Çin ve Rus liderlerle ikili görüşmelerde bulunacak olan Erdoğan’ın ağırlıklı gündeminde tahıl sevkiyatının genişletilerek sürdürülmesi ve Rusya-Ukrayna arasında barış görüşmelerini yeniden başlatmak yer alıyor.
Şanghay ortakları ise Batı yaptırımları karşısında kendi aralarındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek ve ABD Doları baskısına karşı ulusal para birimleriyle ticareti artırmak amacında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15-16 Eylül günlerinde Özbekistan’ın Semerkant kentinde gerçekleşecek olan Şanghay İşbirliği Teşkilatı (ŞİÖ) liderler zirvesine katılacağını 5 Ağustos’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamayla duyurmuştu.
Erdoğan, Putin’in zirveye katılması için “ricada bulunduğunu” kaydetmiş, programının uyması durumunda katılmayı planladığını kaydetmişti.
Semerkant’taki zirveye Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de katılıyor olması ve bu iki liderin Ukrayna’yı işgal girişiminin başlamasının ardından ilk kez yüz yüze görüşecek olmaları uluslararası toplumun dikkatini çeken en önemli başlıklar arasında.
Pekin ve Moskova, Ukrayna ve daha sonra Tayvan gerilimleri nedeniyle Batı’ya karşı daha fazla dayanışma içinde olma mesajını vermişler ve hatta askeri alanda ortak tatbikat yapacaklarını duyurmuşlardı.
Bu nedenlerle Putin-Cinping görüşmesi, bu zirve kapsamında en önemli görüşme olarak değerlendiriliyor.
Kremlin’den zirveye dönük yapılan açıklamada, ŞİÖ liderlerinin ortak sınamalar ve yeni jeopolitik gerçeklikleri ele almak ive aralarındaki işbirliğini daha da etkin hale getirmeyi ele almak için buluşacakları kaydedildi.
Zirve sonunda yayımlanacak olan Semerkant Bildirisi’nin ŞİÖ’nün gelecek döneme ilişkin öncelikleri ve politikalarını yansıtması açısından önemli olacağı da bildirildi.
ŞİÖ liderlerinin işbirliği alanlarını daha geliştirecek bir kavram belgesini görüşmeleri ve ticarette Amerikan Doları’nın ağırlığını azaltmak için ulusal para birimlerini kullanmayı artırmayı hedefleyen bir yol haritasını da kabul etmeyi planladıkları kaydediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da her iki liderle ayrı ayrı ikili görüşmeler gerçekleştirmesi öngörülüyor.
Erdoğan ve Putin en son 5 Ağustos’ta Rusya’nın Soçi kentinde görüşmüşlerdi. Ukrayna bunalımı ve tahıl koridorunun işletilmesine odaklanan Soçi görüşmesinde Ankara ile Moskova arasında ekonomik, ticari ve finans ilişkilerinin geliştirilmesine ilişkin bir anlayış geliştirilmişti.
Buna göre, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı doğal gazın ücretinin bir bölümünün ruble olarak ödenmesi, enerji alanında işbirliğinin daha da derinleştirilmesi konusunda uzlaşma sağlanmıştı.
Kremlin’in Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov, Erdoğan-Putin arasında yapılacak görüşmenin Soçi’de ele alınan konuların daha da ileriye götürülmesine odaklanacağı açıklamasını yaptı.
İkili konuların yanı sıra Erdoğan’ın gündeme getireceği en önemli konu, Ukrayna ile Rusya arasında BM ve Türkiye’nin girişimiyle yapılan tahıl koridoru anlaşması kapsamında Rus tahıl ürünleri ve gübresinin dünya pazarlarına taşınmaya başlaması olacak.
Tahıl ve gübre satışı yaptırım kapsamında olmamasına karşın bu sürece katılacak gemilere el konması olasılığı ve bankacılık ile sigorta işlemleri açısından sıkıntı çıkabileceği değerlendirmeleri nedeniyle Rus limanlarından henüz ihracat başlamadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin başlamasının isabetli bir adım olacağını kaydetmişti.
Türk ve Rus liderlerin Semerkant görüşmesinin önemini artıran son gelişme ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa ile Rusya arasında artan enerji bunalımı kapsamında Moskova’nın tavrını haklı bulan bir yaklaşım sergilemesi oldu.
