SARKOZY: YOL BULMAYA ÇALIŞTIK ANKARA (A.A)

-SARKOZY: YOL BULMAYA ÇALIŞTIK ANKARA (A.A) - 25.02.2011 - Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye ile mutabık kalmadıkları malum bir konu olduğunu belirterek, "Her iki tarafın da kırmızı çizgilerini anlamaya çalıştık. Gelecek için bir yol bulmaya çalıştık. Avrupa'nın istikrarsızlaşması ya da Türk toplumunun küçük düşmemesi, modernleşmesinin önüne engel çekilmemesi için uygun bir yol bulunması gerektiğini söyledik" dedi. G20 dönem başkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden Sarkozy, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çankaya Köşkü'nde görüşmelerinin ardından düzenlenen basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Gül'ün daveti üzerine geldiği Türkiye'de bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade etti. Sarkozy, Türkiye'ye 1992'den beri Fransız Cumhurbaşkanının gelmediğine dikkati çekerek, bu 19 yıllık araya son veren Cumhurbaşkanı olmaktan mutlu olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin çok uzun zamandır uluslararası planda oynadığı rolün önemine çok inandığını dile getiren Sarkozy, Türkiye'nin bu rolünün tarihinin derinliğinden ve doğu ile batı arasındaki konumundan, özel coğrafi konumundan kaynaklandığını kaydederek, dünyanın istikrarı için inisiyatif alan bir Türkiye'ye ihtiyaç olduğunu belirtti. Sarkozy, G20 dönem başkanı olarak Fransa için Türkiye'nin desteğinin çok önemli olduğunu ifade ederek, gündemlerinde uluslararası para sisteminin reformu ve hammadde fiyatlarının düzenlenmesi gibi çok zor, acil ve karmaşık konular olduğunu söyledi. Büyük bir tarım ülkesi olan Türkiye için hammadde fiyatlarının düzenlenmesinin önemli olduğuna işaret eden Sarkozy, bu yüzden Tarım, Gıda, Balıkçılık, Kırsal Kesim ve Bölgesel İdare Bakanı Bruno Le Maire ile Türkiye'ye geldiğini ifade ederek, bu konuda Türkiye'nin oynayabileceği çok önemli bir rolü olduğunu kaydetti. "G20 Fransa dönem başkanlığı sırasında, Türkiye'nin uluslararası bir rol oynama planında G20 çerçevesinde de işbirliğine çok inanıyoruz" diye konuşan Sarkozy, Gül ile görüşmelerinde nükleer konulardan bahsettiklerini, Türkiye'ye nükleer alanda sınırsız bir işbirliği önerdiklerini, bunun Türk demokrasisine, Türk toplumunun istikrarı ve ekonomik potansiyeline duydukları güvenin bir ifadesi olduğunu vurguladı. Görüşmelerinde ayrıca terörle mücadele gibi konulardan da bahsettiklerini dile getiren Sarkozy, "Fransız demokrasisi açık bir şekilde Türk demokrasisinin yanındadır bu konuda" dedi. Türkiye ile mutabık olmadıkları malum bir konu olduğuna dikkati çeken Sarkozy, şunları kaydetti: "Farklı görüşmelerimiz olabilir, buna rağmen iyi ve yakın ilişkilerimiz olabilir. Birlikte çalışmaya ve birlikte geleceğin yollarını aramaya devam edeceğiz. Bu şekilde Türkiye, modernliğe doğru yol almaya devam edecek ve Avrupa siyasi birliğinde zaten karmaşık olan bir işi mevcut gündemde de devam ettirecektir." Sarkozy, Türkiye'nin üye olması için bir müzakere kararı alınmadığını belirterek, AB içinde bazı ülkeler olarak bunun uygun olmadığını düşündüklerini belirterek, "Böylesine açık sözlü, saygılı ve saygıdeğer bir görüşle dost olarak Türkiye'ye geldim" dedi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sarkozy, bir gazetecinin "Ortadoğu'da dünya dengelerini de etkileyen tarihi gelişmeler yaşanıyorken AB'nin bu gelişmeleri yönlendirme konusunda hiçbir etkisinin olmadığını görüyoruz. Buna karşılık Türkiye bölgede Avrupa'nın da değerleri olan demokrasi ve insan hakları gibi konularda bir esin kaynağı, hatta bir model işlevi görüyor. Durum böyle iken AB içinde sadece Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkmasını büyük bir çelişki ve stratejik vizyon noksanlığı olarak görmüyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine "Çok ılımlı bu sorunuz için çok teşekkür ederim" diye konuştu. Sarkozy, "Gazetecileriniz Türk toplumunun geleceğine ne kadar güveniyor" diyerek Cumhurbaşkanı Gül'ü tebrik