Sarıgül: Kabahat Hayri'nin değil, koltuğun, koltuğun...

Sarıgül: Kabahat Hayri'nin değil, koltuğun, koltuğun...

Şişli Belediyesi'nde Hayri İnönü’nün "tehdit" edildiği iddialarıyla başlayan ve ortaya çıkan görüntüler ve belgelerle mahkemeye taşınan kavgayla ilgili Mustafa Sarıgül, “Ben kimseyi tehdit etmedim. Ne diyeyim; üzülüyorum. Aslında buradaki kabahat Hayri'nin değil. Koltuğun, koltuğun...” diye konuştu.

Sarıgül, sosyal medyada Şişli Belediyesi'nde bir meclis toplantısı sırasında oğlu Emir Sarıgül’ün Hayri İnönü'ye küfür ettiği yolundaki görüntülere ilişkin olarak ise, “Ona çok üzüldüm. Hemen Emir'i çağırdım. Konuştum. ‘Baba hiç öyle bir şey yok, hiç küfür etmedim. Ben sadece şöyle bir baktım, bakmakta da haklıyım, o bize haksızlık yaptı’ dedi” ifadelerini kullandı.

“O görüntüler gerçek değil, sonradan kurgulanmış, montajmış”iddiasında bulunan Sarıgül, şunları söyledi:

“Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden ses uzmanı bir hoca bunu inceledi. Bu hoca, aynı zamanda adliyelerde bilirkişi olarak görev yapıyor. İnceledi, bunun bir montaj olduğuna karar verdi.  Ayrıca yine adliyelerde bilirkişi olarak görev yapan bir başka uzman da aynı sonuca vardı. Yani, resmi kurumlarca bu görüntülerin montaj olduğu tespit edildi. Bu raporlar bize geldi.”

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan (4 Mart 2015) Sarıgül’ün açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ile aranızda büyük bir sorun var. Konu adliyeye taşındı. Sizin açınızdan durum nedir?

MUSTAFA SARIGÜL: Beni çok üzen bir olaydır. Hak etmediğim iddialarla karşı karşıya kaldım. Bütün davalardan takipsizlik kararı çıktı. Benim açımdan mesele bitmiştir.

*

Ama davalar bitmedi. Çünkü Hayri İnönü, takipsizlik kararına bir başka mahkemede itiraz etti.

MUSTAFA SARIGÜL: Evet, itiraz var. Yasal haktır, taraflar bu haklarını kullanabilirler. Ancak bugüne kadar bu tür itirazlar büyük ölçüde reddediliyor. Yani hiçbir mahsuru yok. Yargı süreci devam edebilir.

*

Bu konuda sorulara hiç cevap vermediniz. Nedir mesele? Sizin açınızdan olay nedir?

MUSTAFA SARIGÜL: Gerçekten çok üzülüyorum. Ama sorduğunuz için cevap vereyim. Mesele aslında şudur: Ben İstanbul büyükşehir belediye başkanlığına aday olduğumda yerime aday olarak bir hemşerimi, bir yakınımı tercih etmedim. Ben Şişli'de güzel bir final yapayım dedim ve belediye başkanlığını "İnönü" soyadına bırakayım dedim.

*

Hayri İnönü'yü tercih etmenizde tek etken soyadı mıydı yani?

MUSTAFA SARIGÜL: Sevgili Hayri İnönü benim belediye meclis üyemdi, benim bütçe plan komisyonu üyemdi. Beş yıllık süreçte denetleme komisyonu üyeliği yaptı, belediyemizin yan şirketinde görev yaptı. Bu süreçte en ufak bir negatif olayını görmedim. Projelerimin tamamına onay veren, bir tanesine bile hayır demeyen arkadaşımdı. Bütün yurtdışı gezilerime katıldı.

*

Sorun nerede çıktı?

MUSTAFA SARIGÜL: Hayri'nin yönetim anlayışında çıktı. Bir baktık ki bir gecede benim on beş yıl beraber çalıştığım, son derece başarılı olmuş arkadaşlarımın 15'ini birden görevden aldı. Ben "Hayri, bunlar başarılı insanlar, bu çocukları görevden almanın anlamı yok. Alacaksan bile birini al, bekle, sonra diğerini al. Bunu yaparken belediye meclis üyeleriyle konuş, onların onayını al" dedim. Söylediğim sadece bu.

