-Sarkozy'nin yaptığı saçmalıklardan biri İSTANBUL (A.A) - 18.12.2011 - Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, 1915 olaylarıyla ilgili olarak Fransa Meclisi'nde gündeme getirilmeye çalışılan tasarıya ilişkin, ''Bu,Sarkozy'nin kaybettiği desteği geri almak için yaptığı saçmalıklardan biri. Türkiye, artık o veya bu ülkenin veya Sarkozy gibi insanların seçim kampanyalarına malzeme olacak bir ülke değil'' dedi. Marmara Grubu Vakfının ''Aralık 2011 Akademik Konsey Toplantısı''na onur konuğu olarak katılan Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, AKPM'nin ilk Türk başkanı olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi'nin kuruluşu ve yapılanması hakkında bilgi vererek, ''Bugün hala 10 ülke AKPM'nin denetimi altındadır. 4 tane ülke de denetim sonrası diyalog sürecindedir. Bunlardan biri Türkiye'dir. 2004'te Türkiye denetimden çıkmıştır'' dedi. Görevde bulunduğu süre içerisinde yaptığı çalışmalardan bahseden Çavuşoğlu, şöyle devam etti: ''Avrupa Konseyi'nin başka bir görevi de insan hakları, demokrasi ve özgürlükler konusunda buna yeni geçen ülkelere yardımcı olmaktır. Özellikle 1970'li yıllarda Avrupa'da diktatörlükler yıkıldıktan sonra o ülkelerdeki demokratik standartların yükselmesine çok büyük katkısı olmuştur. Biz de başkan seçildikten sonra bazı yeni değişiklikler getirmek istedik. Nasıl o yıllarda bu ülkelere Avrupa Konseyi yardımcı olduysa, bizim dönemimizde AKPM olarak komşu bölgelerdeki ülkelerde demokratik standartların gelişmesi için çaba başlattık. Yeni bir üyelik statüsü geliştirdik, 'demokrasi için ortaklık statüsü' adı altında. Bu süreci 'Arap Baharı' başlamadan önce ortaya koyduk. 2010'da başkan seçildikten bir ay sonra Fas bu üyelik için başvurdu. Bu sene haziran ayında Fas'ı ilk defa Avrupa tarihinde Avrupa sınırlarında olmayan bir ülkeyi üye yaptık. Şimdi Kırgızistan'dan talep geldi. Seçimlerden sonra aynı talebi Kazakistan'dan ve yakın zamanda da Tunus'tan demokratik kurumlar oluştuktan sonra bekliyoruz.'' Çavuşoğlu, Mısır ve Libya'ya ilgi gösterdiklerini ve Suriye'deki durumu da yakından takip ettiklerini aktararak, ''Üye olmayan ülkelerde değişiklikleri sağlamamız mümkün değil. Komşuluk politikamızı ve 'demokrasi için ortaklık süreci'ni bundan sonraki süreçte de yoğun bir şekilde sürdüreceğiz'' şeklinde konuştu. Özellikle parlamenter diplomasiyi iyi bir şekilde işletmek istediklerini ifade eden Çavuşoğlu, ''Her şeyden önce üye ülkeler içinde hala çok ciddi sorunlar yaşayan ülkeler var. Avrupa Konseyi ile arasında problemler olan ülkeler var. Bir de kendi aralarında problemli olan ülkeler var. Bu problemlerin çözümüne katkı sağlayabilmek, yoğun parlamenter diplomasiyi işletmek gerekiyor'' ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Avrupa'nın ciddi bir ekonomik krizin etkisinde olduğuna işaret ederek, krizlerin topluma etkisini araştırmak zorunda olduklarını kaydetti. ''Avrupa'da herkesi endişeye sürükleyen bir ırkçılık, hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı var'' diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti: ''Bugün bunun somut sonuçlarını görüyoruz. Bugün ılımlı partilerin bile kaybettikleri oyları geri alabilmek için ırkçı partilerin söylemlerini kullandıklarını ve aynı eylem içinde olduklarını görüyoruz. Bununla ilgili