Türkiye’nin iadesini talep etmesine rağmen, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in Çekya’nın başkenti Prag’da çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmasını değerlendiren Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Vahit Bıçak, kararın iade sürecinin bittiği anlamına gelmeyeceğini söyledi. Mahkemenin gerekçeli kararına bakılması gerektiğini ifade eden Bıçak, "Eğer adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıysa, bu iade sürecinin bittiği anlamına gelmez. İade işlemleri tutuksuz olarak da devam edebilir” dedi.
TIKLAYIN - Türkiye iadesini talep etmişti; Çekya'daki mahkeme Salih Müslim'i serbest bıraktı
2003–2005 yıllarında iki yıl Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı görevi de yapan Prof. Dr. Bıçak, Türkiye'nin hakkında yakalama kararı çıkardığı ve pazar günü Prag’da gözaltına alınan Müslim’in serbest bırakılması kararıyla ilgili olarak NTV canlı yayınında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gelen haberlerde bir sürpriz yok. Tutuklama konusunda yetki hakimin, savcının talebi tutuklanmasıydı ama bu doğrultuda kullanmadı takdir hakkını. Gerekçeli kararın ortaya çıkması lazım: Serbest bırakma iki farklı şekilde olabilir, ya koşulsuz olabilir ya da adli kontrol altında serbest bırakma olabilir. Eğer öyle bırakıldıysa, Çek topraklarını terk edemez ve günün belli zamanlarında polis kontrolünde imza verme şartıyla serbest bırakılmış olabilir. Koşulsuz serbest bırakıldıysa, kendisi için riskli bir alan olması sebebiyle Çekya’dan ayrılabilir. Eğer adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıysa, bu iade sürecinin bittiği anlamına gelmez. İade işlemleri tutuksuz olarak da devam edebilir.
Türkiye dosyasını, delillerini ivedilikle iletmek zorunda. Bu dosya iletildikten sonra, Müslim’in terör örgütüyle ilişkisini ortaya koyan net deliller olması gerekir. İkna edici şekilde, düzgün, dört dörtlük bir dosya hazırlanıp sunulduğu zaman, bu iade hala mümkün olabilir. Şu anki serbest bırakma, iadenin reddedildiği anlamına gelmez, kişinin özgürlüğünden mahkum bırakılıp bırakılmayacağını belirler. Evrakların gidip gelmesi zaman alan işler; bu, o süreçte serbest kalıp kalmayacağının kararıdır.”
Türkiye ile Çekya arasında suçluların iadesine dair ikili bir anlaşma bulunmamasının süreci nasıl etkileyeceğiyle ilgili de konuşan Çakır, "Uluslararası mekanizmalar vardır. Avrupa Konseyi, bunlardan bir tanesidir. Avrupa Konseyi altındaki Suçluların İadesi Anlaşması iki ülkeyi de bağlar, ikili bir anlaşmaya hukuken ihtiyaç yoktur çünkü iki ülke de Avrupa Konseyi normlarıyla birbirini bağlamıştır” ifadelerini kullandı. Çakır, şöyle devam etti:
"Terör suçları, finansmanın önlenmesi, uluslararası toplumun mücadele ettiği suçlar. İşbirliği ve yardıma çok ihtiyaç duyulan suçlar kategorisinde. Tabii ülkelerin arasındaki ikili ilişkiler de bir faktör olarak dikkate alınır. İdam cezasını bunun için kaldırmıştık, çünkü uluslararası hukukta idam olan ülkeye iade edilmiyor. Bunu bahane edemezler. İşkence riski de iadeye bir engel. Türkiye artık işkence yapıldığı algısı olan bir ülke değil."