*

Ama Hayri İnönü cephesinden baktığımızda olay şöyle görülüyor: Siz başkanlığı bıraktınız ama vesayetiniz sürüyormuş. Başkan Hayri İnönü ama siz perde arkasından belediyeyi yönetmeye devam ediyormuşsunuz... Buna ne diyorsunuz?

MUSTAFA SARIGÜL: Ne diyeyim; üzülüyorum. Böyle bir şey yok. Aslında buradaki kabahat Hayri'nin değil.

*

Kimin peki?

MUSTAFA SARIGÜL: Koltuğun, koltuğun...

*

Ne demek bu?

MUSTAFA SARIGÜL: Koltuk insanları bir şekilde değiştirebiliyormuş. Ben şahsen Hayri'den böyle bir şey beklemezdim. Ben Hayri'den bireysel bir talepte mi bulunmuşum? "Şuranın ruhsatını ver" mi demişim? Ben sadece çalışma arkadaşlarımın o şekilde görevden alınmasını içime sindiremedim.

*

Siz Hayri İnönü'den seçimden önce bir istifa mektubu aldınız mı?

MUSTAFA SARIGÜL: Bunlar kamuoyunda yeteri kadar tartışıldı. İnanın bu sorulara muhatap olmaktan dolayı çok üzgünüm.

*

Ama bu istifa mektubu meselesi çok önemli... Bir cevap vermeniz gerekmiyor mu?

MUSTAFA SARIGÜL: Bunları artık geride bırakmak istiyorum. Neden ısrar ediyorsunuz?

 

'Danışmana dayak olayı'

 

HAYRİ İnönü'nün bir danışmanı belediye koridorlarında tekme tokat dövüldü. Bu konuda ne diyeceksiniz?

MUSTAFA SARIGÜL: Ben konunun dışındayım, ama bana gelen bilgilere göre bu olayın belediyeyle ya da belediye meclis üyeleriyle uzak yakın alakası yok. Savcılıkta da bu konu soruldu. Bu konu tamamen Kent Konseyi toplantısında olan bir olay. Belediyenin bir salonunda "Kent Konseyi" toplantısı yapılıyor, dernek başkanları kendi aralarında tartışıyorlar, tartışma koridora taşıyor. O toplantı diyelim ki Lütfi Kırdar'da yapılmış olsaydı, oranın koridorlarına taşmış olacaktı. Olay belediye içinde olduğu için çarpıtılarak aktarılıyor.

*

Emir Sarıgül yok mu bu dövme olayının içinde?

MUSTAFA SARIGÜL: Hiç alakası yok. Emir, Kent Konseyi üyesi değil, toplantıda yok.

 

'Hayri'nin kalbi temizdir aslında'

 

HAYRİ İnönü'nün Şişli'den aday gösterilmesini sağladınız. Pişman mısınız?

MUSTAFA SARIGÜL: Ben vefalı bir adamım. Bana bir adım gelene ben on adım gitmişimdir. Yine de Hayri'ye çok fazla kızmıyorum. Kendisini yakın çevresi yanlış yönlendiriyor. Ama üzgünüm çünkü Şişli'de hizmetler aksıyor. Yerel yönetimlerde Şişli modeli var, o model zarar görüyor.

*

İçinizde Hayri İnönü'ye karşı kin ve nefret var mı?

MUSTAFA SARIGÜL: Yüreğimde kin ve nefrete yer yok. Hayri'nin kalbinin hâlâ temiz olduğuna inanıyorum. Hayri şu anda bir uykuda... Uykudan uyanacak ve doğru yapmadığını fark edecek. "Beni buraya öneren, benim belediye başkanı olmamı isteyen arkadaşımla, belediye meclis üyelerimle niçin ters düşüyorum" diyecek. "Ben niçin 15 müdürü aynı gün görevden aldım" diyecek.

*

Sizin gözünüz hâlâ Şişli'de mi?

