Şam'dan Halep'e savaşın yıkımı

Halep'e en son 2014 yılı Temmuz ayında gitmiştim. Şam-Halep arasında sivil uçuşlar devam ediyordu henüz.

Halep havaalanı çevresinde çatışmalar şiddetliydi, alan hasarlıydı.

Gece karanlığında bütün ışıkları kapatılmış uçak, uyarı işaretlerinin olmadığı karanlık alana kör iniş yapmıştı.

Bir süre sonra havaalanı tamamen kapandı, uçuşlar durdu.

Halep'e gitmek için bir kez daha yola çıkıyoruz ancak bu defa mecburi istikamet Şam ve Humus'dan geçip Hama'nın Selemiye kasabasından Halep'e kıvrılan 8 saatlik karayolu.

Uzun ve zorlu bir yolculuk yapacağımız güzergâh Şam ve Halep'i bağlayan alternatif yani ikinci yol. Şam-Humus-Hama ve Halep'i birbirine bağlayan ana güzergâh, 3-4 saatlik otoban 2012'den beri kapalı.

Aslında Şam merkezden itibaren ikincil yolları, alternatif güzergâhları kullanmaya başlıyoruz.

Sabahın çok erken bir saati olmasına rağmen yol kalabalık.

Şam'dan Humus, Hama, Lazkiye, Tartus tarafına giden otobüsler, özel araçlar ve tırlar artmaya başlıyor.

Üstü açık tırlar ve kamyonlar çoğunlukla inşaat malzemesi, seramik ürünler yüklü.

Yoğun sis nedeniyle bulunduğumuz araç yavaş yavaş ilerliyor.

Yolun solunda Hz. İsa'nın dili olarak bilinen Aramice'nin dünyada konuşulduğu tek yer olarak bilinen Malula ve 1500 yıllık kiliseleri ile Sednaya yol ayrımı.

Bir süre Nusra Cephesi'nin kontrolüne geçen iki kasabada normal hayata dönüş çabaları, ağır hasar gören Malula'da ise restorasyon ve tamirat hala sürüyor.

Hristiyanların Noel Bayramı kutlamalarından kalan süslemeler, kasabaların girişlerindeki tek tük yapılarda ve kontrol noktalarında hala duruyor.

Malula ve Sedyana Nusra Cephesi'nin son saldırısından sonra hala tedirgin.

Malula'ya kasabada oturmayanlar özel izinle girebiliyor.

Sednaya girişindeki kontrol noktasında da kasabaya gelenler kimliklerini bırakıp, çıkarken alıyor.

Yolun sağında ise, Malula ile neredeyse eşzamanlı saldırıya uğrayan Adra blokları uzanıyor.

Halkın bir kısmı Adra'ya geri dönse de yoldan bakınca yanmış daireler, çatışmaların şiddetini hala taşıyan binalar uzanıyor.

Şam'dan Humus'a kadar yaklaşık 1,5 saatlik yol boyunca neredeyse her 15-20 km'de küçüklü büyüklü askeri kontrol noktaları göze çarpıyor.

Ancak kontrol noktalarının sayısının önceki yıllara göre azaldığını söylemek mümkün.

2012-2013 yılında neredeyse birkaç kilometrede bir kontrol noktası vardı ve hepsinde araç, çanta, kimlik kontrolü yapılırdı.

Yol boyunca uzanan elektrik direklerinin, yol kenarlarında çoğunlukla beton bloklardan yapılan bariyerlerin Suriye bayrağının renklerine boyanmış olduğu dikkat çekiyor.

Ülkedeki ayaklanmadan önce şehirlerarası yolculuk yapanların mutlaka uğradığı, kimisinin tatlısıyla kimisinin içecekleri ile meşhur olduğu dinlenme tesisleri moloz yığınları halinde.

Bu tesislerin ve benzinliklerin sadece birkaç tanesi ya tamir edilip hizmete açılmış ya da inşaatı devam ediyor, birkaçı da Suriye ordusunun veya ordu ile birlikte hareket eden güçlerin karargâhı olarak kullanılıyor.

Humus'a yaklaştıkça bir dönem çeşitli silahlı grupların eline geçen ve Şam'a bütün nakliyatın durmasına sebep olan kasabalar birbiri ardına sıralanıyor.

Nıbık, Deyr Atiye, Yabrud… Kasabaların bir kısmı ağır hasarlı, yerle bir olmuş binalar uzanıyor yolun iki tarafında…

Suriye'deki en şiddetli çatışmaların yaşandığı ve bir dönem mezhep savaşı riskinin en yüksek olduğu Humus kentine ulaşıyoruz.

Nusra Cephesi'nden ÖSO'ya kadar onlarca farklı grubun olduğu Humus kenti 3 yıldan fazla fiilen ikiye bölündü.

Kentin içine girmeden Humus'taki savaşın geride bıraktığı enkaz olan Bab Amr'a bakarak ilerliyoruz.

Az sayıda insan gri bir moloz yığını gibi görünen büyük mahallelerin ara sokaklarından çıkıyor. Tek tük dairede yaşam olduğuna dair izler göze çarpıyor, birkaç da açık dükkân, demirci, oto tamircisi görüyoruz.

Humus'tan sonra Hama'ya uzanan bozuk yola sapıyoruz.

Selemiye'ye kadar kasabalar seyrekleşiyor.

Toprak siperler, siperlerde ağır silahlar, bazı yerlerde tanklar giderek sıklaşıyor. Daha az insan, daha çok asker görmeye başlıyoruz.

Selemiye kasabasındaki yol ayrımından itibaren yolun solunda Hama-Halep kırsalı, güneyinde Rakka kırsalı uzanıyor.

Yol, Şam-Halep otobanının kapandığı 2012'den beri ana güzergâh haline gelmiş.

Zaman zaman Nusra Cephesi veya IŞİD'in saldırıları nedeniyle trafiğe kapanan yol epeydir Halep'i ülkenin geri kalanına bağlayan tek hat.

Selemiye'den itibaren Şam-Humus arasındaki araç trafiği seyrekleşiyor, çoğunluğu inşaat malzemeleri ve yiyecek taşıyan tırlar yerlerini kamyonlara ve daha küçük araçlara bırakıyor.

Halep'e kadar yine yolun iki tarafında çatışmalardan geriye kalan hayalet köyler sıralanıyor.

Halep'e yaklaştıkça sürülmüş veya ekilmiş tarım arazileri başlıyor.

Halep girişinden itibaren manzara Humus'tan farklı değil, kilometrelerce uzanan yıkım, hasarlı binalar, çarşılar.

2012 sonlarından itibaren Doğu Halep ve Batı olarak ikiye bölünen kentin, sıcak çatışmaların ve vekâlet savaşının gölgesinde kalan hikâyesini dinlemeye gidiyoruz.