Şanlıurfa Suruç’ta 33 kişinin öldüğü terör örgütü IŞİD’in canlı bombalı saldırısıyla ilgili dönemin İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, savunmasında, saldırıdan 3 gün önceki uyarının göstericilere yönelik değil polislere yönelik olduğunu savundu.
Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre, Suruç’ta 20 Temmuz 2015 tarihinde düzenlenen saldırıyla ilgili ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan Yapalıal’a Suruç Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. İddianamede, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’nün saldırıdan üç gün önce Suruç’a gönderdiği talimatta, “Personel meydana gelebilecek canlı bomba saldırıları vb. konulara karşı görev yerlerinde dikkatli, duyarlı ve müteyakkız bulunacaktır” denildiği ortaya çıkmıştı. Saldırıdan sonra Muğla’ya atanan Yapalıal için 22 Eylül’e duruşma günü verilmişti.
Ancak Yapalıal’ın mahkemeye getirilmesi yerine 14 Temmuz’da Muğla’da talimatla ifadesinin alınması kararlaştırılmıştı. Fakat Yapalıal’ın 13 Temmuz’da mahkemeye başvurarak, “duruşma günü il dışında olacağı gerekçesiyle ifade vermek istediğini” söylediği ve mesai bitiminde, avukatlar olmadan ifadesinin alındığı ortaya çıktı.
Dönemin Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, yargılandığı davada bütün önlemleri Suruç’a gelen gençlerin sınır kapısına yürümemesi için aldıklarını belirttiği yazılı savunmasında, patlamanın meydana geldiği Amara Kültür Merkezi’nin belediyeye ait özel alan olduğunu ifade etti. Yapalıal; “Özel alan olması itibariyle iç güvenliğinin zabıta veya özel güvenlik görevlilerince sağlanması gerekmektedir” dedi.
Yapalıal, Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi’nin HDP ve SGDF’lilere (Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu) her ilden bir temsilcinin Kobane’ye gönderilebileceğini söylediğini ileri sürdü. Merkezin içinde ve kapısında bulunan HDP’lilerce de önlem alınmadığını söyledi. Grubun Suruç’a girişinden önce arandığı ve yakalama kararı bulunan bir kişinin gözaltına alındığını belirten Yapalıal, SGDF’li grubun geliş ve gidiş istikametine göre önlem aldıklarını ifade etti.
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, Şanlıurfa Valiliği’nin canlı bombası uyarısından polise karşı saldırı olabileceği anlamı çıktığını savunan eski Emniyet Müdürü şu ifadeleri kullandı:
“Talimat gelen gruba karşı bir canlı bomba saldırısı yapılabileceği bilgisini içermemektedir. Bu ibareler polisin kendisini koruması, tedbirli olmasıyla ilgili yazılan görev emirleridir. İlçemize gelecek gruba karşı bir canlı bomba saldırısı düzenleneceğine dair bir bilgi iletilmemiştir. Bu gruplara karşı iki gün boyunca gerek yol uygulaması, gerekse ara caddelerle kültür merkezi etrafında ekiplerimle birlikte gerekli güvenlik tedbirlerini aldım.”
Kendisinin ve personelinin herhangi bir ihmali olmadığını savunan Yapalıal, beraatına karar verilmesini istedi.
İlk duruşması 22 Eylül’de görülecek dava öncesi, yeni görev yeri olması nedeniyle Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazısı gönderen Suruç Asliye Ceza Mahkemesi, Yapalıal’ın ifadesinin alınmasını istedi. Bunun üzerine Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi de 14 Temmuz 2016 tarihini ifade günü olarak belirledi. Ancak mağdur avukatları Yapalıal’ın SEGBİS sistemi üzerinden ifadesinin alınacağını tesadüfen Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden öğrendi. İfade işlemine katılmak için dün Muğla Adliyesi’ne giden avukatlar, Yapalıal’ın ifadesinin önceki gün gizlice Muğla 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alındığını öğrendi. Avukatların bu duruma tepki göstermesi üzerine mahkeme, ifade tarihinin Yapalıal’ın “İl dışında görevli” olması nedeniyle değiştirildiğini bildirdi. Davaların kendilerinden gizlendiğini ifade eden Suruç İçin Adalet Platformu avukatları, yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada, “Suruç katliamı soruşturmasında gizlilik kararını kaldırmayan, katliamdan birinci dereceden sorumlu kamu görevlilerini yargılama iradesi göstermeyen yargı şimdi de katliam faillerinden Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal’ı koruyor” dendi.