mücadele etmek gerekiyor. Zihinlerin değişmesi lazım. Bu yüzden başkanlığımın en öncelikli konularından biri, kültürler arası diyaloğu artırmak oldu.'' Çavuşoğlu, görev süresince gittikleri ülkelerde vatandaşları hiçbir zaman ihmal etmediklerini kaydederek, ''Azerbaycan'a karşı çifte standardın önüne geçtik. KKTC'yi de ihmal etmedik. Avrupa kurumları içinde iki tane KKTC'li milletvekilini bünyesinde barındıran tek kurum AKPM'dir. Başkanlığım döneminde güneye nasıl muamele yaptıysak, kuzeye de aynısını yaptık'' ifadelerini kullandı. Türkiye'nin Avrupa Konseyi ve uluslararası örgütlerde etkinliğinin arttığını görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, ''Türkiye 2004'te denetimden çıkmasaydı, benim için de hayal bile olamazdı başkanlık. Türkiye'nin masanın başında olmasının bir faydası var. Her şeyden önce Türkiye ve Türkiye'nin menfaatleri için oluşan riskleri azaltmak için fayda var. Diğer taraftan ortaya çıkacak fırsatları yakalamak için de önemlidir'' diye konuştu. -Fransa'daki yasa tasarısı- Çavuşoğlu, 1915 olaylarıyla ilgili olarak Fransa Meclisi'nde gündeme getirilmeye çalışılan tasarıya ilişkin Avrupa Konseyi'nin bir çalışması olup olmadığının sorulması üzerine de şunları kaydetti: ''Bu, Sarkozy'nin kaybettiği desteği geri almak için yaptığı saçmalıklardan biri. Bunu Fransızların yüzüne de söylüyorum. Çünkü bu her şeyden önce Avrupa Konseyi'nin prensiplerine karşı, yani düşünce özgürlüğüne karşı. Siz, 'sözde soykırım var' diyebilirsiniz, ama benim de 'yok' deme hakkım var. Böyle bir akıl tutulması olmaz. En temel prensiplerimize aykırıdır. Meclis olarak bu konuda henüz bir karar almadığımız için bir şey söyleyemeyiz, ama Fransız arkadaşlarımızı uyardık. Benden sonra seçilecek başkan Fransız. Hükümetimiz bu konuda tutumunu belirledi. MHP bu konuda desteğini verdi, inşallah diğer partiler de bu konuda aynı tutum içinde olur, çünkü bu bizim milli bir meselemizdir. İç siyasi çekişmelerden uzak bu konuda birlikte hareket etmemiz lazım güçlü olabilmemiz için. Umarım sağduyu kazanır, aksi takdirde bunun yansımaları Fransa için de hiç hoş olmaz. Bu, tamamen Sarkozy'nin bir seçim malzemesidir. Türkiye artık o veya bu ülkenin veya Sarkozy gibi insanların seçim kampanyalarına malzeme olacak bir ülke değil.'' Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) dosya sayısıyla ilgili bir soru üzerine de Çavuşoğlu, ''Türkiye'nin AİHM'deki dosya sayısına baktığımızda durum iç açıcı değil. 47 ülke arasında üçüncü sıradayız. Bu övünülecek bir şey değil. Bunların içinde de tekrarı olan dosya sayısı çok'' şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, herkesin yargılama ve tutukluluk sürecinin uzun olmasından şikayetçi olduğunu ifade ederek,sözlerini şöyle tamamladı: ''Bunların düzeltilmesi, aynı zamanda iç hukuk yollarının güçlendirilmesi, yargı reformunun yapılması gerekiyor. Türkiye aleyhine dava açan insanların içeride haklarının ihlal edilmediğine inanacak şekilde kararların vicdanda yer bulması lazım. En son N.Ç olayını vicdanlarımız kabul etmez. Bu insan hakları mahkemesine giderse de Türkiye mahkum olur tahminimce. Oradaki bu kadar dosya sayısı, Avrupa Konseyi'nde Türkiye'yi savunmaya çalışan milletvekilleri ve diplomatları da, mahkeme içindeki yargıç ve diğer arkadaşları da rahatsız etmektedir.''