''Sarkozy'nin popülizm krizi geldiğinde...'' 

-''Sarkozy'nin popülizm krizi geldiğinde...''  -Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: -''Popülizm krizi geldiğinde Sarkozy'nin ilk sarıldığı şey Ermeni  meselesini gündeme getirip bunu kaşımak'' -''Bu Fransa'ya ciddi manada zarar verecektir'' -''Vatandaş ister istemez böyle durumlarda, milli duygularla  Fransız mallarına karşı zaman zaman farklı bir tavır içine girebiliyorlar'' (Görüntülü) CENEVRE (A.A) - 16.12.2011 - Feyzullah Yarımbaş - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Fransa Meclisinin 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını tartışmayı suç kapsamına alma girişimini değerlendirirken ''Popülizm krizi geldiğinde (Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy'nin ilk sarıldığı şey Ermeni meselesini gündeme getirip bunu kaşımak oluyor'' dedi. AA'ya konuşan Çağlayan ''Fransa bunu artık bir genetik alışkanlık haline getirdi. Seçim zamanlarının vazgeçilmezi haline geldi. Yani Fransa'da bir seçim varsa bilin ki Ermeni meselesini mutlaka gündeme getirecekler. Zaten Sarkozy bu konuda çok daha saplantısı olan biri. Fransız kamuoyunu etkilemek için veya Fransız halkına herhangi birşeyi unutturmak için tek ve en büyük taktiği Ermeni meselesini gündeme getirmek. Ve bu çerçevede bilhassa bugün, bakın dikkat edin, yapmış olduğu bu çalışmayı aslında Fransa'daki Ermenilerin de dikkate almaması gerekiyor. Çünkü bunun seçim zamanlarında oy ihtiyacı olduğunu, popülizm krizi geldiğinde Sarkozy'nin ilk sarıldığı şey Ermeni meselesini gündeme getirip bunu kaşımak... Tabi burada, Fransa'nın şu anda Yunanistan konusunda, Yunan devlet tahvillerini elinde ciddi manada tutan Fransa, Fransız halkının kendisine bu paraların hesabını sorması gerektiği biryerde, Fransız halkını da 'cambaza bak cambaza' misali farklı noktaya getirerek gündem değiştirmeye çalışıyor'' ifadesini kullandı. Bu meselenin seçim yaklaşırken böyle bir hamle ihtiyacı duyan Sarkozy'nin işi olmadığını ve tarihçilere bırakılması gerektiğini vurgulayan Çağlayan, ''Ben Ankara Sanayi Odası başkanı olduğum dönemde yine Fransız Meclisinin bu konuyla ilgili karar alacağı gün birkaç arkadaşımla beraber oraya gitmiştim ve 'suçu işlemeye geliyorum' diyerek 'suçu' da işlemiştim. Gidip Fransa'da gerek parlamento gerek tüm televizyonlarda ve o gün ziyaret etmiş olduğum MEDEF başta olmak üzere Fransa'nın işadamları kuruluşlarında, oradaki birçok işadamına gidip, 'böyle birşey yoktur, bu suçu işliyorum' demiştim. Bugün de aynı şeyi söylüyorum'' şeklinde konuştu. Zafer Çağlayan, sözkonusu yasa teklifi hakkında uyarılarda bulunarak ''Hiç kimsenin haddi değildir böyle birşey. Ve bu Fransa'ya ciddi manada zarar verecektir. Fransız halkının ve Fransız işadamlarının bu konuda çok uyanık olması gerekiyor ve buradaki sıkıntıyı yakından görmeleri gerekiyor. Bu konuda bizim kalkıp Fransız firmalarına karşı birşey yapmamız sözkonusu değil, hele Türkiye'de yatırım yapmış olan tüm yatırımcı Fransız kardeşlerimiz, dostlarımız onlar başımızın tacıdır. Ama bunu vatandaşlarımıza anlatmakta zorluk çekebiliriz. Vatandaş ister istemez böyle durumlarda, onlar da milli duygularla Fransız mallarına karşı zaman zaman farklı bir tavır içine girebiliyorlar. Bakın tekrar söylüyorum. Asla böyle birşey olmasını temenni etmem. Çünkü neticede ben yabancı sermayeden sorumlu bakanım'' dedi. Çağlayan, ''Ama şunu çok iyi biliyorum ki Avrupa'da bulunan Türkleri ve dünyanın her yerinde bulunan Türkleri, Fransız halkının haketmediği bir şekilde bir karşı tepkiye sokacak, Fransız işadamlarının, sanayicilerinin ürünlerini ciddi şekilde bir karşı tavra, defansa sokacak olan bir yönden öteye gitmez bu iş. Hem Fransa'da daha önce görüştüğüm bazı bakanlar, benim Fransa'da görüşmüş olduğum birçok işadamları buna şiddetle karşı çıkıyorlar zaten. Çünkü bu ticaretin sanayinin önünde ciddi bir engel olarak ortaya çıkıyor. Oysa bizim Fransa'yla ticari ilişkilerimiz son derece iyi. Karşılıklı ticari ilişkilerimiz son derece gelişkin. Ve bu noktada sırf oy almak uğruna, sırf birkaç böyle popülizm, birkaç oyu daha alabilir miyim uğruna, resmen popülizm krizine yakalanmış bir şekilde bay Sarkozy'nin bunu gündeme getirmesini bir kere son derece yanlış, son derece hatalı bir girişim olarak görüyorum'' ifadesini kullandı. Fransız Meclisinin böyle bir hataya düşmeyeceğini ve bu meseleyi tarihçilere bırakacağını umduğunu dile getiren Çağlayan, ''ama yapacağı tahribat, ilişkilere getirecek olduğu zarar onların yanlarına kar kalacaktır'' dedi. (FYZ-NİF)