Rusya-Ukrayna savaşı küresel ticarette tüm dengeleri değiştirirken, lojistik rotaları da yeniden şekilleniyor. Çin-Avrupa hattında önemli geçiş ülkeleri olan Ukrayna ve Rusya’nın, savaş nedeniyle riskli hale gelmesi, alternatif güzergahlara talebi artırdı. Bu durum, Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Koridor’un önemi artırdı. Ancak Türkiye için önemli fırsatlar yaratan bu gelişmenin önünde altyapı eksikliğinden kaynaklanan bazı engeller var. Sektör yetkilileri, fırsatı kaçırmamak için mevcut güzergahtaki sorunların ivedilikle çözülmesi gerektiğini vurguluyor.
Dünya'dan Aysel Yücel'in haberine göre Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nin (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, bu durumun Türkiye’den Kafkaslar’a, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ile Kazakistan’ı da içine alan Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridor’u daha da değerli hale getirdiğine dikkat çekti. Özellikle Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan limanlarında lojistik merkezler ve serbest ticaret sahaları kurulmasının, Trans-Hazar işbirliğinin gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Orta Koridor’un paydaşları olan Azerbaycan ve Türkiye’nin buna hazır olması gerektiğinin altını çizen Ulusoy, “Türkiye, Orta Koridor ile ilgili var olan teknik sorunları gidermeleri için diğer ülkelere yardımcı olmalı ve bunu teşvik etmeli. Gümrük sistemlerimizi ve vergilerini birbirine uyumlu hale getirmeli, Orta Koridor’un işlerliğini daha da artırmalıyız” diye konuştu.
Özellikle AB’ye yönelik taşımalarda sınır kapılarında yaşanan kapasite ve bürokratik sorunların aşılması isteniyor.
"Transit gelirleri artacak, yerli üretim teşvik edilecek, gümrük sistemlerimizin küresel entegrasyonu da tamamlanırsa ihracat maliyetlerimiz azalacak" diyen Ulusoy, başta Türkiye ve Azerbaycan olmak üzere Orta Koridor rotasındaki ülkelerin stratejik öneminin artacağını söyledi. Ulusoy, “Bunun sonucunda lojistik sektörü olarak uzun yıllardır hedeflediğimiz transit taşımacılıkta uluslararası HUB olma ihtimalimiz güçlenecek” dedi.