Sarmusak davasının hâkimi: Genelkurmay baskı yaptı

Sarmusak davasının hâkimi: Genelkurmay baskı yaptı

Onbaşı olarak askerliğini yaparken Deniz Kuvvetleri karargâhından emniyete gönderdiği Batı Çalışma Grubu'nun fişleme çalışması üzerine "köstebek" suçlamasıyla tutuklanan polis memuru Kadir Sarmusak ile dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu'nu beraat ettiren mahkemede görev alan askeri hâkim emekli albay Mesut Kurşun, "Genelkurmay'dan baskı gördüğünü, savcılar çağırırsa bildiklerini anlatabileceğini" açıkladı.

 
Kurşun, Zaman muhabiri Derviş Genç'in sorularını yanıtladı. Zaman gazetesinde "Sarmusak davasının hâkimi: Genelkurmay'dan baskı gördüm" başlığıyla yayımlanan (18 Nisan 2012) başlıklı haber şöyle:
 
O dönem Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Erdal Şenel'in kendisine yaptığı baskıyı ayrıntılarıyla anlatan Kurşun, "BÇG legal bir yapılanma değildi. Savcı çağırırsa gider bildiklerimi anlatırım" dedi.
 
28 Şubat sürecinin sembol olaylarından biri Genelkurmay bünyesinde illegal faaliyette bulunan Batı Çalışma Grubu'nu (BÇG) deşifre eden 'Sarmusak' davasıydı. Kamuoyu, milyonlarca vatandaşı fişleyen birimden dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu ve vatani görevini yapan Onbaşı Kadir Sarmusak'ın sayesinde öğrendi. Gizli yapıyı ortaya çıkaran Orakoğlu ve Sarmusak, askerin baskıları sonucu askerî mahkemede yargılandı. Davaya bakan askerî hakim emekli Albay Mesut Kurşun'un dava sürecine ilişkin anlattıkları o dönemde yargıya yapılan müdahaleyi gözler önüne seriyor. Albay Kurşun, 11 Eylül 1997'de başlayan davanın ikinci günü Bülent Orakoğlu'nu tahliye etmelerinin Genelkurmay Adli Müşaviri Şenel'i rahatsız ettiğini belirtiyor. Şenel'in, ertesi gün Deniz Kuvvetleri Adli Müşaviri Ramazan Şafak'la "Duruşmaları gizli yapsınlar" talimatı gönderdiğini aktaran Kurşun, ancak bunun mümkün olmadığını söyleyerek reddettiğini vurguluyor. Bunun üzerine kendisini makamına çağırdığını ve şu tepkiyi gösterdiğini aktarıyor: "Sen ne yapıyorsun, neden kurcalıyorsun, neden deşiyorsun? Bırakın Sarmusak'ı, benim için Orakoğlu önemli. Davayı ben açtırdım. Orakoğlu'nun görevden alınmasını istedik. Fakat mükafat olarak onu ABD'ye gönderdiler. Siz mi öyle yaparsınız, ben de açtırdım soruşturmayı." BÇG'ye ait gizli belgeleri çalmakla suçlanan Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu ve Onbaşı Kadir Sarmusak hakkında askerî hâkimler önce tutuklama, daha sonra ise beraat kararı verdi. Ancak bu tutum hâkimlere pahalıya mal oldu. Kimi emekli edilirken, bazıları ise sürgün cezasına çarptırıldı. O dönemde binbaşı olan davanın hakimlerinden emekli Albay Mesut Kurşun da verdiği beraat kararının hemen ardından Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne üye olarak tayin edildi. 28 Şubat sürecinde yaşanan hukuksuzlukları Zaman'a anlatan Kurşun, BÇG'nin yasal bir yapılanma olmadığının altını çiziyor. Emekli askerî hakim, Sarmusak davasında esas yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığına dikkat çekerken, yargılama sırasında çalındığı iddia edilen BÇG belgelerinin asıllarını Genelkurmay'dan istediklerini, ancak Çevik Bir'in belgeleri mahkemeye vermekten kaçındığını söylüyor. Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel'in kendisine "Çevik Bir emir subayına bütün çekmece ve dolapları arattırdı. Belgeleri bulamadı." cevabını verdiğini kaydediyor.
 
Askerî Hakim Albay Kurşun, postmodern darbeyle ilgili soruşturmayla 'MGK devlettir' anlayışının kırıldığını, yerini demokrasiye bıraktığını dile getiriyor. Savcıların kendisini çağırması halinde bildiklerini anlatacağını kaydediyor ve ekliyor: "Artık devir değişti. Söz, siyasi otoritenin. 28 Şubat soruşturması halkın iradesinin gerçek sahibinin seçimliler olduğunu ortaya koydu. Mazlumun ahı yerde kalmaz. İlahi adalet var. Tüm illegal yapılanmalar ortaya çıkarılsın."