PYD lideri Salih Müslim Amerika'nın Sesi'ne konuştu. Müslim, PYD/YPG'nin PKK'nın siyasi uzantısı olmadığını söyleyerek, Türkiye'nin konuyla ilgili kaygılarının yersiz olduğunu ifade etti.
Karar'da yer alan habere göre, Türkiye’nin tepkisini yersiz bulduğunu söyleyen Müslim, “Baştan beri zaten söyledik. Türkler de bunu çok iyi biliyorlar. Bunlar bizim yani Suriye'nin iç işleridir, Suriye Demokratik Güçleri'nin işidir, Araplar'dır, Süryaniler'dir yani oradaki oluşumlardır… Beraber bir şey yapmışlar kendilerini korumak için. Yani bu bir savunma, meşru savunma hakkı çerçevesinde gerçekleşen bir şeydir. Türkiye'nin rahatsız olması için herhangi bir neden yoktur” dedi.
YPG’nin PKK’nın uzantısı olmadığını öne süren Müslim, “YPG Rojava’nın koruma gücüdür. Onlar Rojava'ya mahsus bir grup ve oradaki Suriye Demokratik Güçleri içerisinde yer alan Suriye'nin bir gücüdür. Hatta ileride de Suriye güçlerinin bir çekirdeği olabili” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin YPG’ye verilecek silahların PKK’nın eline geçmesiyle ilgili kaygılarının sorulduğu Müslim şunları aktardı: “Askeri konulara biz pek karışmıyoruz ama şunun garantisini veriyoruz. Sen kendin silaha muhtaçsın ve kendini savunmak için herkesten silah istiyorsun, kalkıp da bu silahları başkalarına vermezsin: PKK ayrı bir olaydır. Kendi yöntemleri vardır ama hiçbir zaman bir silah PKK'ya geçmeyecektir. Sanırım silahları verenler de bunun tedbirini alırlar, makul garantisini alırlar.”
Müslim, “Suriye'deki Kürt gruplar dahil olmak üzere genel anlamda, bölgede Türkiye'nin endişe ettiği, uluslararası platformlarda da dile getirdiği gibi bir Kürt koridoru oluşturulması, Kuzey Irak'tan başlayan bir hattın Akdeniz'e ulaşması gibi bir plan, proje var mı? Böyle bir şey üzerinde mi çalışılıyor şu an? Bu askeri operasyonların altında yatan neden bu mudur gerçekten” şeklinde soruya ise şöyle yanıt verdi: “Hayır öyle bir şey yok. Şöyle bir durum var.
Kürtler'in bulunduğu yerler, biz Rojava diyoruz. Kuzey Suriye'de var olan yerler bellidir zaten. Biz kendimizi koruyoruz yani meşru savunma hakkı ile hareket ediyoruz. Herhangi bir saldırı ya da alanımızı genişletme durumumuz yok. Suriye'nin içinde Suriye'nin diğer oluşumlarıyla beraber demokratik bir çözüm arıyoruz. Türkiye'nin buna sevinmesi gerekirken kalkıp tam tersini yapıyor. Şimdiye kadar geçen 6 yıllık sürede hiçbir zaman bizim bölgelerden Türkiye'ye yönelik herhangi bir tehdit olmamıştır. Türkiye'nin bir korkusu vardır o da bu Kürt fobisidir. Nerede bir Kürt varsa Türkiye onun demokratik bir hak elde etmesine müsaade etmeyecektir. Bu, Kürt düşmanlığıdır, başka bir şey değildir. Bu çok yersizdir, Kürt fobisi çok yersiz ve Türkiye'ye çok şey kaybettiriyor.”