MUSTAFA SARIGÜL: Ben çok başka yerdeyim. Sarıyer'in, Beşiktaş'ın, Bakırköy'ün, Silivri'nin, Avcılar'ın belediye başkanlarının aday olmasını da arzu ettim. Ben bu belediyelere bakmıyorum da buraya niye bakayım? Benim Şişli ile ilgili hassasiyetim var. Şişli benim üçüncü evladım. Demirel Isparta ile, Ecevit Zonguldak ile, Erbakan Konya ile anılır. Ben de Şişli ile anılıyorum. Ben sadece Şişli'de hizmetlerin geri plana düşmemesiyle ilgilenirim.

 

'Emir, Hayri'nin emrindeydi'

 

ŞÖYLE bir düşünceniz oldu mu: Hayri İnönü protokol başkanı olsun, oğlum Emir Sarıgül belediyeyi idare etsin...

MUSTAFA SARIGÜL: Hayır, asla. Böyle bir şey olamaz. Hayri ile konuşun. Emir, hiçbir zaman Hayri'nin önüne geçmemiştir. Hayri İnönü başkan olduğu zaman Emir, önünü iliklemiştir, saygısını göstermiştir. Hayri defalarca bana Emir'den memnun olduğunu söylemiştir. Emir gece yarılarına kadar sokakları geziyordu, Emir'in bütün görevlerini Hayri vermişti.

*

Geçenlerde sosyal medyada Şişli Belediyesi'nde bir meclis toplantısının görüntüleri yayınlandı. Görüntülerde oğlunuz Emir Sarıgül, Hayri İnönü'nün yanından geçerken hakaretler ediyor, galiz küfürler ediyor. Buna ne diyeceksiniz?

MUSTAFA SARIGÜL: Ona çok üzüldüm. Hemen Emir'i çağırdım. Konuştum. "Baba" dedi, "Hiç öyle bir şey yok, hiç küfür etmedim. Ben sadece şöyle bir baktım, bakmakta da haklıyım, o bize haksızlık yaptı."

*

Ama görüntüler var. Sesler var.

MUSTAFA SARIGÜL: O görüntüler medyaya özel olarak taşındı. Sorduğunuz için şu kadarını söyleyeyim, o görüntüler gerçek değil, sonradan kurgulanmış. Bir dostum beni aradı. Dedi ki: "Ben ses uzmanıyım, internetten buna baktım, bu montaj. Siz bunu detaylı bir şekilde inceletin." Bunun üzerine Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden ses uzmanı bir hoca bunu inceledi. Bu hoca, aynı zamanda adliyelerde bilirkişi olarak görev yapıyor. İnceledi, bunun bir montaj olduğuna karar verdi.  Ayrıca yine adliyelerde bilirkişi olarak görev yapan bir başka uzman da aynı sonuca vardı. Yani, resmi kurumlarca bu görüntülerin montaj olduğu tespit edildi. Bu raporlar bize geldi.

 

'Kimseyi tehdit etmedim etmem'

 

MAHKEMEYE taşınan tehdit iddiaları var. Siz Hayri İnönü'yü tehdit ettiniz mi?

MUSTAFA SARIGÜL: Hiçbir şekilde sevgili Hayri'yi benim ya da bir başkasının tehdit etmesi söz konusu değildir. Nitekim Genel Başkanımızın huzurunda bunlar kendisine soruldu. O da böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Ben hayatım boyunca kimseyi tehdit etmedim. Niye tehdit edeyim? Kendi göreve getirdiğim adamı niye tehdit edeyim? Ben olsa olsa Hayri'ye sitem ederim. Bu müdürleri niye görevden alıyorsun" derim.

*

Amerika'dan mafya ayarlıyormuşsunuz... Bu da söylendi.

MUSTAFA SARIGÜL: Amerika'ya gideceğim, onu yapacağım, bunu yapacağım... Böyle bir şey olabilir mi? Amerika'ya on bin doların dışında para sokulamaz. Bunlar deli saçması suçlamalar. Bunlara çocuklar bile güler.

*

Ama konu mahkemeye taşındı.

MUSTAFA SARIGÜL: Mahkeme sonuçlandı. Hepsinden takipsizlik kararı çıktı.

*

Ama itiraz var...

MUSTAFA SARIGÜL: Bu soruyu cevapladım. İkinci defa niye soruyorsunuz? Bakın, benim Hayri konusunda kendime söylediğim tek bir söz var: "İncinsen de incitme."

Söyleşinin tamamı için tıklayın.