Erdoğan, geçen hafta yaptığı konuşmada, “Rusya hafife alınacak bir ülke değil. Rusya doğalgazı kesti, fiyatlar yükseldi. Herkes kara kara düşünüyor, kışı nasıl atlatacağız diye. Neden daha önceden düşünmediniz. Stoklar ne durumda diye bunun konuşulması yapılıyor. Burada Rusya herkes ona saldırınca elindeki imkanları kullanacaktır, olay bu kadar basit” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın başta Cinping olmak üzere zirveye katılan diğer liderlerle yapacağı temaslarda ağırlıklı olarak ekonomik işbirliğinin gündeme gelmesi öngörülüyor.
Erdoğan’ın Çin lideriyle görüşmesinde Sincan Özerk Cumhuriyeti’nde yer alan Uygur Türklerinin durumunu ele alıp almayacağı bilinmiyor.
2010’lı yılların başından itibaren Şanghay İşbirliği Örgütü’ne ilgi gösteren Erdoğan, özellikle Putin ile yaptığı temaslarda Türkiye’nin bu örgüte katılımı konusunu ele almıştı.
2012’de Rus liderle yaptığı bir görüşmede AB’yi Türkiye’nin tam üyelik yolunu kapatmakla eleştirdiğini, Putin’e “Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, biz de AB’yi gözden geçirelim” dediğini aktaran Erdoğan, bu söylemini 2013’de de sürdürmüştü.
Ancak Erdoğan, daha sonra yaptığı açıklamalarda, ŞİÖ üyeliğinin AB’ye bir alternatif olmadığının da altını çizdi.
Türkiye, Nisan 2013’de ŞİÖ ile diyalog ortaklığı anlaşmasını imzaladı ve örgütle hukuki ilişkisinin temellerini attı.
Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanan bu anlaşma, 2017’de TBMM’de onaylandı ve yürürlüğe girdi.
Dışişleri Bakanlığı’nın web sitesinde bu anlaşmayla ilgili olarak verilen bilgide, “Diyalog Ortağı Türkiye ile ŞİÖ arasında, başta bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçların önlenmesi ile ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere çeşitli konularda işbirliğinin geliştirmesini öngörmektedir” ifadeleri yer aldı.
Aynı bilgilendirmede ŞİÖ’nin amaçları “Üye ülkeler arasında karşılıklı güven, iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın korunması için ortak çaba sarf edilmesi, terörizm, köktencilik, ayrılıkçılık, örgütlü suçlar ve yasadışı göçle ortak mücadele edilmesi, ayrıca siyaset, ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür ve eğitim, enerji, çevre konularında işbirliğinin geliştirilmesidir” olarak sıralandı.
Taraflar arasında bu yakınlaşmaya karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ŞİÖ liderleri zirvesine daha önce katılmadı.
Semerkant’ta ilk kez tam üye, gözlemci üye ve diyalog ortakları ve diğer davet edilen ülke liderleriyle birlikte zirveye katılacak olan Erdoğan, böylece aile fotoğrafında da yer alacak.
Çin basınında yer alan haberlerde, Türkiye’nin diyalog ortağı statüsünün gözlemci ülke statüsüne yükseltilmesi kararının zirvede alınabileceği yer aldı.
Rusya, Çin, Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan tarafından 1996’da kurulan Şanghay Beşlisi, ilk aşamada güvenlik amaçlı ve üye ülkelerin teröre karşı birlikte hareket etmelerini amaçlayan bir çerçeveyle kuruldu. O dönem yapılan değerlendirmelerde bu girişimin Rusya ve Çin tarafından NATO’ya rakip bir güvenlik örgütü olduğu iddia edildi.
Şanghay Beşlisi, 2001’de Özbekistan’ın da katılımıyla Şanghay İşbirliği Örgütü adını aldı ve işbirliği kapsamını ekonomi, ticaret, enerji ve diğer stratejik alanları içerecek şekilde genişletti.
ŞİÖ, ilk genişlemesini 2017’de Pakistan ve Hindistan’ı aynı anda tam üye yaparak gerçekleştirdi. İran da 2021 senesinde örgüte tam üye olarak davet edildi ve üye sayısı 9’a çıktı.
Örgütün üç gözlemci üyesi ise Afganistan, Moğolistan ve Belarus. Rusya’nın özellikle Belarus’u tam üye yapmak için zirveden karar çıkarttırmak istediği basına yansıyan haberler arasında.
Türkiye, Azerbaycan, Sri Lanka, Ermenistan, Kamboçya ve Nepal örgütün diyalog ortağı ülkeler.
Suudi Arabistan, Mısır ve Katar’a diyalog ortağı statüsü verilmesi de 2021’de kararlaştırılmıştı.