Sanatta yaratıcı özne olarak kadın: Kadınlar başarılı olmak için hâlâ erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda

Sanatta yaratıcı özne olarak kadın: Kadınlar başarılı olmak için hâlâ erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda

Melis Karaca

Sanat üretiminde cinsiyetçi ayrıma dikkat çekerek, kadın sanatçıların yaşadıkları zorluklar ve yetersiz temsiliyetlerini ele alarak, konuyu kamuoyunun gündemine taşımayı hedefleyen birliktebiz Buluşmaları: Sanatta yaratıcı özne olarak kadın’ paneli İstanbul Modern’dedüzenlendi.

İstanbul Modern Genel Direktörü Levent Çalıkoğlu moderatörlüğünde düzenlenen panel konuk olarak, sanatçı İnci Eviner, akademisyen Prof. Dr. Fatmagül Berktay ve yazar Feride Çiçekoğlu’nu ağırladı. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın açılış konuşmasını yaptığı panelde, sanat üretiminde cinsiyetçi ayrımın tarihsel süreci ve akademi, sanat hatta hayatın her alanında kadınların yaşadıkları zorluklar ile kadının yetersiz temsiliyeti ele alındı. 

2020 sonunda Eczacıbaşı Holding çalışanlarının yarısı kadın olacak

Bülent Eczacıbaşı, panelin açılışında yaptığı konuşmada cinsiyet eşitsizliğinin yüzyılın en büyük sorunlarından biri olduğunu belirterek “Çözüm için yüksek teknolojiye ya da büyük finansal kaynaklara gerek yok, ihtiyacımız olan her şeye sahibiz” dedi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği hakkında Eczacıbaşı Holding olarak attıkları adımları sıralayan Bülent Eczacıbaşı, henüz istedikleri noktada olmadıklarını vurgulayarak, 2020 sonunda kadın çalışan oranını yüzde 48’den yüzde 50'ye çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.  Eczacıbaşı’nın konuşması ardından Levent Çalıkoğlu ile konuklar, İnci Eviner, Fatmagül Berktay ve Feride Çiçekoğlu’nun sohbeti başladı. Alanlarında başarılı üç kadın, kendi hikâyelerini anlatırken salonda bulunan pek çok kadın da kendi sürecini sorguladı. Levent Çalıkoğlu, konuklara sanatçının cinsiyeti hakkındaki tartışmaları hatırlattı. "Sanatın cinsiyeti var mıdır" diye soran Çalıkoğlu, ‘kadın sanatçı’  tanımı tartışmasına da değindi. Toplumsal cinsiyet sorunlarının sanat üretimini nasıl etkilediğini kadınlar anlattı.

"Kadınlar, performans sanatıyla bu dünyada bir varoluş yaratmayı amaçladılar”

Ressam İnci Eviner, sanatta kadının özne olarak varoluşunu tarihsel sürece dayanarak anlattı. Eviner, eleştirel feminizmin kadın sanatçıların eserleri üzerinden okunabileceğini, “Kadın olmak özel bir politik durum. 60’lı 70’li yollarda Amerikalı kadın sanatçılar, sanat tarihinde var olmadıklarını farkettiklerinde kendi imgelerini ele geçirmek için ortaya çıktılar. Kadınlar sanat tarihine çok önemli bir katkıyla performans sanatını çıkardılar. Böylece sadece obje olmak değil bu dünyada bir varoluş yaratmayı amaçladılar” sözleriyle anlattı.

"Cinsiyetle bölünmüş bir toplumda sanatçı olarak, yazar olarak kendini ifade etmek, ‘ben’ diyebilmek kadınlar için çok zor"

Siyaset bilimi alanında öğretim üyesi olan akademisyen Fatmagül Berktay, çocukluğundan beri yazar olmayı hayal ettiğini ve zaman içinde kadının sessizliğe alıştığı bir toplumda bunun ne kadar zor olduğunu anlattı. Kadın sanatçı kavramı üzerine sorulan soruya, Berktay, “kadınlar ve erkekler bu toplumda hayatı eşit paylaşmıyor. Cinsiyetle bölünmüş, birinin diğerine egemen olduğu bir toplumda sanatçı olarak, yazar olarak kendini ifade etmek, ‘ben’ diyebilmek kadınlar için çok zor. Aslında bu bir tür iktidar iddiası. Haketmediğiniz bir şeyi hak olarak istemek gibi. O yüzden kadın olmak ve sanatçı olmak arasındaki ilişki çok karmaşık”

"Kızım olduğunda yüklerin nasıl eşit paylaşılmadığını, hayat içinde birey olarak ayrımcılığıa uğradığımı fark ettim”

Yazar Feride Çiçekoğlu, kendi hikayesine 90’lı yıllardan bir anektodla başladı. O zaman, kadın eserleri kütüphanesi için kendisinden eserler istendiğinde, bu ayrımın yapılmasını gereksiz bulduğunu söyleyen Çiçekoğlu, kadınların dezavantajlı bir durumda olduğunu zaman ilerledikçe farkettiğini söyledi. “Kendi kızım olduğunda yüklerin nasıl eşit paylaşılmadığını, hayat içinde birey olarak ayrımcılığıa uğradığımı fark ettim” diyen Çiçekoğlu tarihsel süreçte de kadının temsiliyetinin hep sıfat olarak aktarıldığını mitolojiden beri güzel, sabırsız, uğruna savaş çıkarılan kadın imgeleri üzerinden anlattı. Panelde konuşan üç kadın da, feminist bilincin son 10 yılda hayatın farklı alanlarında temsiliyet kazandığını düşünüyor. Feminist hareketin sinema, sanat, akademi alanlarında kendini göstermeye başladığı  görülürken Fatmagül Berktay, kadınların akademide başarılı olmak için hâlâ erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda kaldığını hatırlattı.