Türk ve Ermeni sinemacılara ortak yapımlar gerçekleştirme imkanı sağlamayı ve 2 ülke halkını sinema yoluyla yakınlaştırmayı amaçlayan Türkiye-Ermenistan Sinema Platformu, ilk toplantısını gerçekleştirdi"Uluslararası İstanbul Film Festivali" ve Erivan'da düzenlenen "Altın Kayısı Film Festivali" çerçevesinde 2006 yılından bu yana bir araya gelen 2 ülke sinemacılarının çabalarıyla oluşturulan platformun tanıtımı, Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Platformun "fikir annesi" ve Ermenistan'da düzenlenen "Altın Kayısı Film Festivali" Direktörü Susanna Harutyunyan, Ermenistan ve Türkiye arasında sivil ve kültürel bir diyalog oluşturabilmek için sinema platformunun çok iyi sonuçlar vereceğine inandığını dile getirdi. Ortak yapımlar gerçekleştirdilerOrtak yapımlar gerçekleştirilmesinin amaçlandığını belirten Harutyunyan, bunun ilk örneğinin "Altın Kayısı Film Festivali"nde gerçekleştirildiğini, festival çerçevesinde düzenlenen genç sinemacıların katıldığı bir atölye çalışması sonucu Ermeni, Türk, Gürcü, Azeri ve İranlı gençlerin "Kapı" adlı ortak bir film yaptıklarını anlattı. Türkiye-Ermenistan Sinema Platformu Danışmanı Nurdan Arca da platformun tohumlarının 2006 yılında Erivan'da düzenlenen ve kendisinin de katıldığı "Sınır Aşırı Yönetmenler Platformu"nda atıldığını aktardı. Ermenistan Kültür Bakanı'nın 5 arkadaşıyla birlikte kendileriyle görüşmek istediğini belirten Arca, "Biz de bir teklifle gidelim istedik. Bu teklifimiz, Türk ve Ermeni sinemacıların tanışmaları, buluşmaları ve belki birlikte projeler üretmeleri üzerineydi" dedi. İlk buluşma 2007'de olduİki ülke sinemacılarının ilk buluşmasının ise "Uluslararası İstanbul Film Festivali" çerçevesinde 2007 yılında yapıldığını aktaran Arca, bu buluşmada "aslında paylaşacak çok şeyleri olduğunu" gördüklerini dile getirdi. Daha sonra aynı yıl içinde Erivan'da gerçekleştirilen atölye çalışmasının ardından bir platform oluşturulması kararı alındığını aktaran Arca, platformun sadece sinemayla sınırlı bırakılmayıp edebiyattan müziğe tüm sanat dallarını içine alacak şekilde geliştirilmesinin de gelecek hedefleri arasında yer aldığını kaydetti. Geleceğe yönelik projeler Platformun geleceğe yönelik hedefleri hakkında bilgi veren ve Arca gibi Türkiye-Ermenistan Sinema Platformu Danışmanı olan Melek Ulagay Taylan da edebiyatla sinemanın çok sıkı bir ilişkisinin olduğunu vurgulayarak, gelecekte bu sanat dalının da mutlaka platforma dahil edileceğini, karşılıklı film gösterimleri yapılacağını, ayrıca genç sinemacıların yazdıkları senaryolardan oluşan bir kitap hazırlanacağını anlattı. Hrant Dink en büyük destekçileriydiBoğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi Koordinatörü Çiğdem Mater de platform için 2 ülke kültür bakanlıklarından ya da başka bir birimden destek almadıklarını belirterek, "Ancak başından beri bir destekçimiz var, Hrant Dink... Ermeni ve Türk sinemacıların ilk toplantısında aramızdaydı ve çok heyecanlanmıştı. Sinema yoluyla diyalog kurmanın çok işe yarayacağını söylemişti" dedi. İlk yola çıktıklarında 10 kişi olduklarını ve 2 ülke sinemacıları arasında bu kadar kısa sürede iletişim kurulmasından ve bugün bir platform kurulması noktasına gelinmesinden kendilerinin bile emin olmadıklarını dile getiren Mater, platformun ilk resmi toplantısının yarın gerçekleştirileceğini söyledi. Ermenistan'da düzenlenen "Altın Kayısı Film Festivali"nin Program Koordinatörü Hasmik Hovhannisyan da 2005 yılından itibaren Türkiye'den 15 dolayında filmin "Altın Kayısı Film Festivali"nde gösterildiğini, buna karşılık Türkiye'de de Diyarbakır ve Afyon'da üniversite öğrencilerine yönelik Ermeni filmleri gösterimleri yapıldığını anlattı. Bu çalışmaların 2 ülke arasında işbirliğini artırmak amaçlı önemli çalışmalar olduğunu vurgulayan Hovhannisyan, Ermenistan'da sinema öğrencileriyle bir araya gelerek Türkiye ve Ermenistan arasında bir sinema platformu kurulması fikrine öğrencilerin nasıl baktıklarını öğrenmeye çalıştıklarını anlattı. Hovhannisyan, şöyle konuştu: "İlk başta 'niye böyle bir platform oluşturalım ki?' dediler. Biz, bu toplantıda öğrencilerin çağdaş Türk sinemasını tanımadıklarını gördük. Ama aynı zamanda yüzde 90'ı aslında Türkiye'den genç sinemacıları tanımak istiyorlar, birlikte film yapmak istiyorlar. Bunu da gördük."