Sanatla iç içe yarım asırlık ''İnci''

-Sanatla iç içe yarım asırlık ''İnci'' -''Altın plak'' sahibi devlet sanatçısı İnci  Çayırlı, sanat hayatında 55 yılı geride bıraktı -Çayırlı: -''Müzik, bence Tanrı'nın insanlara verdiği tutulamayan, görülemeyen, erişilemeyen ama gönüllerdeki en ince teli titreten tek sanat dalıdır'' -''Türk müziği insanı koparıp alıyor, gönlünü ve aklını çeliyor. Türk müziği dingin ve terapik bir müzik, eğer üsluplar yerindeyse...'' (fotoğraflı) İSTANBUL (A.A) - 30.11.2011 - Nurhan Çorlu - Türk sanat müziğinin ''İnci''si devlet sanatçısı İnci Çayırlı, sanat hayatında 55 yılı geride bıraktı. Çayırlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müziğin, ailesinden dolayı hep hayatında olduğunu söyledi. Bestekar dayısı Fahri Kopuz'un teşvikiyle müziğe başladığını belirten Çayırlı, ''Babam da çok güzel şarkı söylerdi. Ben de 4-5 yaşlarında şarkı söylerdim. Önceleri sanatçı olmak hiç aklımda olan bir şey değildi. Doktorluk ya da avukatlık yapmak istemişimdir. Ancak müziğin hayatımın büyük bir parçası olması nedeniyle sınavı kazanarak 1953 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girdim'' dedi.  Bestekar Münir Nurettin Selçuk korosunda uzun yıllar çalıştığını aktaran Çayırlı, ''Hayatımda çok önemli 3 hoca var; Münir Nurettin Selçuk, Emin Ongan ve Nevzad Atlığ... Öğretici sağlıklıysa, öğrencinin de kendine güveni varsa, bu işe gönül vermişse ve kabiliyeti de varsa aldıkları ona çok şey sağlıyor. Benim hocalarım da hepsi büyük üstatlardı, onların çok büyük etkisi var hayatımda'' diye konuştu. Çayırlı, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği İcra Heyetinde şef yardımcısı olarak görev yaptığını anlatarak, 1977 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyeliği yapmaya başladığını, 1977-1985 yılları arasında İTÜ Türk Müziği Korosunu yönettiğini, 1988'den itibaren İTÜ Mezunları Türk Müziği Topluluğu'nun genel sanat yönetmenliğini üstlendiğini ve 1990 yılında da Kültür Bakanlığı Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosunun kurucu şefliğine getirildiğini ve bu görevi yaklaşık 5 yıl sürdürdüğünü kaydetti. Sanat hayatında 55 yılı geride bıraktığını ifade eden Çayırlı, popüler müzik plakları da yaptığını ve bu alanda bir ''Altın plak''a sahip olduğunu belirtti. -''Müziksiz bir dünya düşünemiyorum''- İnci Çayırlı, yaptıkları musikinin bu işin temelini oluşturduğunu, bunu kimsenin inkar edemeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Ne yazık ki ortamın getirdiği bir yozluk, müzik ve üslup kirliliği çok fazla günümüzde... Bu işi öğretenlerin sayısı azaldı. Mesele burada başlıyor. Talebelerimizden çok iyi olanlar hala var. Ancak o dönemin zenginliği bu döneme ulaşmış değil. Yetiştirdiğim gençlerin çoğu çok iyi yerlerde. Onlara çok güveniyorum, güveneceğim de... Onlarla iftihar ediyorum. Sonrası ne olur bilinmez ama yeni neslin bir kısmından ümitliyim. Ancak yine de şu anda yetişen çok fazla talebe olduğunu zannetmiyorum.'' Müziğin kendisi için büyük önem taşıdığını aktaran Çayırlı, ''Müzik bence Tanrı'nın insanlara verdiği tutulamayan, görülemeyen, erişilemeyen ama gönüllerdeki en ince teli titreten tek sanat dalıdır. İyi ki tanrı bize müziği vermiş, müziksiz bir dünyayı düşünemiyorum'' diye konuştu. Çayırlı, Japonya'dan Romanya'ya, Rusya'dan Almanya'ya birçok ülkede konser verdiğini belirterek, bugüne kadar yorumladığı eserleri rakamsal olarak ifade edemeyeceğini, ancak geniş bir repertuvara sahip olduğunu kaydetti. Seslendirdiği şarkılar arasında ayrım yapmadığını dile getiren Çayırlı, ''Önemli olan şarkının kalitesi ve onun benim okuyabileceğim yoruma yakın olması. Şarkı ayrımı yapmam ama istemediğim hiçbir şarkıyı da okumadım. Sese yakışan ve yakışmayan şarkılar var, bu herkes için geçerli. Müzikteki yozluğa ve kötü bir üsluba karşıyım. Bu Türkçe ve müzikle, geçmişi geleceğe bağlamış bir sanatçı olarak bundan feragat etmek bir gün bile aklıma gelmemiştir'' dedi.  -''Sesimi korumak için özel bir şey yapmıyorum''- İnci Çayırlı, hala güzel şarkıların bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: ''Çok güzel bestekarlarımız hala var. Gençlerden gelen çok güzel şarkılar var, günümüze uygun, orkestrasyonu yapılmış. Türk müziği insanı koparıp alıyor, gönlünü ve aklını çeliyor. Türk müziği, dingin ve terapik bir müzik, eğer üsluplar yerindeyse... Ancak son zamanlarda iyiyi yakalayamıyoruz. Kültürümüz zayıfladığından mı, sanata değerin daha mı azalmasından mı bilemiyorum. Bir aksilik var, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Sanatı ve kültürü olmayan ya da kültürünü ve sanatını taşıyamayan bir milletin geleceği yoktur. Sanat bir milletin ana damarıdır.'' Sesini korumak için bugüne kadar yaptığı özel bir uygulama olmadığını, sigara ve alkol kullanmadığını aktaran Çayırlı, ''Sadece herkes gibi üşütmemeye çalışırım'' dedi. (NAR-KÖS-SBR)