-SAV: TÜRKİYE'NİN AYDINLANMA DEVRİMİ SÜRECEK ANKARA (A.A) - 10.09.2010 - CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Anayasa değişikliği konusunda yapılacak halk oylamasıyla ilgili, ''Sonuç ne çıkarsa çıksın, Türkiye Cumhuriyeti'nin aydınlanma devriminin yürüyüşü sürecektir'' dedi. CHP Genel Merkezi'nde, Ramazan Bayramı dolayısıyla partililer ve vatandaşlarla bayramlaşma yapıldı. Genel Sekreter Sav, gazetecilerin soruları üzerine, bayramlaşmaya kısa bir ara vererek, referandum öncesi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sav, Anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak halk oylamasının sonucu ne çıkarsa çıksın, Türkiye'nin, demokrasinin ve Cumhuriyet'in kazanması temennisinde bulunarak, ''Sonuç ne çıkarsa çıksın, Türkiye Cumhuriyeti'nin aydınlanma devriminin yürüyüşü sürecektir. Seçim ve halk oylaması sonuçları, bütün insanlarımızı düşündürüyor, heyecanlı bir beklentiye soktu. Sanıyorum pazar günü halk oylaması herhangi bir olay yaşanmadan, bir gerginliğe neden olmadan atlatılır. Ben, devletin güvenlik güçlerinin bu konuda çok sağlıklı görev yapacaklarına, sandık güvenliğini sağlayacaklarına inanıyorum'' diye konuştu. Bir yanlış anlama nedeniyle parti olarak Yüksek Seçim Kuruluna başvuruda bulunduklarını ifade eden Sav, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sandık tutanaklarının altında '(önemli not) diye yazılan ve üç nüsha düzenlenecek, ikisi seçim kuruluna verilecek, biri de sandık yerinde asılacak' şeklindeki ibare, sandık başında pek çok tartışmaya neden olacağı için CHP olarak başvuruda bulunduk. Yüksek Seçim Kurulu da konuya açıklık getirdi. İsteyen siyasi parti temsilcilerine -gözlemci olsun, görevli olsun- sandık sonucunu belirleyen tutanağın örneğinin verileceği ifade edildi. Bu, çok önemli bir husus. Aslında 'isteyen siyasi parti temsilcisine' ibaresini beklemeden sandık kurulu başkanının işin gereğini yapması durumundadır diye düşünüyoruz.'' Türkiye'nin son altı ayının anayasa değişikliği konularıyla meşgul olduğunu belirten Sav, şunları kaydetti: ''Siyasal iktidar, kendisine göre bir yargı özlemi içinde anayasa değişikliğini gerçekleştirdi. Suça göre değil, suçluya göre yargıç arayışına girildi. Bu, adaleti kökünden sarsacak bir anlayıştır. Tabii temelinde siyasal iktidarın mensuplarının geride bıraktığımız dönemde işledikleri birtakım suçların da gelecekte üstünün örtülmesi anlamını taşıyacaktır. Dokunulmazlıkların sınırlandırılmasına yönelik verilen sözler havada kalmıştır. Anayasa değişikliğinde dokunulmazlığa ilişkin hiçbir hüküm yoktur. Oysa, Anayasa ve Adalet Karma Komisyonunda bekleyen 670 dosya bulunmaktadır. Maalesef, üzülerek söylemeliyim ki bu dosyalardan 4-5 tanesi de Sayın Başbakan'a aittir. Sayın Başbakan'ın 'zimmet, resmi evrakta sahtekarlık, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık ve cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak' suçlarından yargılanması gerekirken, dokunulmazlık nedeniyle yargılanmaması durumuyla yüz yüzeyiz.'' ''Sayın Başbakan, televizyon programında ağladı. Bu konuda düşünceleriniz nedir?'' sorusu üzerine de Sav, ''Sayın Başbakan, bir ağlama üstadı. Onun örnek aldığı ustaları da var. Mesajlarını ağlayarak veren birçok ustası var Sayın Başbakan'ın. Ağlamak, bir zafiyetin ürünüdür. Sayın Başbakan, herhalde 12'yi 13 Eylüle bağlayan gece doya doya ağlayacaktır, sonuçları gördükten sonra'' dedi.