Satürn’ün uydusu ‘Enceladus’ta, buz kütlesinin altında okyanus olduğunu belirleyen NASA ekibinden kıdemli astrobiyolog Dr. Mary Voytek, “Bu çok önemli bir keşif. Eğer Dünya’daki bir okyanustan mikroorganizmalar alıp Enceladus’taki okyanusa atarsak yaşar” dedi.
Dr. Hunter Waite, "yaşam olup olmadığını anlamak için 2030 gibi Enceladus’a yeniden gidebileceklerini" belirterek, "Bu tarihe kadar kesin bir bilgi edinemeyeceğiz" ifadesini kullandı.
Dr. Chris McKay ise, "Atmosfer yok, yüzey buzla kaplı... Yüzeyde hayat mümkün değil, sadece okyanusta mümkün. Bu nedenle kolonileşmek gerçekçi değil. Belki insanlık ileride sadece turistik ziyaretler düzenler" diyor.
Gazete Habertürk'ten Nalan Koçak'ın sorularını yanıtlayan (16 Nisan 2017) NASA ekibinin açıklamaları şöyle:
Satürn’ün uydusu Enceladus’taki keşif neden önemli?
Dr. Hunter Waite: Enceladus’un yüzeyini kaplayan buzun altında dev bir okyanus olduğunu tespit ettik. Daha da önemlisi bu okyanusun içinde hidrotermal bacalar var. Daha önceki araştırmalarımızda bunların ipucunu almıştık ancak son yayımladığımız makalede daha önemli bir bilgi var: bu okyanus “yaşanılabilir” yani yaşamın gelişmesi ve sürmesine uygun biyolojik ortama sahip. Bu ortamda yaşamı besleyebilecek enerji kaynağı (yani besin) var, bu kaynak hidrojen formunda.
Dr. Mary Voytek: Enceladus, üzerinde çalıştığımız okyanus gezegenlerin en küçüklerinden biri. Şöyle anlatayım, eğer Dünya bir futbol topu büyüklüğündeyse, Enceladus golf topu büyüklüğünde... Uydunun üzerindeki okyanustan uzaya doğru su bulutları yükseliyor. Bulutlar birkaç kilometre uzaklığa erişiyor. Biz de Cassini uydusuyla bu bulutları inceledik. Okyanusta pek çok organik madde ve gaz tespit ettik. En önemlilerinden biri yaşam için enerji sağlayan hidrojen... Enerji olmazsa, uyduda sadece su olduğunu ve bunun da yaşam için yeterli ortamı sağlamadığını düşünürdük... Ama enerjiyi bulduk, bu çok önemli bir keşif. Eğer Dünya’daki bir okyanustan mikro organizmalar alıp Enceladus’taki okyanusa atarsak yaşar! Ama bu, henüz yaşam bulduğumuz anlamına gelmiyor.
Dr. Chris McKay: Bu keşfi diğerlerinden ayıran şey, gezegenden uzaya sızan okyanus bulutu. Cassini uzay aracı buluttan örnekler topladı ve örnekleri inceledik. Okyanusun bileşenleri hakkındaki bilgiler zaten artık malumunuz....
Hidrojenin bulunması ne anlama geliyor?
Waite: Hidrojen, mikrop gibi organizmalar için potansiyel bir besin kaynağı. Dünya’dan örnek verecek olursak, mesela hidrotermal kaynakların çevresinde hep metanojenik mikropların var olduğunu biliyoruz.
McKay: Dünya’da yaşamın iki kaynağa ihtiyacı var: biri güneş ışığı (Enceladus’taki yaşam için bu mümkün değil çünkü okyanus kilometrelerce kalınlığındaki buz kütlesinin altında) ve kimyasal reaksiyon. Enceladus’ta ikincisi var, bu da hidrojen sayesinde.
Enceladus’taki okyanusun bileşenleri neler?
Waite: Alkali bir okyanus, PH değeri 8 ila 12 arasında. Suyun içerisinde az miktarda hidrojen, karbondioksit, metan, amonyak ve organik bileşenler var.
Voytek: Okyanus yüzeyin 5-6 kilometre altında. Derinliğinin 65 kilometre civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Tuz oranı bizim okyanuslarımıza benzer. Sıcaklıksa donma noktasının sadece birkaç derece üzerinde, yani hayli soğuk. n Okyanusta sıcak sıvı bulundu...
Bu ne anlama geliyor?
Waite: Hidrotermal aktivitenin sonucu ortaya çıkan sıcak sıvı, özellikle de su, okyanustaki yaşam için çok önemli olan mineralleri üretiyor. Özellikle de hidrojeni...
Voytek: Sıcak okyanus sıvısı suyla kaya arasında etkileşim için çok önemli. Bu etkileşim sayesinde yaşamı mümkün kılan mineral ve gazlar ortaya çıkıyor.
Yüzeydeki durumu konuştuk. Peki uydunun atmosferi var mı?
Waite: Maalesef atmosferi yok. Hava boşluğu gibi düşünün... Ve okyanustan uzaya doğru duman şeklinde bir sızıntıdan söz edebiliyoruz.
Voytek: Yüzeydeki sıcaklık yaklaşık -200 derece. Ayrıca yüzey donmuş durumda ve bu nedenle yüzeyde yaşam mümkün görünmüyor.
Peki, “Satürn’ün uydusunda gelişmiş yaşam formları var” diyebilir miyiz?
Waite: Gelişmiş yaşam formlarının bulunması muhtemel değil. Burada daha çok mikroplardan bahsediyoruz. Ama unutmayın, şu ana kadar henüz bir yaşam izine de rastlayamadık.
Voytek: Bence orada yaşam var ama gelişmiş düzeyde değil. Mikrobiyal yaşam seviyesinde.
Yaşam olup olmadığını anlamak ne kadar sürer?
Waite: Çalışmalar kısa süre içinde başlayacak. Ancak 2030 gibi Enceladus’a yeniden gidebileceğiz, bu tarihe kadar kesin bir bilgi edinemeyeceğiz.
McKay: Şu an için önemli olan, uydunun yaşam için uygun bir ortam sağlıyor olması. Yani yaşanabilir bir gezegen. Güneş sistemimiz içindeki hiçbir yer için bu ifadeyi daha önce kullanamıyorduk, yani bu bir ilk...
Enceladus’un yaşama uygun olduğunu tespit ettiniz. Yaşam olup olmadığını da kısa vadede öğreneceğiz... Peki insanlık gelecekte orada kolonileşebilir mi?
Waite: Bunun olacağını sanmıyorum çünkü uydu çok küçük ve soğuk.
McKay: Atmosfer yok, yüzey buzla kaplı... Yüzeyde hayat mümkün değil, sadece okyanusta mümkün. Bu nedenle kolonileşmek gerçekçi değil. Belki insanlık ileride sadece turistik ziyaretler düzenler.
Peki NASA için bir sonraki adım ne? Enceladus’ta tam olarak ne arayacaksınız?
Waite: Cassini misyonu yani bizim ekibimiz yapabileceği her şeyi yaptı. Yaşamın izlerini -amino asit, yağ asidi ve diğer mikrobiyal besinler- bulmak için yeni bir misyona ihtiyacımız var.
Voytek: Yeni misyon için çalış- malar var. Ama gözlerin çevrileceği bir başka misyonumuz var: Europa... Jüpiter’in uydusu ve tıpkı Enceladus gibi yüzeyinin altında bir okyanusu var. Europa’daki okyanusta da hidrotermal faaliyetin olduğuna inanıyoruz. Yani yaşama uygun bir ortamın..