Sağlık Bakanlığı Koronavirüs risk haritasına göre zirvede yer alan Samsun'da İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, "Üzülerek görüyoruz ki, insanlarımızın bir kısmı aşılama süreci başladığından beri, pandemi sona ermiş, bulaş bitmiş, yaşanan tüm problemler geride kalmış gibi davranmayı tercih ediyor" diyerek "Aşını ol ama önlemi bırakma” uyarısında bulundu.
Samsun'da Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda sürdürülen Koronavirüs aşı çalışması hakkında Samsun Valiliği İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç bilgi verdi.
Samsun nüfusunun neredeyse yüzde 15'inin aşının koruma kalkanın içine girdiği söyleyen Oruç, “Bu tablo pandemiyle mücadelemizde bize önemli bir güç veriyor. Ancak bu gücü doğru kullanmamız, daha çok insanımızın aşılanmasına fırsat tanımamız ve aşılama süreci tamamlanmadan, önlemleri bırakmamamız büyük önem taşıyor. Aşılama ve önlem sürecini bir arada, güçlü bir şekilde yürütemezsek, aşının koruma alanını istediğimiz gibi genişletmemiz mümkün gözükmüyor. Üzülerek görüyoruz ki, insanlarımızın bir kısmı aşılama süreci başladığından beri, pandemi sona ermiş, bulaş bitmiş, yaşanan tüm problemler geride kalmış gibi davranmayı tercih ediyor. Büyüklerimiz, nasılsa aşımızı olduk artık koruma altındayız diye rahatlıyorlar; aşı olmayanlar ise nasılsa risk grubundaki büyüklerimiz koruma altında, gençlerde de hastalık çok güçlü etki göstermiyor düşüncesiyle kurallara uymuyorlar. Bu hatalı yaklaşım, Covid-19'a yayılım için önemli bir fırsat tanıyor” diye konuştu.
Koronavirüs aşısının bu mücadeledeki en büyük silah olduğuna dikkat çeken Sağlık Müdürü Oruç, şunları söyledi:
“Covid-19'u yeneceksek, aşının bize vereceği bağışıklık gücüyle yeneceğiz. Vücudumuz aşı sayesinde, virüsle nasıl başa çıkacağını, onun etkilerini nasıl yok edeceğini öğrenecek. Ancak bunu yaparken aşının bizi koruma yöntemini de unutmamalıyız. Aşı bizi hastalığı kapmaktan ya da onu bünyemizde taşıyıp başkasına bulaştırmaktan değil; virüsün oluşturduğu ağır hastalık tablosundan, hastaneye yatışımıza neden olacak semptomlardan ve muhtemel ölüm vakalarından koruyabilir. Aşı olsak da hastalığı kapabileceğimizi ve belirtileri hafif geçireceğimizden, aşının koruyuculuğu altında olduğumuz zannıyla, hastalığı daha fazla insana bulaştırabileceğimizi unutmamalıyız. ‘Aşımı oldum, ailemde aşısını oldu, artık bir araya gelebiliriz' düşüncesi, virüsü buradan alıp, aşı korumasına girmemiş insanlara aktarmamızdan başka bir sonuç doğurmayacaktır. Covid-19'u yeneceksek şu üç gerçeği kabul etmemiz gerekiyor. Covid-19 aşısı olmak, hastalığa yakalanmamıza engel değil. Covid-19 aşısı olmak, hastalığı taşımamıza, sevdiklerimize bulaştırmamıza engel değil. Ve aşının koruyucu kalkanı insanlarımızın tamamına ulaşmadan hepimiz risk altında olmaya devam edeceğiz. Lütfen son bireyimiz aşılanana kadar kurallara uymaya devam edelim. Maske, mesafe ve el hijyeni kurallarından asla taviz vermeyelim. Özellikle akraba ziyaretlerine, taziye ve cenazelere gitmekten aşı olsak da kaçınalım. Etrafımızda aşı sırası gelenleri, ‘Aşını ol ama önlemi bırakma!' diyerek uyaralım, onlara bunu her fırsatta hatırlatalım. Korona virüsle mücadeleyi ancak son ana kadar önlemlere dikkat ederek kazanabiliriz.”(İHA)