etti. "Keşke Fransa'da da durumun böyle olsaydı. Türkiye'ye koşulsuz bağlısınız ve Türkiye'yi koşulsuz seviyorsunuz demek ki sizi tebrik ederim. Bunu Fransız gazetecilere de söyleyeyim, bazı şeyleri karıştırmamak lazım. İnsan ülkesini severek de gazetecilik yapabiliyormuş, çok sempatik buldum sorunuzu bu bağlamda" diye konuşan Sarkozy, "Fransa bu görüşe sahip tek ülkedir" yargısının doğru olmadığını ifade etti. Sarkozy sözlerini şöyle sürdürdü: "Şöyle düşünüyorum; Üyelik ve ortaklık gibi-ki ortaklığın söz konusu olmayacağını Türkiye defaatle belirtti-çeşitli tercihler arasında başka yollar da bulunabilir gelecek için. Ilımlı, barışçı, vizyon sahibi başka yollar da bulunabilir. Ortadoğu konusunda söylediklerinizi kaydettim. 'Türkiye demokrasi değerlerini taşıyor Ortadoğu'da' dediniz. 'Avrupa'da durum böyle değilse neden üye olmak konusunda bu kadar ısrarcısınız?' diye sorabilirim. Bir çelişki yok mu bu söylediklerinizde?  Ortadoğu'da olanlar konusunda haklısınız, bunlar çok çok önemli olaylar. Türkiye'yi iyi tanıyorum. Tek bir Türk bile dışarıdan birilerinin kendi ülkesinin geleceğini belirlemesini kabul etmez. Bu bir Türk gerçeğidir, Fransızların gerçeğine benzer. Ortadoğu'da olanlar her şeyden önce Ortadoğu halklarının elindedir. Olağandışı bir şey olmuştur. Arap halkları şiddet kullanmaksızın barışçı bir şekilde kendi kararlarını eline almaya karar vermişlerdir. İşte yenilik budur. Türkler Mısırlıların, Fransızlar Tunusluların yerine mi karar alacaklardı? Kim anlayabilirdi böyle bir şeyi? Buradaki yenilik bu halkların demokrasiye, toplumsal ilerleme ve ekonomik kalkınma istemeleri. Onlara yardımcı olmak istiyoruz. Türkiye ve Avrupa olarak ortak paylaştığımız bir sorumluluktur bu." "Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili karar hep birlikte alındı. Fakat Cumhurbaşkanı olmanızla birlikte bu kararı yok sayarak Türkiye'nin AB'ye üye olamayacağını söylediniz. Fransa'nın imza koyduğu bir karar var. Bunun sizin ve AB'nin inandırıcılığını ve kredibilitesini gölgelediğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruyu Sarkozy, kararın müzakereleri açma kararı olduğunu belirterek, şöyle yanıtladı: "Üye olmak üzere bir müzakere... bunun kararı alınmadı. Ben daima müzakerenin faydalı olduğunu düşünmüşümdür, bir yol alınması gerekiyor. Üyelik perspektifi ile AB içinde bazı ülkeler olarak bunun uygun olmadığını düşünüyoruz. Müzakerelerin durması gerektiğini de düşünmüyoruz, çünkü Türkiye çok büyük bir ülke. AB ile Türkiye'nin de yakınlaşması gerekir. Müzakereler de bunun için faydalıdır. Olan da budur. Yapılan da budur. Türkiye bağlamında Kıbrıs konusunda hiçbir beyanatta bulunmadım. Bu süreçte Kıbrıs'ın da bir rolü vardır. Bizce günün birinde çıkmaz olabilecek bir yola girmektense konuşmaya devam etmek, bir uzlaşı yolu bulmak daha uygundur diye düşünüyorum. İşte Fransa'nın görüşü budur. Ben Türkiye'ye gelerek iki toplum arasındaki anlaşmayı teşvik ettiğimi düşünüyorum." Sarkozy, Libya'daki drama işaret edilerek, Fransa'nın cezai yaptırım uygulanmasını istediği, Türkiye'nin çekinceli baktığı bu konuda askeri müdahalenin düşünülüp düşünülmeyeceğine ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı: "Her bir ülkenin farklı bir hassasiyeti olabilir, ülkeler tamamlayıcı roller oynayabilir. İran konusunda da öyledir örneğin. Türkiye'nin Libya konusundaki hassasiyetini çok iyi anlıyorum. Bizlerin Fransa olarak konumumuz; Sayın Kaddafi gitmelidir. Libya halkına karşı sistematik ve mükerrer olarak uygulanan şiddet kabul edilemez. Kesinlikle bu konuda tahkikat ve cezai yaptırım olması gerekir diye düşünüyoruz."  BM Güvenlik Konseyi'nin Libya konusunu gündeme almasını istediklerini belirten Sarkozy, Kaddafi ve Kaddafi ile işbirliği yapmaya devam edenlerin ceza mahkemesine gitmesi gerektiğini düşündüklerini, BM tahkikat komisyonunun Libya'ya gitmesi, bireysel veya ortak sorumluluklar konusunda cezai yaptırımlar uygulanması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.