Üç defa üst üste dünya şampiyonu olan Norveçli Magnus Carlsen, ABD'li rakibi satrancın yükselen yıldızı Fabiano Caruana'yı yenmeyi başardı ve bir kez daha dünya şampiyonu oldu. Ancak burada bahsi geçen tarafların Gladyatör gibi sahaya çıktığı bir güreş ya da boks mücadelesi değil. Bahsettiğimiz turnuva Londra'da düzenlenen 2018 Dünya Satranç Şampiyonası.
Bir dizi oyunun beraberlik ve patayla sonuçlanmasının ardından dün oynanan final mücadelesinde tie-break karşılaşmaları düzenlendi.
Dövüş sporlarıyla aynı paraların ya da aynı ünün konuşulmamasına rağmen, bu mücadelede oldukça ciddi bir iş.
Turnuvayı kazanan Carlsen 1,1 milyon dolarlık ödülün de sahibi oldu.
Dünya Satranç Federasyonu'na göre, her ne kadar bu oyunu sıkıcı insanların oynadığı yönünde bir algı olsa da dünyada 600 milyondan fazla kişi düzenli olarak satranç oynuyor.
Aslında 1500'den fazla yıl önce icat edilen bir oyun için hiç de fena değil.
Ancak 27 yaşındaki Norveçli Carlsen sayesinde satrancın da yeniden gözde bir oyuna dönüştüğü görülüyor.
Carlsen, 2013 yılından bu yana turnuvaya ağırlığını koymuş durumda ve satrancın imajının değişmesine de katkıda bulunuyor.
Öncelikle Soğuk Savaş yıllarından bu yana satranç turnuvalarında egemen olan eski SSCB ya da Doğu Avrupa ülkelerinden birinden değil.
Aslında, Carlsen'den önce 1937 yılından bu yana Dünya Şampiyonu unvanını alan diğer "yabancılar" ABD'li Bobby Fischer ve Hint Viswanathan Anand olmuştu.
Ancak bu isimlerden hiçbiri Carlsen kadar ön plana çıkmayı başaramadı.
1990'lı yıllarda bilgisayarlara karşı yaptığı maçlarla ün kazanan eski Dünya Şampiyonu Rus Gary Kasparov de bu kadar ön plana çıkamamıştı.
22 yaşında dünya şampiyonu olan Carlsen, satranç oyuncuları için ender bir şey yaparak, ün kazandı.
Örneğin, lüks saat markalarının ve spor otomobil reklamlarında oynadı, hatta Hollandalı giyim firması G-Star Raw için modellik yaptı.
Hayatını anlatan belgesel 56 ülkede vizyona girdi ve 2013 yılında da TIME dergisinin dünyanın en etkili 100 kişisi listesinde yer aldı.
Ayrıca Carlsen The Simpons dizisinin bir bölümünde de göründü.
Carlsen tarafından eğitim amaçlı olanlar da dahil olmak üzere satrançla ilgili bir dizi uygulama geliştirmek amacıyla kurulan Play Magnus'un CEO'su Kate Murphy, "Satranç, yaşlıların oynadığı bir oyun olarak görülüyordu. Carlsen, şampiyonluğa ulaşarak ve daha fazla gencin bu oyunu oynamasını sağlamaya çalışarak bu algıyı değiştirdi" dedi.
Şirketin geliştirdiği uygulamalardan birinde oyuncular, hayatının bazı dönemlerinde Carlsen ile sanal ortamda maç yapabiliyor.
Carlsen'a satranç oynamayı babası henüz beş yaşındayken öğretti. Ancak bu oyuna hemen ısınamadı.
Satranca olan ilgisi babası Hendrik Carlsen'ın karşılıklı oynamayı çok sevdiği ablasını yendikten sonra artmaya başladı.
2016 yılında verdiği bir mülakatta, Carlsen, "Ablamı yenmek en büyük motivasyonum oldu ve bu süreçte satrancı sevmeye başladım" dedi.
Carlsen, dokuz yaşına geldiğinde ise artık babasına karşı da galip geliyordu.
Dünya şampiyonluğu dışında bir satranç oyuncusunun ulaşabileceği en yüksek mertebe olan büyükustalığa 13 yaşında erişti.
O dönem kendisine "Satrancın Mozart'ı" lakabı takıldı.
Carlsen'in yükselişini daha da özel kılan bir diğer unsur da Norveç'in satranç alanında önde gelen ülkeler arasında yer almaması.
Dünya Satranç Federasyonu'nun sıralamasına göre, dünyanın en iyi 100 oyuncusu arasında Carlsen dışında yalnızca bir Norveçli daha var.
Diğer yandan aynı listede Rusya'dan ise 20'den fazla isim var. Çin dokuz, İngiltere ve ABD yedişer ve Hindistan da altı isimle listede yer alıyor.
Aslında Carlsen'ın satrançta bir yenilenme dönemini başlatması için zaman da oldukça uygun.
Satranç, internet sayesinde Kasparov'un en ünlü olduğu dönemden bile daha çok fazla insana ulaşır oldu.
Chess.com internet sitesi, dünya çapında oyunculardan gelen iki milyardan fazla oyuna evsahipliği yaptığını iddia ediyor.
