Sanık polis: Biber gazını bazen yüze, bazen ortama sıkarız

Sanık polis: Biber gazını bazen yüze, bazen ortama sıkarız

Yalova’da iki sene önce polisin sıktığı biber gazı nedeniyle hayatını kaybeden Çayan Birben’in davasının ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmada sanık polislerden İbrahim Baltacı, asıl mağdurun cinayetle itham edildikleri için kendileri olduğunu öne sürdü. Baltacı, bugüne kadar biber gazından etkilenip hastaneye kaldırılan kimseye tanık olmadığını savundu. Daha önce savcılık sorgusunda “Biber gazını kişilerin yüzüne değil bulunduğu ortama sıkarız” diyen sanık polis Tekin Ceyhan ise bu kez ifadesini değiştirerek “Olayın şeyine göre bazen yüzüne bazen ortama sıkarız” dedi. Mahkeme, Birben ailesi avukatlarının 4 sanık polisin tutuklanması talebini reddederek duruşmayı 23 Eylül’e erteledi. 

İsmail Saymaz’ın Radikal’de yer alan haberine göre, Yalova’da 27 Mayıs 2012’de Abdullah Baştürk Parkı’nda bir akraba kavgasını ayırmaya çalışan 30 yaşındaki Çayan Birben, sanıkların anlatımına göre “Astım hastasıyım sıkmayın” demesine rağmen polisler tarafından sıkılan gazdan etkilendi. Daha sonra 90 metre ilerideki bir internet kafeye giden Birben, kafenin lavabosunda yere yığılmış halde bulundu. Beyin kanaması geçirdiği anlaşılan Birben 30 Mayıs’ta hayatını kaybetti.

Birben’in ölümüne ilişkin dava olayın ikinci yıl dönümüne bir hafta kala başladı. Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya sanık polisler İbrahim Baltacı, ve Tekin Ceyhan,Ercüment Küçükakça ve Serhat Ayhan Yeni katıldı. Birben ailesindense baba Ahmet Birben ve kız kardeşler Sonnur Şimşek ve Özge Birben Yazıcı katıldı. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da duruşmayı izledi.

Duruşmada ilk olarak sanık polis İbrahim Baltacı’nın ifadesi alındı. Baltacı, 155’e gelen ihbar üzerine Abdullah Baştürk Parkı’na gittiklerini, burada 4-5 kişinin bir arada bulunduğunu, parkın içinden koşan bir gencin çelik copla grup içerisindeki Edip Yıldırım’ın başına vurduğunu, daha sonra Edip Yıldırım’ın copu alıp kendisine saldıran kişiye vurduğunu belirtti. Baltacı, arbedenin büyümesi üzerine sprey şeklindeki biber gazını çıkarıp yakın mesafeden Edip Yıldırım’ın yüzüne sıktığını ve onu etkisiz hale getirmek istediğini, bu esnada diğer kalabalığın da dağıldığını savundu.

 

 

Çayan Birben’i gören olmamış!

 

 

Edip Yıldırım dışında hiç kimseye biber gazı sıkmadığını iddia eden polis Baltacı, Çayan Birben’i de olay yerinde görmedini öne sürdü. Baltacı, olay sırasında 6-12 kişi arasında değişen bir grubun bulunduğunu savununca isim belirtmesi istendi. Fakat Baltacı sadece 3 isim verebildi. Baltacı, burada Edip Yıldırım dışında hiç kimseyi ekip aracına koymadıklarını ve Yıldırım dışında hiç kimsenin “Astımım var hastayım” diye bağırmadığını savundu. Çelişkili bilgiler veren İbrahim Baltacı, olayın bir anda olup bittiğini ve kişileri seçemediğini anlattı.  Baltacı, “Kendi canımı ortaya koyarak müdahale ettim. Birini öldürmekle itham edilmek haksız ve ağır bir iddia. İzzeti nefsimiz bunu kaldırmıyor. Bu işin asıl mağduru biziz” dedi. 

