt ettiler, sağlık kontrolünden geçirdiler, üstümde ve çantamda neler var ona baktılar, tüm bunlar sabaha kadar sürdü. Böylece tek kişilik bir hücrede ertesi güne kadar kaldım. Hiçbir sorgu olmadı. Sonra beni mahkemeye çıkaracaklarını söylediler. Mahkemeye gittik, dinlediler, sonra da "Gidebilirsin" dediler. O anda dışarıda neler olduğunu bilmiyorum. Fakat öyle görünüyordu ki, telefonla arkadaşlara haber vermiş olmam çok şey değiştirdi. Anladığım kadarıyla sanki mahkemeye çıkarmadan bazı yerlere götürmek veya teslim etmek gibi bir şey vardı. Hani başka yerlerde olduğu gibi.
DW Türkçe: Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
Müslim: O anda hissetmedim ama sonradan böyle bir şey olduğunu anlıyorum. Mahkemeye gelince zaten bir şey yok, zaten Türkiye vatandaşı değilim, suçlamalar da elle tutulur değil, bu nedenle mahkeme tarafından serbest bırakıldık, sonra da dava düştü.
DW Türkçe: Avrupa'da kim veya hangi kuruluş adına faaliyette bulunuyorsunuz?
Müslim: Şu anda "Demokratik Toplum Hareketi" anlamına gelen TEV-DEM'in diplomatik heyetindeyim. Rojava'daki yönetimin diplomatik komitesindeyim.
DW Türkçe: Türkiye, Avrupa ülkelerinden iadenizi talep ediyor. Bir Avrupa ülkesi sizi Türkiye'ye teslim edebilir…
Müslim: Normal prosedürlerle, yani kanuni olarak iade edilmem mümkün değil. Fakat kanuni olmayan yollardan götürebilir. Kosova'da veya diğer yerlerde yapıldığı gibi. Onun için dikkat etmek gerekiyor. Türkiye'den önce DAEŞ (IŞİD) de benim hakkımda bir tasfiye kararı çıkarmıştı. Duydum, bana da iletildi. Bu nedenle iki konuda dikkatli olmam gerekiyor. Birincisi Türkiye'nin olası gayrı kanuni yolları, ikincisi IŞİD'in komplo veya suikastleri.
DW Türkçe: Avrupa polis teşkilatlarından koruma talep ettiniz mi?
Müslim: Gittiğim yerlerde polislere haber veriyorum, koruyorlar. Danimarka'da, İsveç'de, diğer ülkelerde, hatta burada (Fransa) polisin haberi var.
DW Türkçe: Türkiye'nin Afrin operasyonu sona erdi. Bölge Türkiye'nin kontrolü altında. Bundan sonrasını nasıl görüyorsunuz?
Müslim: Karanlık görüyorum. Türkiye'nin neler yapacağını kimse kestiremiyor. Ancak ısrar ederse Türkiye için bataklık da olabilir. Ben böyle düşünüyorum. Muhakkak uluslararası baskı olacak. Geri dönmek için Afrin sınırında 137 bin kişi bekliyor. Geri dönmek istiyorlar ve hiçbir zaman da vazgeçmeyecekler. Afrin'de yapılanı kabul etmiyorlar. Bu insanların evlerine ve köylerine geri dönmelerini istiyoruz. Elbette geri döndüklerinde Birleşmiş Milletler tarafından korunmaları gerekiyor. Afrin dışından getirilenler de Afrin içinde mahallelere yerleştiriliyor. Çok tehlikeli bir politika. Buna son verilip Türkiye'nin çekilmesi gerekiyor, yoksa bu bir bataklıktır.
DW Türkçe: Suriye sorunu çözümlenmeden Türk ordusunun Afrin'den çekilebileceği olasılığına inanıyor musunuz?
Müslim: Çözüm buradan başlayabilir. Son 5-6 yıldır Cenevre görüşmeleri oluyor, Astana süreci oluyor, bunlar hepsi çözüm arayışıdır. Fakat bunu en fazla engelleyen Türkiye'dir. Türkiye baştan bu yana siyasi çözüm istemiyor. "Ya benim dediğim olacak ya da siyasi çözüm olmayacak" şeklinde davranıyor. Tüm dünya kalkıp Türkiye'nin isteğine boyun eğecek değil. Çözümü engellememe durumu Afrin'den başlasın. Suriye halkı kendi çözümünü, kendi bildiğini yapsın.
DW Türkçe: Türkiye PYD ve PKK konusunda güvenlik kaygıları dile getirmekte. Türkiye'nin bu kaygılarını anlayabiliyor musunuz?
Müslim: Gerçekten yok. Biz baştan bu yana söyledik, hatta beraber çalıştığımız güçler tarafından da güvence verildi. Amerikalılar "Biz garanti veriyoruz, buradan size bir şey gelmeyecek" dedi. Biz de garanti veriyoruz. Fakat neden Türkiye, Suriye'nin iç işlerine bu derece karışıyor?
DW Türkçe: Türk ordusunun Menbiç'e kadar ilerlemesini bekliyor musunuz?
Müslim: Afrin bir sonuçlansın, o konuya sonra bakarız.
Kayhan Karaca / Strasbourg
© Deutsche Welle Türkçe