Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi onuruna verdiği yemekte yer alan Duhok Valisi Ali Teter, ülkesine döner dönmez Türkiye aleyhine açıklamalar yaptı. Türkiye'nin "Irak topraklarında işgalci konumunda" olduğunu savunan Teter, "Maalesef işgal ettikleri yerlerde de iyi muamelede bulunmuyorlar. Ağaçları kesiyorlar, halkın bağ ve bahçesine zarar veriyorlar. Bu konuda geçmişte birçok defa Türkiye hükumetini bilgilendirdik, itirazlarımızı ilettik, bunu yapmaya da devam edeceğiz" dedi.
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi başkanlığında Ankara'yı ziyaret eden heyette yer alan Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Duhok kenti Valisi Ali Teter, Rudaw TV'ye konuştu. Görüşmelerde Irak ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin ele alındığını aktaran Teter, Ankara ve Bağdat hükümetlerinin karşılıklı özel talepleri olduğunu söyledi.Duhok Valisi Teter, Habur Sınır Kapısı’nın yanına Ovaköy-Peşhabır sınır kapısının açılmasının gündeme geldiğini, Türkiye'nin bunda çok ısrarcı olduğunu dile getirdi. Türkiye ile Irak arasında demiryolu ve Basra Körfezi'nden Zaho’ya kadar bir otobanın inşası gibi konuların da konuşulduğunu aktaran Teter, Türkiye'nin Irak'taki varlığı ve PKK mücadelesine yönelik ise dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Teter, kendisine yöneltilen bir soru üzerine şu yanıtı verdi:
"Görüşmelerde birçok başlık gündeme geldi. Başlıklardan biri de su meselesiydi ki Irak hükümeti Dicle ve Fırat nehirlerinde Irak’ın payına düşen suyun korunmasını talep etti. Mustafa Kazımi, Türk yetkililere, ‘topraklarımızın Türkiye’nin güvenliğine tehdit oluşturan silahlı grupların konumlandığı bir saha olmasına izin vermeyeceğiz’ dedi. Bu çok doğal bir durum. Kazımi aynı zamanda her iki ülkenin de birbirlerinin iç meselelerine müdahalede bulunmamasını istedi. Bildiğimiz gibi Irak’ın böyle bir durumu da yok, burada Kazımi’nin Türkiye hükümetine mesajı Türkiye’nin Irak’ın içişlerine müdahale etmemesi yönündeydi. Yine Irak hava sahasının ihlalinin sona erdirilmesini kastetti. Çünkü son dönemde de şahit olduk; her gün Türk savaş uçaklarının bombardımanları nedeniyle Duhok’ta kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımız zarar görüyor. Bu nedenle heyet Türk yetkililerden Irak’ın egemenliğine saygı duyulmasını istedi. Buna karşılık Türkiye’de silahlı grupların Irak topraklarını kendilerine yönelik saldırılar için kullanılmasına müsaade edilmemesini istedi. Türkiye bu talebinde daha çok PKK’yi kastetti. Yine PYD ve Demokratik Suriye Güçleri’ni kastettiler. Ayrıca Şengal Anlaşması’nı gündeme getirdiler ve aynı anlaşmanın bir benzerinin Mahmur ve diğer yerler için de sağlanmasını istediler.”
Vali Ali Teter, "Türkiye'nin bombardımanlarından şu ana kadar kaç kişinin yaşamını yitirdiği" yönündeki soruyu ise "Maddi zararın boyutlarını kesin bir şekilde belirlememiz mümkün görünmüyor. Fakat çok sayıda köy boşaltılmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz yaz halka ait çok sayıda arazi, bağ ve ekim alanı zarar gördü, kurudu" diye yanıtladı.
"Türk ordusunun sınırdan ne kadar içeriye doğru girdiği" sorusuna da Teter, "Bildiğiniz gibi bu yıl da Türkiye hükümeti kara operasyonları ile sınırdan içeri doğru biraz daha ilerledi. Birçok mıntıka da onlar tarafından işgal edilmiş durumda. Maalesef işgal ettikleri yerlerde de iyi muamelede bulunmuyorlar. Ağaçları kesiyorlar, halkın bağ ve bahçesine zarar veriyorlar. Bu konuda geçmişte birçok defa Türkiye hükumetini bilgilendirdik, itirazlarımızı ilettik, bunu yapmaya da devam edeceğiz. Ormanlarımıza, doğamıza, bağ ve bahçelerimize karşı yaklaşımlarını dile getireceğiz" yanıtını verdi.
Dukok Valisi Teter, PKK'ya yönelik de "Hakikatten bahsedecek olursak PKK’nın buradaki varlığı ve savaşı Kürdistan Bölgesi topraklarına taşıması Kürdistan Bölgesi’ne milyarlarca dolar zarara neden olmuştur. Duhok’ta yüzlerce ve yine Erbil’de yüzlerce köy PKK’nın varlığı nedeniyle inşa edilememiş veya terk edilmiştir" değerlendirmesini yaptı.
"Duhok sınırlarında Peşmerge-PKK çatışması söz konusu mu" şeklindeki soruya da Teter, şu yanıtı verdi:
"Kürdistan Bölgesi sınırları Peşmergenin yetki alanındadır. Peşmerge bu toprakların savunması için yüz binlerce şehit vermiştir. Toprak Peşmergenin toprağıdır ve bu topraklarda nerede isterse orada hareket edecektir, karargah kuracak, üslenecektir. Yasal olmayan hiçbir gücün Peşmergenin bu hareketinden şikayetçi olmaya hakkı da yoktur. Aynı zamanda, Peşmerge kendisine bağlı herhangi bir gücü, herhangi bir isimle Kürdistan’ın her bir yerinde konuşlandırabilir. Fakat biz PKK’nın bunu anlamasını ümit ediyoruz. PKK’nın Güney Kürdistan’daki varlığı ne işe yarıyor? Bu konuyu bize açıklasınlar; PKK’nın son 30 yıldır Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde kalmasının anlamı nedir, köylerimizi inşa etmemizi engellemeleri ne hikmettir? Saddam Hüseyin’le aynı siyasettir bu. Dün Sadddam, Kürdistan köylerinin inşa edilmesini engelliyordu bugün aynı siyaseti PKK yürütüyor. Peşmerge’nin her karış Kürdistan Bölgesi topraklarında bulunması meşrudur. Peki PKK’ya soruyorum, onlar ve silahlı grupları burada ne yapıyorlar? Sahaları ve faaliyet alanları bellidir. Bu nedenle fiilen PKK’ya Güney Kürdistan topraklarını terk etmesi çağrısında bulunuyoruz. Terk etmeliler ki 40 yıldır inşa edemediğimiz köylerimizi yeniden inşa edebilelim."