 

 

‘8 rakamı çizilerek sıkılır’

 

 

Avukatların biber gazının hangi koşullarda ve nasıl kullanılacağına ilişkin sorusu üzerine, insanların yüzüne 1.5 metre mesafeden 8 rakamı çizilerek sıkılması gerektiğini anlatan Baltacı, Edip Yıldırım’a çelik copla vuran dışında hiç kimsenin elinde bir cisim olmadığını ve polise karşı da bir mukavemette bulunulmadığını söyledi. 

Baltacı’nın ifadeleri üzerine söz alan Birben ailesinin avukatı Sabri Kuşkonmaz “Sanık polis mağdur edebiyatı yapmasın burada bir ölü var. Aldıkları 3 bin liralık maaşı bu tip kavgalara müdahale etmek için kazanıyorlar” dedi. Avukat Kuşkonmaz daha sonra gaz sıkıldıktan sonra rahatsızlanan kişinin hastaneye götürülüp götürülmediğini sordu. Baltacı da “Bugüne kadar gazdan etkilenip hastaneye gidene tanık olmadım, böyle bir talepte bulunanı duymadım” dedi. Baltacı’nın “Bizim önceliğimiz insan hayatıdır” demesi üzerinde salonda gülüşmeler oldu.

 

 

‘Bazen yüzüne bazen ortama sıkarız…’

 

 

Daha sonra sanık polis memurlarından Tekin Ceyhan dinlendi. Ceyhan, daha önce savcılık aşamasında “Biz insanların yüzüne değil bulundukları ortama biber gazı sıkarız” ifadesini değiştirdi ve “Şeyine göre bazen yüzüne bazen ortama sıkarız” dedi. Ceyhan da olay sırasında 1.5 metre mesafeden gaz sıktığını anlatınca Hakim, “Birden fazla kişiye mi sıktınız” diye sordu. Ceyhan, “Birebir bir şahsın yüzüne sıkmadım. 5-6 kişilik bir kümeye doğru sıktım” dedi. Ceyhan ve diğer 2 sanık da Çayan Birben’i olay sırasında görmediklerini, Edip Yıldırım dışında hiç kimsenin “sıkmayın astım hastasıyım” diye bağırmadını söyledi. 

Daha sonra Birben ailesinden abla Sonnur Şimşek söz aldı. Çayan Birben’in astım hastası olduğunu, belirten Şimşek, “Benim abim toplumsal bir olayda öldürülmedi. Yoğun bir gazı gerektirmeyecek basit bir kavgada kaybettik. O kadar yoğun gaz sıkılması gerekmiyordu” dedi. Baba Ahmet Birben de polislerin hem kendisini hem de oğlu Çayan’ı tanıdığını vurgulayarak kasıtlı biçimde yüzüne biber gazı sıkıldığını savundu. Baba Birben “Benim çocuğuma biber gazı sıkmışlar. Çocuğumu neden hastaneye götürmediler” dedi. Daha sonra Birben ailesinin avukatları 4 polis sanığın tutuklanmasını istedi. Bu talebi reddeden mahkeme duruşmayı 23 Eylül 2014’e bıraktı. 

 

 

‘Biber gazı kimyasal silah kabul edilmeli’

 

 

Duruşma bittikten sonra adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı. ÖDP genel başkanı Alper Taş insanların yer altında karbonmonoksit, yer üstünde de biber gazıyla hayatını kaybettiğini, bu ölümlerin hesabının sorulması gerektiğini vurguladı. Avukat Halis Yıldırım da biber gazının kimyasal silah olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Çayan Birben’in kardeşi Özge Birben Yazıcı, gözyaşları içinde söz alarak, “Polisler duruşmada ‘Biz mağduruz’ dediler. Kimse annemin gözlerine bakmadı ama ailemiz paramparça oldu. Annemden çok özür diliyorum Çayan’ı ona geri getiremedik” dedi. Açıklamanın ardından, “Çayan Birben ölümsüzdür” ve “Bu daha başlagıç mücadeleye devam” sloganları attı.