Chess.com'un Direktörü Peter Doggers, "Kasparov, olağanüstü bir oyuncuydu ve bu oyunun tanıtılmasında da elçilik rolü oynadı. Ancak Magnus Carlsen, hem internet hem de sosyal medyanın faydasını görme konusunda doğru zamanda, doğru yerde oldu" dedi.
Satrançla ilgili değişimin en önemli göstergelerinden biri demografik verilerde saklı. Şu anda ilk 10 erkek satranç oyuncusunun altısı 30 yaş altında.
Kadınlar arasında ise oran daha yüksek: En iyi 10 kadın satranç oyuncusunun dokuzu 30 yaş altında ve dünyanın bir numarası Çinli Hou Yifan da bu grubun içinde.
Doggers, "Bu, bilgisayarların satranç dünyasında yarattığı değişimin ilk sonuçlarından birisi. Bugünlerde elinde dizüstü bilgisayar olan her çocuk istediği her yerde çalışabilir ve daha iyi olabilir. Bununla birlikte Magnus Carlsen'in de bir rol model olduğu ve oyunun görünürlüğünü artırdığı da bir gerçek" dedi.
Londra'daki şampiyonanın ek bir kazancı da dünyanın en iyi oyuncuları sıralamasında ikinci sırada olan Fabricio Caruana'nın performansı oldu.
Fischer'dan bu yana şampiyonada finale çıkan ilk ABD doğumlu oyuncu olurken, Fischer'ın Sovyetlerin altın çocuğu Boris Spassky'yi yenerek şampiyon olduğu 1972'den bu yana aynı başarıyı tekrarlayan ilk ABD'li isim de olma ihtimali var.
1972'de İzlanda'nın başkenti Reykjavik'de düzenlenen turnuvanın finali "Yüzyılın Maçı" olarak anılmış ve bir filme, hatta bir Broadway müzikaline ilham vermişti.
Carlsen'in 2016 yılında New York'ta düzenlenen turnuvada Rus Sergey Karjakin karşısında şampiyonluğa uzanmasıyla ilgili bir kitap yazan gazeteci Brin-Jonathan Butler, "Fischer bir dönem Muhammed Ali kadar para kazandı. Bu da Spaskky karşısındaki zaferinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor. Ancak aynı zamanda yüksek zeka ile deliliğin satrançta nasıl içiçe olduğunu da gösterdi" dedi.
Butler'ın bu sözleri, 2008 yılında hayatını kaybeden Fischer'ın 1972 yılındaki zaferinin ardından dengesiz bir hayat tarzı benimsemesi, 1975'te şampiyonluk unvanını korumak için turnuvaya katılmaması ve yıllarca inziva hayatı yaşamasına bir gönderme.
Fischer, 1992 yılında Yugoslavya'daki satranç turnuvasında yer alarak, Birleşmiş Milletler (BM) ambargosunu delmesinin ardından ABD hükümeti ile hukuki bir savaşın içine girmesiyle de tanınmıştı.
Fischer ayrıca, 11 Eylül saldırılarına överek ülkesinde tepki toplamıştı.
Butler, "Fischer, satranç tahtasında tam bir sanatçıydı. Ancak Magnus bir makine gibi oynuyor ve heyecanlı bir maç izlemek isteyenleri de zaman zaman kızdırıyor. Yine de olağanüstü bir oyuncu" dedi.
Caruana ise 15 yaşında ABD'de büyükusta mertebesine ulaşan en genç oyuncu oldu.
ABD basını Londra'daki final müsabakası için "Kaptan Amerika, Thor'a karşı savaşıyor" benzetmesi yaptı.
Butler, "Carlsen, 2016'da Karjakin'e karşı zorlandı ve şu anda bence Caruana daha iyi bir oyuncu. Magnus'u teste tutacak" dedi.
İskandinavya bölgesinin süper kahramanına benzetilmesi bir bakıma Carlsen'in fiziki durumuna da bir gönderme taşıyor.
Yüksek düzeydeki maçlar altı saate kadar uzayabiliyor ve dayanıklılık Norveçli oyuncunun başarı reçetesindeki en önemli malzemeler arasında yer alıyor.
Peter Doggers, "Rakiplerini tüketiyor. Ancak Caruana da dahil diğer oyuncular da artık fiziki durumlarına aynı şekilde dikkat ederek, Carlsen'ı yakalamaya başladı" dedi.
Bugünkü maçın favorisi Carlsen. Yıldırım oyunun ustası ve 2016'da da Rus Sergey Karjakin'i bu formatta mağlup ederek, unvanını korumayı başardı.
Ancak Caruana da ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu ortaya koymuş durumda.
Carlsen, Caruana hakkındaki fikri sorulduğunda, "Kesinlikle karşıma çıkan en kötü rakip" yanıtını verdi.
ABD'li oyuncu, Norveçli rakibinin tam zıttı gibi duruyor.
İngiliz menajeri Mehreen Malik, The Times gazetesine yaptığı açıklamada, "(Caruana'ya) Promosyon işleri yaptırmak çok zor. Instagram'a haftada bir post koydurmak? Mümkün değil… Ünlü biri olmak ya da dünyanın onu tanıması çok da umurunda değil" dedi.
Ancak eninde sonunda Carlsen'i yenmeyi başarırsa bu durum da hızla değişebilir.