Gerçek zamanlı etkileşime dayanan performansları ve ziyaretçiyi izleyici konumundan katılımcı konumuna taşıyan sergileri ile diğer etkinliklerden ayrılan amber’08 Sanat ve Teknoloji Festivali, 7-16 Kasım arasında İstanbul’da gerçekleşiyor. Festivalin bu yılki teması ‘İnter-pasif Persona’Uluslarası sanat alanından önde gelen isimlerin davet edildiği festival Türkiye sanat izleyicisini çağdaş dijital sanat üretimiyle tanıştırmanın yanı sıra Türki sanatçılara da uluslarası görünürlük sağlamayı amaçlıyor. . Sahne performansları, etkileşimli yerleştirmeler, seminerler ve atölye çalışmaları içeren ve sanatsal değişim ve işbirliği için bir fırsat yaratmayı amaçlayan festival, İlgisi robotlardan yeni yazılım ve donanım ürünlerine kadar sadece teknik alanla sınırlı olan geniş bir kesime de seslenmeyi ve sanat ortamına çekerek yeni bir izleyici grubu yaratmayı da hedefliyor. Orta Doğu, Kafkaslar ve Türki Cumhuriyetleri kapsayan Yeni Teknolojiler ve Sanat ağının ilk adımı olan amber’08, İstanbul’u Doğu ile Batı arasında bir paylaşım ve işbirliği merkezi haline getirmeyi de hedefliyor. amber’08 kapsamında sunulacak eserler pasif bir kabule dayanan bilindik sanat-izleyici ilişkisinden farklı olarak izleyiciyinin sanat eserine bedensel anlamda katılmasını ve eserin bu katılımla oluşmasını öngörüyor. Böylelikle, izleyici için her sanat eserinin bir deneyime dönüşmesi hedefleniyor. İzleyicinin sanat eseri vasıtasıyla yaşadığı deneyimin hem öznesi hem nesnesi haline gelmesiyle sunulacak eserlerde informasyon teknolojileri; bilgisayarlar, elektronik elemanlar, sensörler, hareket algılama cihazları ve özel yazılımlar önemli rol oynuyor. Eserlerden bazıları şunlar:
Alter Ego (2005) Alter Ego, ekran temelli yerleştirmede, kullanıcı kendi görüntüsü ile etkileşime giriyor gözükmesine rağmen aslında kullanıcının yüzünün gerçek zamanlı avatar yüzüne eşlenmesidir. Alter Ego, kendinin dışında olmanın benzer duyumlarını araştırır ve “kendi” üzerindeki kontrolün kaybedilmesi deneyimi ile oynar. Bilgisayar kullanarak karşısında oturan kişinin yarı-otonom kopyasını üreten eser, bireyleri kişiliklerinin farklı boyutlarını sorgulamaya davet eder.
Japon Bahçesi (2006) TPO genç izleyicilerini japon bahçe mimarisinden esinlenerek yaratılmış bir sahnede duyusal bir yolculuğa çıkarıyor. Japon bahçeleri kendi başlarına birer hikayedir. Cüce ağaçlar, taşlar, su oyunları, “kayıp adımlar”, zen bahçesi ve bunlarla ilişkili diğer kurgular, sembol ve metaforlardan oluşan bir kod sistemi ile doğanın minyatürleştirilmesine ve yeniden inşa edilmesine dayanır. Japon Bahçesi harekete ve hazırlıksız yapılan eyleme(spontane) temsili bir değer vererek tasarlanan dijital-doğal bir çevredir. Bu projede, her biri farklı bir duyu ve algı durumları öneren beş küçük bahçe yarattık. Başlangıçta oyunculardan biri bir hikaye başlatıyor, sonra da genç izleyicilerini bahçeye keşfe çıkmaya ve oyun içinde kendi yaklaşımlarını bulmaya davet ediyor.
Oklo Fenomeni (2008) Oklo Fenomeni sadece küçük bir grup -nükleer fizikçiler- tarafından bilinir. İnsanoğlunun varlığından çok önce Afrika kıtasında, insanın idrak edemiyeceği büyüklükte meydana gelmiş büyük bir felaketi -nükleer zincir tepkimesi- anlatıyor.
EC-101 [2008] EC-101 projesi doğal ortamda gerçekleşmiş birtakım olaylardan ilham alıyor. Video Slovenya’da Maribor’u Ljubljana’ya bağlayan tren yolunda çekilmiş. Yolun her 100 metresinde bir yerleştirilmiş renkli mendiller bir renk saldırısı yaratıyor. İzleyici rengârenk bir manzara karşısında olumlu beklentiler içine sokulup, birden karşısına tren çıkarılarak sahne bozuluyor.
Biz Sanat Değil Terörizm Yapıyoruz [2008] Bastien Vacherand, atış simülatorü ‘cyber_dardaix v1.0’ (nam-ı diğer “We Make Terrorism Not Art”) ile sanat okulunu yok etmeyi öneriyor. Counter-Strike oyunundan yola çıkılarak hazırlanmış programda, oyuncu Aix-en-Provence Sanat Okulu’nun birebir kopyası olarak yaratılmış sanal ortamda, terörist olup etrafa korku saçma ve insanları rehin alma gibi işler yapabiliyor.
Nabız (2008) Nabız, blogger.com’daki kişisel web bloglarında kısa zaman önce yazılmış duygusal ifadelerin görselleştirilmesidir. Bu ifadeler eşanlamlılar listesine göre dilbilgisine uygun olarak ayrıştırılır ve Robert Plutchik’in temel duygular listesine benzer şekilde yaratılan, fiziksel organizma benzeri şekil değiştiren nesneyi dönüştürür.