Sanat nedir ya da 'Selfie Çeken Şehzade' Erdoğan'ın askeri mi?

Sanat nedir ya da 'Selfie Çeken Şehzade' Erdoğan'ın askeri mi?

Eyüp Tatlıpınar

Amasya'da önceki gün şehrin ortasından geçen Yeşilırmak'ın kenarına dikilen, bu kentin Osmanlı'da önemli bir sancak olduğunu hatırlatan şehzade heykeli iki gündür sosyal medyada epey ilgi görüyor.

Aslında şehzade, mesela hareketsiz bir heykel olsaydı muhtemelen ciddiye alınmaz, bu zamanda örneklerine sıkça rastladığımız 'Osmanlı'ya özlem'in sözü edilmeye değmez, sıradan, estetik yoksunu bir temsilcisi olarak algılanabilirdi.

Fakat şehzadenin selfie çekiyor olması işleri biraz karıştırdı. Heykeli bu haliyle de eskiye ozlemin alelade bir temsilcisi olarak görenlerin yanında, İstanbul'daki sanat galerilerine yakıştıranların, çağdaş sanat eseri olarak görenlerin, popüler sanatçıların elinden çıksa değerinin yüksek olacağını düşünenlerin sayısı epey fazla.

 

Sanat nedir? Bir sanat eseri nasıl olur da bu kadar tartışılır? 

 

Ülkenin gündemi bu kadar politikleşmişken bir sanat tartışmasının bu gündem içinde kendine yer bulması takdir edersiniz ki pek kolay değil. Şehzadenin bu kadar ilgi görmesinin nedeni de zaten bu politik gündemle fazlasıyla bağlantılı olması.

Sanat anlam yaratmayla, var olan anlamları bozmayla, onlara eleştirel bakmayla ilgili bir durum. Maddenin, şeylerin bir 'sanat hali' var. Dün sanat olan bir şey bugün olmayabilir, 'burada' sanat olan bir şey 'şurada' olmayabilir.

 

Kutuplaşmış memlekette o şehzade kimin askeri? 

 

Az önce sözü geçtiği gibi; şehzade bugünlerde sıkça duyduğumuz 'ecdadı', Osmanlı'yı, muhafazakarlığı temsil ediyor. İktidarın kutsadığı, üzerinden rant sağladığı; 'Batı'yla, 'modern'le, muhalifle kavga ederken saldırı aracı olarak kullandığı tüm şeyleri simgeliyor.

Selfie ise her şeyin simgeselleştiği bu politik dünyanın diğer kutbunda yer alıyor. Hızla akan dünyevi yaşamın, yeniliğin, gençliğin, 'Batı'nın bir temsilcisi, modası... İktidarın hiç hazetmediğini devamlı gösterdiği, muhalefetin en etkili araçlarından birine dönüşen sosyal medyanın önemli bir parçası...

Keskinleşmiş, taşların, anlamların kolayca oynatılamayan biçimde yerli yerine oturduğu iki kutuplu bu simgeler dünyasındayız.

Mesela 5 yıl sonra nasıl algılanacağını, yerinde durup durmayacağını bilemeyiz ama bugünün Türkiye'sinde 'Selfie Çeken Şehzade' heykeli başlı başına, iki kutba bölünmüş anlamlar dünyasını karıştıran, bozan bir 'şey' olarak 'güncel sanat' muamelesi görmeyi hak ediyor.

 

Heykelle ilgili algımızı kim yönetiyor? 

 

Fakat göz önünde bulundurulması gereken bir durum var. Biliyorsunuzdur; bir eserin yarattığı anlamı, algılanma biçimini çoğu zaman 'başlı başına' o eser, onun varlığı belirlemiyor. Eseri üreten kişinin niyetinin, vermek istediği mesajın da ortaya çıkan anlamda genellikle büyük payı oluyor. Bazen mesela sergilenen mekan, bazen 'piyasa' etkisi devreye giriyor. Bazense eserin başlı başına varlığından çıkarılan anlam, eserin bulduğu karşılık onu üretenin niyetini ya da diğer etkileri aşan bir güce sahip olabiliyor.

Selfie Çeken Şehzade, örneğin adı 'sanatın içine tükürmekle' tarihe geçmiş, iktidara ait alanın güçlü simgelerinden Melih Gökçek'in siparişi olsaydı; onun sahip olduğu güç büyük ihtimalle heykelin algılanış biçimini belirler, bu iki kutuplu dünyada heykeli hızla muhafazakarlığın, 'ecdad' kültürünün hüküm sürdüğü alana yerleştirmemizi sağlardı. Simgeler, anlamlar dünyasında yarattığı karışıklık ve bununla birlikte sanatsal değer zayıflardı.

Buna karşın aynı heykel hakim sisteme, dile, simgeler ve anlamlar dünyasına eleştirel bakan popüler bir sanatçıdan çıksaydı onu algılayış biçimimiz, heykelin yarattığı anlam farklı olurdu.

Sosyal medyada heykeli beğenmeyenlere yönelik yapılan, "ama bu heykel şu ünlü sanatçının elinden çıksaydı değerli bir çağdaş sanat eseri olurdu" türünden yorumların gerçeklik payı var ve ama heykelin değerinin onu üreten kişiye göre değişmesinde, yorumcuların çoğunun ima ettiği gibi büyük bir anormallik yok.

 

Şehzade AKP'nin askeri mi?

 

Heykeli tasarlayan, üreten kişinin kim olduğunu, hangi niyetle yaptığını, vermek istediği mesajı henüz bilmiyoruz. Heykelle ilgili haberlerde belediye başkanının bir açıklama yapacağı söyleniyor. Bildiğimiz bir şey var; heykeli yaptıran AKP belediyesi. Bu, heykelin yapılma niyetiyle ilgili çeşitli ipuçları verebilir, onu algılamamızı etkileyebilir.

Fakat iki gündür yapılan yorumlar; heykelin simgeler, anlamlar dünyasında başlı başına neden olduğu karışıklığın, onu üreten kişinin niyetini, vermek istediği mesaji (o mesaj hangi kutba ait olursa olsun) aşmış olduğunu gösteriyor.

Yerleştirilmesinin ikinci gününde başına gelen kötü olay da onu algılamamızı etkileyecek türden... Sosyal medyada, haberlerde görmüşsünüzdür; siparişi verenin AKP'li belediye olmasi heykeli vandallıktan, telefonunun kırılmasından koruyamadı.

Onu tasarlayanın, üretenin, sanatçısının mesajından bağımsız biçimde Selfie Çeken Şehzade, başlı başına varlığıyla, ortalığı karıştırmak bir yana "ben 'sanatın içine tükürülen' dünyayı eleştirmek icin varım, bana sahip çıkın" diyor.

 

Erdoğan'ın 'ucube'lerinden mi, Gökçek'in otobotlarından mı? 

 

Selfie Çeken Sehzade bir tür 'üretim hatası' olarak kayıtlara geçebilir. Hatta birileri tarafından, ikiye bölünmüş dünyanın kutuplarından birini güçlendirmediği, ortalığı karıştırdığı için pekala 'ucube' olarak damgalanabilir.

Hakkında ileri geri konuşalım, konuşulanları mantıki sonuçlarına ulaştıralım evet ama kendi adıma önerim; Selfie Çeken Şehzade'yi Melih Gökçek'in karaktersiz, anlamlar dünyasında esamesi okunmayan, 'kitsch' otobotlarıyla karşılaştırıp haksızlık etmeyelim. 

[email protected]